ويكيبيديا

    "الأكسجين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oksijen
        
    • oksijensiz
        
    • oksijene
        
    • oksijenin
        
    • oksijenimiz
        
    • oksijenden
        
    • Oksijenimi
        
    • hava
        
    • oksijenle
        
    • oksijenli
        
    • Oksijenini
        
    • oksijeni
        
    Peki, 3000 metreye kadar, oksijen konusu büyük bir problem değil. TED إ.ر. : حتي 3000 متر، ليس هناك مشكلة إطلاقاً مع الأكسجين.
    Sigaranın oksijen yoksunluğu ve nefes darlığına yol açmasının sebeplerinden biri budur. TED وهذا أحد الأسباب التي تجعل التدخين يؤدي إلى نقص الأكسجين وضيق التنفس.
    Bu toksinler aynı zamanda kandaki oksijeni yakmaya başlar ve akciğer ve böbrek gibi ana organlara giden oksijen azalır. TED وفي نفس الوقت فإن هذه السموم تسبب خسارة الأكسجين في الدم، ومن ثم انخفاض كميته التي تصل إلى الأعضاء الرئيسية
    Hala etten ve kandan oluşuyorsun, sonsuza kadar oksijensiz kalamazsın. Open Subtitles ما زلتِ دماً ولحماً لا يمكنكِ الصمود للأبد بدون الأكسجين
    Güneş ışığını ve karbondioksidi şu an ciğerlerinizi dolduran oksijene dönüştürüyorlar. TED إنها تحول ضوء الشمس وثاني أوكسيد الكربون إلى الأكسجين الذي يملأ رئاتكم حاليًا.
    Havadaki oksijenin çoğunluğunu üreten varlıklar. TED وهي الكائنات التي توفر معظم الأكسجين المتواجد في الجو.
    Bozuk bir telsizimiz ve yaklaşık dört saatlik oksijenimiz var. Open Subtitles لدينا جهاز إرسال مُتعطل ، وحوالي أربع ساعات من الأكسجين المُتبقي
    Yani ana tüp, ana kritik şey, buradaki oksijen besleme tüpüdür. TED الخزان الرئيسي، الشيء المهم هو أسطوانة غاز الأكسجين التي لدينا هنا.
    Toprak kurur kurumaz, kuru mevsimde, çatlaklar oluşur, oksijen içeri girer ve alevler çıkar ve tüm problem baştan başlar. TED وإذا جفت التربة ، تصبح في موسم الجفاف، وتحصل على الشقوق، يدخل الأكسجين ، وتخرج النيران وتبدأ المشكلة من جديد.
    Bu aynı bölgede benim bir yıl önce çekilmiş fotoğrafım gördüğünüz gibi oksijen maskesi ve solunum cihazına bağlıyım. TED وهذه صورة لي في نفس المكان .. ولكنها قبل عام وكما ترون فإني أضع قناع الأكسجين مع منظم تنفس
    -Hadi, yapalım şunu. -Her tankta 6 saatlik oksijen var. Open Subtitles لنبدأ العمل كل خزان منهما يحوى ستة ساعات من الأكسجين
    Genç kırmızı kan hücrelerinin %85 i nasıl oksijen taşınacağını bilmiyor. Open Subtitles 85بالمائة من صغار كرات الدم الحمراء لا يعرفون كيفية حمل الأكسجين
    Hasar son nöbette beyne oksijen gitmemesinden kaynaklanmış olabilir mi? Open Subtitles أيمكن أن يكون الضرر قد حدث لنقص الأكسجين أثناء النوبة؟
    Hasar son nöbette beyne oksijen gitmemesinden kaynaklanmış olabilir mi? Open Subtitles أيمكن أن يكون الضرر قد حدث لنقص الأكسجين أثناء النوبة؟
    oksijen seviyelerinin 90'ın altına düşmemesine özen gösterdim. Ona zarar vermek istemem. Open Subtitles شاهدت المعدلات تأكدت أن نسبة الأكسجين فوق 90، لا يمكن أن أؤذيه
    Hızlı hızlı nefes almaya başladı sonra oksijen tüpü olduğunu sandığı tüpe ulaştı ama o tüp pediatrinin helyum tüpüymüş. Open Subtitles أصيبت بنوبة خوف ثم أرادت أخذ جرعة من خزان الأكسجين واتضح فيما بعد أنه خزان لغاز الهيليوم من قسم الأطفال
    Kalp durunca, beyin oksijensiz kalmış. Open Subtitles عندما يتوقف القلب لا يصل الأكسجين إلى الدماغ
    Evet Dünyamızın atmosferi hacimsel olarak yüzde 20 oksijene sahip. TED حسنا، كما تعلمون، على أرضنا يوجد الأكسجين في الغلاف الجوي بنسبة 20 في المئة من الحجم
    Seyirci kaydırma olayını ilk kez görür ve oksijenin odadan çekildiğini duyabilirsin. TED يري الجمهور لأول مرة التمرير لأول مرة، يمكنك سماع الأكسجين يُسحب من الغرفة.
    Odada hava sirkülasyonu oluyor gibi görünmüyor bu yüzden yaklaşık iki saat kadar sonra oksijenimiz tükendi. Open Subtitles ويقومون بتجديد الهواء داخل الغرفة ، حتى.. تمكث ساعتين وينفذ بعدها الأكسجين منك
    Bu arada harika görünüyorsun. Kumarhane salonlarına verdikleri oksijenden olsa gerek. Open Subtitles بالتأكيد هذا بسبب كل الأكسجين الزائد الذي يضخونه إلى الكازينوهات
    Oksijenimi solumayı kes ve s..tir git defol evimden. Open Subtitles توقف عن استنشاق الأكسجين واخرج من منزلي إسمع
    Bu hava yüzeye çıkarken akciğeri tekrar şişirmek için kullanılır fakat şimdilik kalp atışları oksijeni muhafaza etmek için yavaşlıyor. TED وعند الصعود للسطح، يُستخدم هذا الهواء لإعادة نفخ الرئتين، ولكن في الوقت الحالي، يبطؤ معدل ضربات القلب للحفاظ على الأكسجين.
    Unutma, içinde oksijenle birleştirildiğinde su yapılan hidrazin var, o yüzden dikkatli ol. Open Subtitles ولا تنسى، إنه مملوء بالهيدرازين والذي يجتمع مع الأكسجين ليصنع المياه لذا تمهل
    Uğultulu rüzgâr ve ince oksijenli havada volkanın içine giden bir yol bulmaya çalışacaklar. Open Subtitles بأجواء يملأها هزيز الرياح ،وفقر الأكسجين يتمثل تحديهم بالعثور على منفذ إلى البركان بحد ذاته
    Algler ne zaman bu şekilde ürese, suyun Oksijenini tüketecek. TED المشكلة حينما يعيد الطحلب الإنتاج بهذا الشكل، يحرم الماء من الأكسجين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد