Yani inanılmaz derecede fazla seçeneğim var. | TED | لذا فإن لدي مجموعة كبيرة من الخيارات لعمل ذلك. |
Ve çok fazla seçeneğin ve çok az zamanın olduğu bir dünyada yaptığımız en bariz eylem etraftakileri görmezden gelmektir. | TED | وفي عالمنا حيث لدينا الكثير من الخيارات والقليل جداً من الوقت، الشئ العادي لنفعله هو تجاهل الأشياء. |
Hiç seçeneği olmayan bir adam tüm seçeneklere sahiptir aslında. | Open Subtitles | رجل بلا خيارات فجأةً أصبح لديه كل الخيارات في العالم |
İnanmak zorunda, yoksa Seçeneklerimiz azalır. | Open Subtitles | آندييه ذهب لشِرائه , أَو نحن أستنفذنا الخيارات. |
- Hayır. Bizi buraya kadar getirecek tüm doğru seçimleri yaptık. | Open Subtitles | لا , صنعنا كل الخيارات الصحيحه التى تقودنا الى هذه المرحله |
Sence ne gibi seçeneklerim olur? | Open Subtitles | لذا، ما هي الخيارات هل أعتقد أنني يجب أن تحصل عليه؟ |
Bu seçimler aslında bizi iki tehlikeli yan etkiyle bıraktı. | TED | وقد تركت لنا هذه الخيارات اثنين من الآثار الجانبية الخطيرة. |
Ben şanslıydım çünkü çok seçeneğim vardı. | TED | وقد كنت محظوظاً لأن لدي الكثير من الخيارات. |
Kaybolmuştum, yorgundum ve seçeneğim kalmamıştı. | TED | كنت تائهاً، ومتعباً، وقد نفذت لدي الخيارات. |
Tamam, çok fazla seçeneğim yok zaten. | Open Subtitles | حسنا, انا اعتقد ليس لديك الكثير من الخيارات ؟ |
Bu durumda felç olma durumu, çok fazla seçeneğin olmasının bir sonucudur. | TED | إذاً العجز عن اتخاذ القرار أحد عواقب كثرة الخيارات. |
New York'ta pek çok güzel seçeneğin vardır tabii. | Open Subtitles | بالطبع تملكين العديد من الخيارات هناك في نيوورك |
Tasarımcıların bugün sayısız seçeneği var. | TED | اليوم لدى المصممين مجموعة كبيرة من الخيارات. |
Bulduğunuz şey şu, çok seçenekten az seçeneğe doğru gidince insanlar varsayılan seçeneği seçip duruyorlar. | TED | ما سوف تجدونه ان الاشخاص الذين ينتقلون من الخيارات الاعلى الى الخيارات الاقل يضغطون الزر الافتراضي مرارا وتكرارا |
Hayır, benim söylemeye çalıştığım Tanrı korusun ama ikimizden birine bir şey olursa Seçeneklerimiz olsun isterim. | Open Subtitles | لا , كل ما أقوله لا سامح الله أن يحدث شئ لنا لا أريد من أحدنا أن يكون تعلمين الخيارات |
Umarım burasıdır, çünkü Seçeneklerimiz azalmaya başladı. | Open Subtitles | اتمنى ان يكون هذا مكانهم, لان الخيارات نفذت لدينا |
Ve hep kendimle çelişen seçimleri refleks haline getirmiştim, öyle ki bunları yaptığımın farkına bile varmıyordum. | TED | وكنت أقوم بتلك الخيارات المعاكسة لإرادتي بصورة تلقائية، لدرجة أنني لم أنتبه لما كنت أقوم به. |
Tüm seçeneklerim bitince aklıma iş bulmama yardım edebilecek tek bir kişi gelmişti. | Open Subtitles | بعد أن نفذت الخيارات منّي بقي شخص واحد يمكنه مساعدتي في العثور على عمل |
Uzun zaman önce çok kötü seçimler yapan benm yalniz... karimin aksine. | Open Subtitles | على عكس زوجتي الوحيده هذه.. التي قامت ببعض الخيارات الخاطئة في الماضي. |
Bunlar torunlarınızın ya da onların torunların sahip olacakları seçenekler. | TED | هذه هي الخيارات بالنسبة لأحفادكم أو أحفادهم ستكون مطروحة أمامهم. |
Pek seçme şansım yok gibi, değil mi? | Open Subtitles | حسنا , أنا حقيقتا ليس لدي الكثير من الخيارات , هل لدي ؟ |
- Geet kaçıyor! - Bir çok seçenek var! | Open Subtitles | جيت تحاول الهرب من المنزل هناك العديد من الخيارات |
seçim hakkındaki komik şey... onu bir kere yaparsın, onunla yaşarsın. | Open Subtitles | الشئ المضحك بشأن الخيارات عندما تقوم بهم يجب أن تتعايش معهم |
Bu seçenekleri toplumu daha iyi yapmak için mi kullanacağız? daha başarılı, daha nazik | TED | هل سنتستخدم هذه الخيارات لجعل المجتع أفضل، ليكون أكثر نجاحاً ، أكثر لطفاً ؟ |
Ama yaptıkları tercihler hepimizi etkileyen dramatik sonuçlar doğurur. | TED | ولكن الخيارات التي يقومون بها لها نتائج كبرى تؤثر علينا جميعاً، |
Bu model tamamiyle, hem liderler için, hem de orada yaşayan insanlar için seçeneklerden ibaret. | TED | هذا النموذج هو عن الخيارات ، سواء بالنسبة للقادة و الناس الذين سوف يعيشون في هذه الأماكن الجديدة. |