ويكيبيديا

    "الحاد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • keskin
        
    • akut
        
    • ağır
        
    • sivri
        
    • acı
        
    • aşırı
        
    • yoğun
        
    • şiddetli
        
    keskin uçlu bir bıçağı göreceksiniz, tam da lastik zar delindiğinde, o beyaz kalın kılıfın içinde kayboluyor. TED سوف تشاهد الرأس الحاد الأبيض وحين تقوم بثقب ذلك الغشاء المطاطي سوف تقوم بالإختفاء بداخل ذلك الأنبوب الأبيض
    Ama keskin de olsa, düz de olsa, aynı matematiksel formül ile açıklanıyor. TED لكن تلك الحسابات الأولية تحسب لكلا من المنحدر الحاد وللخط المسطح الطويل .
    Gördüğüm şu ki, bu keskin zekanla bile annenin yapmaya çalıştığı büyüklüğü anlayamamışsın. Open Subtitles ما أراه أنه بالرغم من ذكائك الحاد لا تستطيعين فهم عظمة ما تحاول أمكِ فعله
    akut maruz kalma vücudun kendi kendine hasar onarma yeteneğini etkiler. TED التعرّض الحاد يُقضي على قدرة الجسم الطبيعيّة للترميم.
    akut şizofreni hastalarında pek çok dinsel kuruntu görülür. Open Subtitles هناك الكثير من الأوهام الدينية بين مرضى الفصام الحاد.
    Belki de el fenerini tutan kişi ağır astımlı biri olmalı, ne dersin? Open Subtitles ربما المصاب بالربو الحاد يجب أن يكون الشخص الذى يحمل الضوء الكاشف ؟
    Ama bir saniye bile sivri dilini sakınmadı. Open Subtitles لكنها لم توقف لسانها الحاد ولا لنقطة واحدة
    Jilet gibi keskin zekanı kendine sakla, Şahin, memlekette midye avlarken işine yarar. Open Subtitles لِمَ لا تحفظ لسانك الحاد كالسيف لجامعي الاصداف في الوطن هوكاي
    Şu koca keskin şeyi sana batırınca göreceksin. Open Subtitles انتظر يأخذون ذلك الحاد الكبير الشيء ويلصقك معه.
    Sanıyorum, yeterince tatmin olmamıştım bu yüzden boynuna keskin tarafıyla bir daha vurdum derine inip, kafasını uçuruverdi. Open Subtitles واحسب ان ذلك لم يشفي غليلي لذا ضربته ثانية على رقبته من الطرف الحاد المصقول واقتربت من قطع راسه كليا قتلته
    Geriye keskin bıçak, soğuk, sıcak ve yüksek ses kalıyor. Open Subtitles ولكن هناك ايضا الحاد, البارد, الساخن والمرتفع.
    Gel, kalın gece cehennemin en kalın örtüsüyle kapla kendini benim keskin bıçağım ne açtığı yarayı görür, ne de kapkaranlık örtüsünün arasından Open Subtitles تعال في الليله حالكة الظلمه وإرتدي ثوب الدخان الأسود الجهنمي سكينك الحاد لن يرى الجرح الذي فعله
    12'ci bölüm, 6'cı notadan sonra, do keskin oldu. Open Subtitles القسم الثاني عشر، بعد الملاحظه السادسة حرف الاي الحاد
    49 yaşında, kadın. akut mide ağrısı var. Open Subtitles امرأة تبلغ من العمر 49 عاما مع آلام في المعدة الحاد.
    Elizabeth'te akut viral kardiyomiyopati var. Open Subtitles هي مريضة بإعتلال عضلة القلب الفيروسي الحاد
    Raporun, onun vücudu akut bir stres altında olduğunu gösteriyor. Open Subtitles يشير تقريركم إلى أن جسدها كان تحت الضغط الحاد.
    Gebelikte akut yağlı karaciğer benzer belirtiler gösterir. Open Subtitles الدهن الحاد للكبد بالحمل لديه نفس الأعراض
    O türden ağır bir immün yetmezliğin olsaydı, kalp kası iltihabından fazlasıyla uğraşırdın. Open Subtitles أن كانَ لديكِ هذا النقص الحاد ربما كنتُ ستعُاني أكثر من ذلك الإلتهاب
    Bütün bunları yoğun bir psikoterapi programı ile destekleyerek yapıyoruz, böylece ağır ve kronik ağrılı durumlarda her zaman görülen umutsuzluk, mutsuzluk ve depresyon gibi durumlarla ilgilenebiliyoruz. TED وندعم كل ماسبق ببرنامج علاج نفسي مكثف لتخطي الاكتئاب, واليأس, والجزع الذي غالبا ما يصاحب الالم المزمن الحاد.
    Lisa, tatlım, o sivri ve öldürücü şeyi bırak. Open Subtitles ليسا ضعي ذلك الشيء الحاد القاتل أين إثان ؟
    akut lenfatik lösemiden dolayı acı çekiyor. Open Subtitles إنها تعانى من سرطان الدم الليمفاوي الحاد
    O aşırı derecede korkunç mizacın altında çok iyi bir adam yatıyor. Open Subtitles تحت هدا الخوف الحاد تكمن أكاديب الرجل و الدي عميقاً، عميقاً يحس
    şiddetli sıkıntıdan kurtulmuş evet ama kısıtlı. Open Subtitles إنه سيعفى من القلق الحاد ،نعم و لكنه سيواجه قصور

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد