"البلدة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kasaba
• kasabanın
• şehir
• kasabada
• kasabaya
• kasabayı
• kasabadan
• şehre
• şehrin
• şehri
• şehirde
• şehirden
• kasabadaki
• şehirdeki
• ülke

Gelebilir miyiz? Hayır. İş için kasaba dışına gitmem gerekiyor, yorulursunuz.
يجب أن أذهب إلى البلدة لأقوم ببعض الأعمال وأنتم ستشعرون بالتعب

Depo rampası kasabanın bu tarafında. Makinist nasıl duracağını biliyor.
المنحدر العامودي بهذا الجانب من البلدة المهندس يعرف كيف يتوقف

Yemek için şehir dışında bir yere gitmek ister misin?
أتريدين الذهاب إلى مكان ما خارج البلدة لتناول العشاء ؟

kasabada, kendisi ve şu soygun hakkında anlatılanlar hoşuna gitmeyecektir.
انه لا يحب مالذي تقولة البلدة بشأنة وبشأن هذا الغريب

Sen uzun süredir bu kasabaya gelen en ateşli şeysin.
أنت أكثر فتاة مثيرة عبرت هذه البلدة منذ وقت طويل

- Bu kasabayı eğitmem gerekecek. - Haydi. Cevap ver.
أرى أننى سوق أقوم بتعليم البلدة هيا، فلتجب عن السؤال

Teslim olacağız. Ama sana veya bu kasabadan birine değil.
نحن سنستسلم ولكن ليس لك او لأي احد في البلدة

şehre atacağına söz verdiğin o acınası eski şapkayla mı gittin.
ذهبت الى البلدة مرتدية القبعة القديمة لقد وعدتينى انك لن ترتديها

Umarım yanılıyorsundur, çünkü insanlar bu kadar uzağa giderse şehrin bu eski yerleşim yerindeki emlak fiyatları çok düşer.
أتمنى أن تكون مخطئاً لأن الناس إذا ذهبوا بعيداً هكذا ستتقلص قيمة العقارات القديمة فى هذا الجزء من البلدة

Savaştan sonra Canaima'ya döndüğümde, kasaba benim için bir parti verilmişti.
مباشرةً بعد الحربِ، عندما إنتقلتُ إلى كانايما، البلدة بالكامل عملتلي حفلة.

Cole, Atlanta'da becerdiğin o kızı bütün kasabanın duymasını istemezsin değil mi?
لا ترغمني علي إخبار البلدة عن الرجل الذي عبثت معة في أتلانتا

Sanki bu kasabanın daha fazla kediye ihtiyacı varmış gibi.
كما لو أن هذه البلدة بحاجة إلى المزيد من القطط

Bu şehir benim için bitti. En azından bir süre için.
هذه البلدة قد انتهت بالنسبة لي على الأقل لفترة من الوقت

Tanrı'm. Bu şehir bir arbede olmadan bir gün bile geçiremez mi?
يا ربي, ألا يمكن لهذه البلدة أن تمضي يوماً واحداً بدون شغب

Bu kasabada başka El Gato Negro barı var mı? Hayır.
اهناك حانة اخرى في هذه البلدة ملك آل جاتو نيجرو ؟

Kitabının yüz tane kopyasıyla kasabaya geldi. Bir saat içinde hepsi tükendi.
جاء إلى البلدة ومعه 100 نسخة من كتابه، بيعت النسخ خلال ساعة

Bu kasabayı, ülkedeki en büyük tavuk çiftliklerinden biri yaptık.
جعلنا هذه البلدة واحدة من أكبر معالجات الدجاج في الدولة

Bu kasabadan biri onu öldürdü! Kim olduğunu bulmanızı istiyorum!
وقد قتله احد سكان هذه البلدة أريدك أن تجد الفاعل

Ama, belediye başkanı onu kapatmaya karar vermişti çünkü insanların eğlenmesinden hoşlanmıyordu... casino'nun şehre kanun kaçaklarını çektiğini düşünüyordu.
الذي كان قد بنى فى البلدة المجاورة لكن رئيس البلدة، أراد أن يغلق ذلك الكازينو لأنه لم يحب المقامرة

Hırsızların dün gece adama saldırmış ve şehrin bir kenarında bırakmışlar.
لصوصك قفزوا عليه الليلة الماضية و تركوه ليموت في ساحة البلدة

Burası senin için büyük bir ölüler şehri gibi, değil mi?
هذة البلدة عبارة عن مدينة كبيرة للاموات بالنسبة لك اليس كذلك؟

Küçük güzel çocuk, bu şehirde iyi bir otel var mı?
هل يوجد فندق جيد هنا في هذه البلدة ايها الصبي الجميل؟

Bu karavanı alabilirsin ve büyük bir ihtimalle iyi fiyat olur çünkü en kısa sürede şehirden ayrılmak istiyor.
تستطيع شراء هذه المقطورة، و ربما تحصل على عرض جيد حقا لأنه يريد الخروج من البلدة بأسرع وقت ممكن.

Benim müşterilerimi otelden kovuyor. kasabadaki kadınların yarısına çarşafları birbirine ekletiyor.
يطرد الناس خارج فندقى جمع نصف نساء البلدة لخياطة الملاءات معاً

Bu şehirdeki eski kurtların arasındaki en sıkı bağ bu oluyor.
هذا أقرب شيء لدينا إلى شبكة الفتى الكبير في هذه البلدة

Bütün ülke savaş hazırlıklarıyla çalkalanıyor... üç krallık da askeri marşlarla inliyordu.
كل البلدة كانت منشغلة بإنذار الحرب الممالك الثلاثة كانت تطلق الموسيقي العسكرية