ويكيبيديا

    "الأوان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zamanı
        
    • Çok
        
    • geç
        
    • Vakit
        
    • vakti
        
    • Artık
        
    • işten
        
    • zamanın
        
    •   
    • erken
        
    Benim güzel oğlum Artık saklama. Artık her şeyi hatırlama zamanı. Open Subtitles ولدي الجميل، لا اختباء بعد الآن، آن الأوان لتتذكّر كلّ شيء.
    Yöneticilerin sorumluluklarını şereflendirmelerinin tam zamanı. TED هذا هو الأوان للقادة للوفاء بالتزاماتهم
    Yılın sonunda, her şey için Çok geç olduğunda değil. TED لا أريد أن أعرف ذلك بنهاية السنة، عندما يفوت الأوان.
    - Evet, sanırım ama... - Artık Çok geç, değil mi? Open Subtitles آجل , أعتقد ذلك لقد فات الأوان , أليس كذلك ؟
    Daha hala Vakit varken, bu konuda bir şey yapmalısın. Open Subtitles تعلمين، بأنكِ لابد أن تفعلي شيء لذلك قبل فوات الأوان.
    Teknolojinin eğitimimize yardım etme, bizi hiç olmadığımız kadar hızlı ve daha iyi eğitme zamanı geldi. TED وأعتقد أنه آن الأوان للتكنولوجيا أن تساعدنا في التدريب، أن تساعدنا في تدريب الناس بشكل أسرع وأفضل من ذي قبل.
    ve bu yüzden sonuçlarına katlanmalıyız... yüzdeki bu perdenin inmesinin vaktidir... ve bu kadın avcısı adamın maskesini düşürmenin zamanı geldi. Open Subtitles يجب أن نواجه الحقيقة آن الأوان لتمزيق الحجاب وكشف هذا السيد زير النساء
    Hayatım boyunca aptalca bir şey yapmadım. Yapmamın zamanı geldi. Open Subtitles أنا لم أقم بأيّ حماقة في حياتي مطلقاً و قد آن الأوان للقيام بذلك
    Eğri oturup doğru konuşmanın zamanı geldi. Bu adamla evlemezsin. Open Subtitles لقد آن الأوان لكي أفصح عمّا بداخلي لا يمكنك أن تتزوّجي ذلك الرّجل
    O zaman bu sıvının tam olarak ne yapabileceğini bulma zamanı, değil mi profesör? Open Subtitles أن الأوان لمعرفة ما هو تأثير هذا الراسب الطيني أليس كذلك أيها الأستاذ ؟
    Küçük çocuğun Çok çabuk doğması için dua edelim ya da Çok geç. Open Subtitles دعنا نصلي لكي يولد الطفل في وقت مبكر . أو بعد فوات الأوان.
    Tılsım neredeyse kontrolden çıktı. Çok geç olmadan onu karanlığa gömmeliyiz. Open Subtitles التميمة خارج السيطرة علينا أن ندفنها في الظلام قبل فوات الأوان
    Artık Çok geç, Bark. Annem çoktan... - 401k'sını çekti bile. Open Subtitles لقد فات الأوان , لقد نقلت أمي ثروتها الـ 401 ألفاً
    Burns her şeye sahip oluyor! Çok geç olmadan onunla konuşmak zorundayım. Open Subtitles بيرنز يمتلك كل شىء لابد لى من التكلم قبل أن يفوت الأوان
    - Çıkma teklif etmek istemiştim. Ama Artık Çok geç. Open Subtitles أردت أن أدعوك للخروج و لكن لقد فات الأوان الآن
    Buraya geldiklerinde Vakit geçmiş olur. Dinleyin, yaptıklarınızı takdir ediyorum ama buradan ayrılmam gibi bir şey söz konusu değil. Open Subtitles سيكون فات الأوان عندما يحضروا الى هنا انظروا, أقدّر لكم هذا ولكنه لن يحدث
    Bu İngiliz sömürge devletine ne düşündüğümüzü söylemenin vakti geldi. Open Subtitles أعتقدُ أنه آن الأوان لأن نُعلمَ تلكَ المُستعمرة برأينا فيهم.
    Ne yaptığımızı işten geçinceye kadar fark etmeyeceğini umuyorum. Open Subtitles أراهن أنه لن يكتشف ما نفعله إلا بعد فوات الأوان
    Gitmeme izin verirsen eğer geleceği değiştirebilirsin Jamie. Hâlâ zamanın var. Open Subtitles إذا سمحت لي بالذهاب ، تستطيع تغيير المستقبل ، جيمي أنه لم يفت الأوان
    Hiçbir şey için asla Çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için Çok erken değil. Open Subtitles وإذا كان ذلك مهمّا لم يفت الأوان بعد أو في حالتي, ليس مبكّر جداً لكي تكون من تريد أن تكون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد