Gelecek sefer alevlerle cehennemde karşılaşırsan senin için çok yazık olur! | Open Subtitles | سيكون من الخزي أين يكون الحريق التالي الذي تطفئه .. في جهنم |
Yolcular kanatların içine de oturabiliyor. Bombardıman uçağı yapmak yazık olacak. | Open Subtitles | .أنظر، بوسع الركاب الجلوس داخل الأجنحة .إنه من الخزي وضع القذائف هُناك |
Bu düşünceyle özümsediğim utancın filizlerinin içimde nasıl sıkıca sarıldığını gördüm. | TED | وبهذا التفكير، استطعت أن أرى كيف ملفوفة بإحكام في محلاقتي التي بطنت الخزي الذي كنت عليه. |
Suçlu bir baba tarafından terk edildin zayıflıktan ve utançtan ölen bir annen var. | Open Subtitles | تخلى عنها والدها الذي كان مجرما محترفا أم توفت من الضعف و الخزي |
Ama utanca karşın, aşina olduğu bir rüyayı görmeye başlayacak birisi gibi hissetti. | Open Subtitles | لكن على الرغم مِنْ الخزي شَعرتْ مثل شخص ما دُخُل في حلم مألوف الذي أَوْشَكَ أَنْ يَبْدأَ |
-Biliyorum böyle saklanman utanç verici... amaiyiolacaksın. | Open Subtitles | اعلم بأنه من الخزي اخفائك ولكن هذا افضل لك |
"Utancından yerin dibine girmelisin! O senin akraban oluyor" | Open Subtitles | هل ينبغي أن تغرق من الخزي إنه ذو قرابة بك ، تعرف |
Sonunda seninle uğraşmaktan vaz geçmek zorunda olmak neredeyse çok yazık olacak. | Open Subtitles | تعرفين، سيكون تقريبا من الخزي عندما اخيرا استغني عنك |
Ne yazık ki Fatty sizin eyalet şampiyonu olduğunuzu göremedi. | Open Subtitles | من الخزي أن فادي لم يعش ليراك تدرب فريق كل الشوط نحو لقب الولاية |
Onun ölmesi ve seni yaşaman yazık olmuş o hâlde. | Open Subtitles | حسنا، إذن، لمن الخزي أنَّه ميت وأنتَ لا تزال على قيد الحياة. |
Senin gibi değerli bir rakibi yok etmek yazık olacak. | Open Subtitles | سيصبح من الخزي تدمير عدو ثمين مثلك |
Zavallı küçük hanım için, kahrolası çok yazık ama... | Open Subtitles | الخزي حول ... هذهالأنسةالصَغيرةالفقيرة،لكن |
Sence bu rezil kamptan gidince utancın geçecek mi? | Open Subtitles | هل تظن أن الخزي سيختفي حين مغادرتك المخيم؟ |
Papaz kıyafeti giyiyorsun,ama utancın anlamını bile bilmiyorsun. | Open Subtitles | رداء كاهن , أنت لا تعرف معنى الخزي حتى |
Benim kültürümü ve utancın ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا تفهم ثقافتي , و قوة الخزي لدينا |
Ölmeden önce seni, son bir utançtan kurtarmama izin versen, olmaz mı? | Open Subtitles | ألن تدعني أوفر عليك لحظة أخرى مِن الخزي قبل أن تموت؟ |
Onda der ki, vahşi hayatta kaybolanların çoğu utançtan ölürlermiş. | Open Subtitles | أفاد بأن معظم المفقودين في البرية... -يموتون من الخزي -ماذا؟ |
Yani, bu aktarımlar sürmekte olan şiddete yabancı çıkarlarına, rüşvetçiliğe bağımlılığa, etnik çatışmalara kötü sağlığa, utanca , korkuya ve birikerek artan travmatik tecrübelere aittir. | TED | والذي كان يعيش دوماً في بيئة عنف متصاعدة و أطماع خارجية .. ورشاوي حكومية ومخدرات .. وصراعات طائفية وصحة متدنية .. والكثير من الخزي .. والخوف والتجارب المأساوية المتراكمة .. |
Çocuk, böyle bir utanca düşmek için ne yapmış olabilirsin? | Open Subtitles | طفلتي، مالذي فعلتيه لتستحقي هذا الخزي ؟ |
Güzelliğini böyle gizlemenin utanç verici olduğunu biliyorum ama bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | اعلم بأنه من الخزي اخفائك ولكن هذا افضل لك |
Utancından kafasını sağa sola kaçıştırıyordu. | Open Subtitles | تجنب نظرات الخزي المشينة. |
Tüm bu zamana kadar, ailem utanç ve onursuzluk içinde yaşadı | Open Subtitles | كُلّ هذا الوقتِ، عائلتي عاشتْ في الخزي والعارِ |
Hayranlık duyduğumuz insanlarla, bu odada olmayı gerçekten hak ettiğimize inanmıyor olmanın utancı. | TED | إنه الخزي من عدم اعتقادنا بأننا نستحق الجلوس في نفس الغرفة مع الأشخاص الذين نعجب بهم. |
Öyle bir utanç ki, boğazıma takılıp kalmış ne yutabiliyorum, ne de tükürebiliyorum. | Open Subtitles | هذا الخزي الذي يعلق بحنجرتي فلا أنا قادر على ابتلاعه، ولا قادر على بصقه |