Sınıfta geç saatlere kadar yemek yiyor ve oyun oynuyorlar! | Open Subtitles | للملاحظة , لايزالون متأخرين في صفهم يأكلون , يلعبون الالعاب |
- Sadece bilmeni isterim ki burada bir tür oyun oynamıyorum. | Open Subtitles | اريد فقط ان تعرفي انني لا العب اي نوع من الالعاب |
Üstünde bizim üniversitenin logosu vardı. Biliyorsunuz çocuklara öğretiyoruz ve onlara oyunlar alıyoruz | TED | كنت قد وضعت شعار جامعتي عليها نحن نحب اطفالنا .. ونشتري لهم الالعاب |
Pekin'in Olimpiyat oyunları ilahesine gitmiştim. | TED | كنت في مناقصات إستضافة بكين لدورة الالعاب الاولمبية. |
oyuncak hesaplarına giden parayı istedikleri her şey için harcayabilirler. | TED | والمال الذي في حساب الالعاب هو تحت تصرفهم المباشر يمكنهم فعل ما يردون به |
Kısmi ücretli oyun işine bulaştığınızda, şeytanla iş birliği yapmış oluyorsunuz. | Open Subtitles | عندما تتورط في الالعاب المجانية أنت تعقد صفقةً مع الشيطان الكندي |
oyun tasarımı için daha çok para bulmalıyız. | TED | علينا ان نجد التمويل الكافي من اجل تصميم الالعاب التعليمية |
Şu Olimpik bir oyun olabilirdi: Bir sincabı salıverin, | TED | يمكننا ان ندرج السنجاب في الالعاب الاولومبية |
Ve oyun yapmaya başlayıncaya kadar şunu fark etmemiştim ki... aslında oyunları daha ziyade oyuncaklar olarak görüyorum. | TED | ولم يكن حتى وقت آخر، بدأت صنع الالعاب اعتقد فالواقع أني أعتبرهم ألعاب. |
Başka bir insanla oynanacak lanet oyunlar işte. Değil mi, Nicky? | Open Subtitles | بعض الالعاب اللعينه تلعب مع انسان اخر اليس كذلك يا نيكي |
Ve keşfettik ki okulda oyunlar hakkında konuşan öğrencileri hakkında oldukça aşağılayıcı konuşuyorlar. | TED | واكتشفنا .. انهم تحدثوا في هذا الخصوص مع الطلاب في المدرسة الذين يحبون الالعاب بصورة مفرطة .. |
Kazanmayı çok severdi. Bazen insanlara ufak maço oyunlar oynardı -- | TED | لقد أحب النصر دوما في تلك الالعاب الجنونية التي يقوم بها عادة |
Ve aslında bu son adam burada birkaç yıl önce burada Rio'nun Olimpik oyunları kazanması durumuna uyduğunu düşündüğüm birkaç cümle söyledi. | TED | وفي الواقع فإن آخر شخص هنا قد قال عبارة منذ أعوام قليلة تليق على ما أعتقد على حالة فوز ريو باحتضان الالعاب الأوليمبية |
Çocukların yasak olduğu bir ülkede oyuncak yapan bir adama asla güvenmem. | Open Subtitles | انا لااثق برجل يصنع الالعاب فى ارض يمنع فيها الاطفال |
- Tamam ama plastik bir oyuncak istemiyoruz. Şunun gibi bir tane istiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد مثل هذه الالعاب البلاستيكية نريد شيئا مثل هذا. |
Gelecek bir dakikada, kafamın içindeki tüm noktaların kavramsal bir havai fişek gösterisi gibi sergilendiğini biraz göreceksiniz. | TED | علي مدار الدقيقة القادمة، سترون ما يشبه قليلا عرض الالعاب النارية الخيالي من كل النقاط التي دارت في رأسي. |
"Doğruluk mu, cesaret mi" oyunu dünyanın en eğlenceli oyunudur. | Open Subtitles | الحقيقة والجرأة هي واحدة من اكثر الالعاب متعة في العالم |
O, oyuncaklar yerine aletlerle oynayarak büyümüş bir çocuktu. | TED | انه طفل نمى يلعب بواسطة الادوات . لا بواسطة الالعاب |
Bu çok önemliydi. Ben de yaptığım oyunları daha ziyade modern Montessori oyuncakları olarak görüyorum. | TED | وهكذا، الالعاب التي أقوم بها، أعتقد انها ألعاب مونتيسوري حديثة. |
Ama havai fişekler başladığında herkes susardı. | Open Subtitles | ولكن حينما تبداء الالعاب الناريه كان الجميع يصمت |
Efendim, bu tür oyunlarda çok kötü olduğumu bilirsiniz. | Open Subtitles | سيدى انت تعلم كمانا سىء فى هذا النوع من الالعاب |
- Tören borusunu duyduğunda havai fişekleri tutuştur. - Emredersiniz, efendim. | Open Subtitles | حين تسمع جعجعة ، فهذا معناه اشعال الالعاب النارية |
Oyuncakçı onu yıllardır siber uzaya hapsettiğimiz için bizden nefret ediyor. | Open Subtitles | صانع الالعاب يكرهنا لاننا سجناة فى عالم الحاسوب كل هذه السنين |
Kör bir adam bir eskrimci olarak Olimpik oyunlara nasıI katılabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل أعمى المنافسة في دورة الالعاب الاولمبية في المبارزة؟ |
Eski kocamı aşağılayarak bütün deli seks oyunlarını oynadık. | Open Subtitles | نحن نقوم بشتى الالعاب الجنسية المجنونة اللعينة والتي تتضمن إذلالاً لزوجي السابق |
Yani bütün sporlar Sam. | Open Subtitles | اعني.. كل الالعاب.. سام |