Sevdiklerinize ulaşmaya çalışmayın ve saldırganlarla her tür fiziksel temastan kaçının. | Open Subtitles | لا محاولةَ لوُصُول الأحباءِ' وتفادوا كُلّ الإتصال الجسدي' ' .مَع المُهاجمين |
fiziksel hareketsizlik ama zihinsel farkındalık. Şüpheli mutlak kontrol istiyor. | Open Subtitles | الجمود الجسدي إنما الوعي الذهني أراد المجرم السيطرة التامة عليهما |
İstasyondaki herkesin, vardiyanın sonuna kadar fiziksel sınavlara girmesi gerekiyor. | Open Subtitles | كل عضو بالمركز مطالب بإجتياز الإختبار الجسدي مع نهاية النوبه |
fiziksel eforu ve yarası varken yaşamsal verileri tehlikeli şekilde düşük. | Open Subtitles | بتأثير الإجهاد الجسدي وهذا الجرح فإن أعضاؤه الحيوية مُنخفضة بشكل خطير |
Yeri gelmişken, evliliğin bedensel yönü hakkında da bir iki söz söylemek lazım. | Open Subtitles | لمعالجة بعض مواطن القصور في، آه، الجانب الجسدي للزواج. قطعًا لن يجادل أحد |
6 ay önceki fiziksel ve duygusal stres ve şimdi de bu olay. | Open Subtitles | حسنا، بعد الضغط الجسدي و النفسي لــ ستة شهور و الآن هذا ؟ |
fiziksel aktivitenin güçlü etkilerinden bahsediyorum. | TED | أنا أتحدث عن التأثير الضخم للنشاط الجسدي. |
Bir şekilde, Tanrı keder ve azabı hissediyor olmalı. ve fiziksel olarak çektiğimiz acıyı da. | TED | ينبغي أن يشعر الرب بطريقة ما بالعذاب, والكمد, والألم الجسدي الذي نشعر به. |
Şahsen detaylı bir fiziksel muayene yaptığımdan emin olmak isterim. Bu ziyaretin amacı da sadece fiziksel muayene olduğu için, istediğim gibi gayet detaylı bir muayene yapabiliyordum. | TED | أحب ان أعتقد بأنني أقوم بفحص جسدي شامل ولكن لأن الزيارة بالكامل كانت خاصة بالفحص الجسدي أستطعت أن أقوم بفحص شامل مميز. |
Ve bu şekilde yaptığım hasta kabulünde fiziksel muayene olması gereken zamanda da bana şikayetlerini anlatmaya devam eden ilk hastamı hatırlıyorum. | TED | وأتذكر مريضي الأول في هذه السلسلة أستمر في إعطائي معلومات عن تاريخه خلال الزيارة التي كانت محددة للفحص الجسدي. |
İnanın bana, rahatsızlığım küçük bir rahatsızlıktan fiziksel olarak tehlikede hissetmeye kadar değişebilir. | TED | صدقوني، عدم الراحة قد يكون انزعاجًا بسيطًا أو شعورًا بعدم الأمان الجسدي. |
Birinin benim varlığım hakkındaki düşüncesinin benim ve ailemin duygusal ve fiziksel güvenliği için tehdit oluşturabileceği bir dünyadayız. | TED | ولكننا نعيش في عالم حيث رأي شخصٌ ما عني قد يتسبب بتهديدات خطرة لوجودي والأمان الجسدي والعاطفي لعائلتي. |
Diğerleri de çalarken oluşacak fiziksel acıdan. | TED | والبقية يخشون الألم الجسدي الناتج من العزف |
Yapmak istediğim şey için fiziksel düşünmenin üç versiyonunu kullanmaya karar verdim. | TED | الذي فكرت في عمله هو استخدام ثلاث إصدارات من التفكير الجسدي لصناعة شيء. |
Ve yine, hayatın fiziksel olarak kesilmesi ölümle aynı şey değildir. | TED | لذلك مجددا، التوقف الجسدي للحياة ليس هو نفسه كما الموت. |
Ama ben fiziksel ölümü sadece biyolojik bir süreç olarak değil de daha büyük bir hikayenin parçası olarak görmekle ne kazanacağımızı sormak istiyorum. | TED | ولكن أريد أن أسأل ما يمكننا كسب من رؤية الموت الجسدي ليس فقط بإعتباره عملية بيولوجية ولكن كجزء من قصة الإنسان الكبرى. |
Karaktere duygusal bir yakınlık hissedersiniz, çünkü hissettiğiniz şey fiziksel yakınlıktır. | TED | وتشعر بقرب عاطفي للشخصية لأنك تشعر بِقٌربهم الجسدي. |
Şiddet içermeyen hareketler ayrıca kampanyayı yürüten kişilere de daha az fiziksel yaralanma getiriyordu, aynı şekilde karşıtlarına da. | TED | ومن النادر أن تتسبب الحملات السلمية في الأذى الجسدي لأنصار الحملة، كما لمعارضيهم. |
Bahsettiğim bedensel değil, ilahi bir aşk. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الحب الإلهي وليس الحب الجسدي |
Eğer ameliyat başarılı olursa, ...uzun bir iyileşme dönemi ve fizik tedavi süreci olacak. | Open Subtitles | فسوف يكون هناك فترة نقاهة طويلة وفترة طويلة من العلاج الجسدي |
beden hala sıcak. | Open Subtitles | الموت الجسدي حَدثَ في وقت ما قبل أكثر من ستّ ساعاتِ، |
fiziksel ölüm, yaklaşık 6 saat önce gerçekleşmiş, ...ama vücut sıcaklıları daha yeni 35 dereceye düştü. | Open Subtitles | الموت الجسدي يحدث أحيانا قبل 6 ساعات لكن درجات حرارتهم لحد الآن لم تنزل عن 98.3 درجة |
Fiziki olarak, ülser ya da tümör varmış gibi ağrıyor ama yok. | Open Subtitles | اعني الألم الجسدي الفعلي مثل.. مثل قرحة زو ورم، لكنه ليس كذلك |
Yürek acısı, ıstırap, Cinsel şiddet ve olası ölümden mi? | Open Subtitles | من وجع القلب , والبؤس العنف الجسدي والموت المحتمل ؟ |
Bu çocuklar seni kaçırdılar, basket sahanı bozdular, zarar vermekle tehdit ettiler. | Open Subtitles | الشباب أختطفوك , و خربوا ساحه اللعب , و هددوك بالأذي الجسدي |