eğitim Kurulu'na gittiler ve bazı okulları erişilebilir yapmaları konusunda talepte bulundular. | TED | وذهبوا إلى مجلس التعليم وطالبوا مجلس التعليم بجعل المدارس الثانوية قابلة للوصول. |
Bu, resmi olmayan bir Okul; ancak gerçekten de bütüncül eğitim veriyor. | TED | هي مدرسة غير رسمة لكنها في الحقيقة هي حول التعليم الشامل .. |
Güney Afrika'nın eğitim sistemi, ırk ayrımı döneminde beyaz azınlığa göre düzenlenmişti. | TED | في جنوب أفريقيا، تم تأسيس التعليم خلال عهد الفصل العنصري للأقلية البيضاء |
ve her yıl eğitimi iyileştirmek için yüzlerce girişim gerçekleşiyor. | TED | وهناك مئات المبادرات في كل عام في محاولة لتحسين التعليم. |
eğitime çok daha az yatırım yapıyorduk, neredeyse yüzde 35' daha az. | TED | كان إنفاقنا جد ضعيف على التعليم، حوالي 35 بالمائة أقل على التعليم. |
Öyleyse eğitimin, kişilerin hayatlarını devam ettirebilmeleri için yaptıkları işlerle ilgili olması ve onlara bu konuda yardımcı olması gerekir. | TED | لذا يتوجب ان يكون التعليم .. غير تقليدي .. ويساعد الاشخاص في جعل حياتهم افضل .. وفي توفير لقمة العيش |
Dolayısıyla bu format, tek tip eğitim modelinden uzaklaşıp öğrencilerin çok daha kişiselleştirilmiş bir müfredat izlemelerine olanak tanır. | TED | إذن فالأسلوب يتيح لنا تجنب نموذج المقاس الواحد للجميع في التعليم ويتيح للطلاب اتباع منهج مخصص للفرد بصورة كبيرة. |
Ve hiçbir yerde eğitim sisteminin kalitesi öğretmenlerin kalitesini geçmiyor. | TED | ولا يوجد نظام تعلو فيه جودة التعليم عن جودة مدرسيه. |
Gana'da Aralık, 2012'de yapılan seçimlerde iki aday arasındaki mücadele eğitim üzerineydi. | TED | في انتخابات غانا في ديسمبر 2012 المعركة بين المنتخبين كانت حول التعليم |
Dünyanın büyük bölgelerinde, ortalama vatandaş için yüksek eğitim ulaşılamaz halde. | TED | في أماكن شاسعة من العالم يتعذر التعليم العالي على المواطن العادي. |
Çocuk yaşta evlilik yoksulluk, sağlıksızlık ve eğitim eksikliği döngüsünü devam ettiriyor. | TED | زواج الأطفال يطيل الدورة الخبيثة للفقر والمستوى الرديء للصحة و نقص التعليم. |
Ama gerçek şu ki şu an eğitim ile yaptıklarımız tamamen çağ dışı. | TED | ولكن الحقيقة هي أن ما نقوم به مع التعليم عفا عليه الزمن تماما. |
Bilinen ana malzemeler: Politika, eğitim ve öğretim, sistemler, tuğlalar ve harç. | TED | والمكونات الرئيسية معروفة : السياسة , التعليم والتدريب النظام , الطوب والمِلاط. |
Topluluk çalışmasının önemli bir parçası, plaj temizliği ve eğitim programlamasıdır. | TED | الجزء المفتاحي في العمل المجتمعي هو تنظيف الشاطئ. و برمجة التعليم |
eğitim olarak ise belki de hepsinden bariz olarak insanları bağlama şeklimizi değiştirebiliriz. | TED | في مجال التعليم ربما الأكثر وضوحاً بين الجميع, نستطيع تحويل الكيفية لجذب الناس. |
Bir çocuğun iyi eğitim almasını istiyorsan, onu eve göndermelisin. | Open Subtitles | إذا أردت طفل جيد التعليم يجب أن ترسلهم إلي الوطن |
Doktor tıp okuluna gider, tıp eğitimi alır, tıp tecrübesi vardır, reçeteler yazar ve ona Tıp Doktoru denir. | Open Subtitles | يذهب الطبيب إلى كلّية الطب، و يتلقّى التعليم الطبي يُزاول الطب و يصف أدوية و ثم يُقال له طبيباً. |
Ama eğitime yüksek paha biçmek resmin sadece bir bölümü. | TED | لكن المراهنة على التعليم ليس سوى الوجه الأول من العملة. |
Eninde sonunda eğitimin faydalarını fark edeceksin. Sadece çok vakit kaybetme. | Open Subtitles | عاجلا أم آجلا ستدركين أهمية التعليم فعليكِ الاسراع في هذا الأمر |
Belki de öğrencilerden birisi peşindedir. Neticede öğretmenlik tehlikeli bir meslek olabiliyor. | Open Subtitles | حسنٌ، ربما هنالك طالبٌ خلفه كما تعلم، التعليم قد يكون مهنة خطرة |
Bunu geleneksel eğitimden daha heyecan verici ve motive edici bulmuşlardı. | TED | و قد وجودوها محفزة و مشوقة اكثر من التعليم التقليدي. |
Kız çocuğu, dışarı çıkabiliyordu, erkeklerle beraber öğrenim görüyordu. | TED | كان مسموحا لها ان تخرج وتتلقى التعليم بجانب الفتيان |
Tabi ki beş kardeşimle birlikte evde ders aldığım için böyleydi. Agh. | Open Subtitles | بالطبع , ذلك لأنني كنت أتلقى التعليم في البيت مع أشقائي الخمسة |
Tüm dersler için entegre öğrenme ile denge kurduk. Denge çok önemli. | TED | لكننا نوازنها بتكامل مع مناهج التعليم عبر كل المواد، والتوازن هو المفتاح. |
gerisi din, yüksek öğretim ve hastanelere. ve 60 milyar ABD Doları sözünü ettiğimiz dev sorunları çözmek için yeterli değil. | TED | الباقي يذهب الى الدين و التعليم العالي و المستشفيات تلك ال 60 مليون دولار لا تقترب ان تكفي لمعالجة تلك المشاكل |
Eğer mahalli eğitimde gelecek vadeden bir öğretmen olmak istiyorsanız, o üniversitenin sınırlamalarından sıyrılıp şehrin ara sokaklarına karışmak zorundasınız. | TED | إن كنت تريد أن تصبح مدرسا طموحا في التعليم الحضري، فعليك أن تخرج من حدود تلك الجامعة وتذهب للأحياء الشعبية. |
eğitimin tek amacı, insanlara bir şeyler Öğretmek. | TED | بيت القصيد من التعليم هو جعل الناس تتعلم. |
Eğer çocukları test sonuçları için ödüllendirirseniz eğitimle ilgilenmeyi bırakırlar ve sadece teste hazırlanmakla ilgilenirler. | TED | واذا كافئت المدرسين على نتائج علامات طلابهم فسوف يتوقف اهتمامهم في التعليم وسوف يهتمون فحسب بالتحضير للاختبارات |
Pekala, kim iyi eğitimli Bay "ben on eyalet unuttum"? | Open Subtitles | حَسناً، الذي حسن التعليم الآن، نَسى السّيدُ إل الولايات عشَر؟ |