ويكيبيديا

    "الزمان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Zaman
        
    • zamanın
        
    • zamanlar
        
    • zamanı
        
    • zamanda
        
    • yokmuş
        
    • zamana
        
    • on
        
    • zamanla
        
    • uzay-zaman
        
    • zamanların
        
    • zamanına
        
    • zamanlarda
        
    • yıl
        
    • yıldır
        
    Mekân ve Zaman boyunca hiç tanımadığımız insanların yasını da tutabiliyoruz. TED كما يمكننا الحزن على أشخاص لم نلقهم أبدًا، عبر الزمان والمكان.
    Bundan çok uzun Zaman önce, fok balıkları ulak olarak bilinirmiş. Open Subtitles منذ قديم الزمان بالجزيرة المنسية، الناس علموا أنّ الفقمات هم رسل.
    Evden 2 milyar ışık yılı uzakta Evren'in sınırına yaklaşıyor zamanın başlangıcına gidiyoruz. Open Subtitles ملياري سنة ضوئية بعيداً عن الوطن ..نقترب من أطراف الكون ونعود لبداية الزمان
    Bir zamanlar, Uzaklardaki Krallık'ta kral ve kraliçe güzel bir kız bebeğe kavuştu. Open Subtitles في قديم الزمان في مملكة بعيدة جداً جداً الملك والملكة رزقوا بطفلة جميلة
    Nezaket ile adaletin bir yeri ve zamanı olabilir ama bu kesinlikle değil. Open Subtitles قد يكون هناك زمان ومكان للطيبة والعطف، لكن لا هذا الزمان ولا المكان.
    Biz evrenin merkezinde değiliz. Evrenle birlikte genişleyerek... zamanda genişlemektedir. Open Subtitles لسنا مركز الكون بل إن الكون كله يتوسع في الزمان
    Sanırım Zaman isteyen şeyler, tamamen güvenilmez değilse hızlı bir şekilde meydana gelebilir. Open Subtitles تقريباً. أعتقد أن أي شيء أقل من عقد كامل من الزمان فهو طائش
    Bu kesinlikle dünya dışından, uzaylı, ...büyük ihtimalle bu Zaman diliminden bile değil. Open Subtitles إنه ليس من الأرض، كائن فضائي بالتأكيد ربما ليس من هذا الزمان حتى
    Doktor o. Tüm Zaman ve mekân içinde herhangi bir yerde olabilir. Open Subtitles إنه الدكتور بامكانه أن يكون في أي مكان في الزمان و المكان
    Sana Zaman ve yeri mesaj atacağim. Sadece sen, yoksa kaçarim. Open Subtitles سوف أرسل لك رسالة فيها الزمان والمكان، فقط أنت وإلا سأهرب
    Uzay ve zamanın sınır çizgisi. En azından bildiğimiz evrende. Open Subtitles ويمثل حدود الزمان والمكان على الأقلّ في الكون الذي نعرفه
    - Evet. Eski büyücüler, kristalin zamanın sırrını taşıdığına inanırlarmış. Open Subtitles السحرة في العصور القديمة يؤمنون بأنها تحمل سر الزمان بنفسها
    Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. Open Subtitles حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان
    Bir zamanlar ben de hırsın iyi bir şey olduğunu sanırdım. Open Subtitles في فترة من الزمان ، كنت أعرف أن الطموح صفة حسنـــة
    Bana dedi ki, bir zamanlar dünyadaki bütün hayvanlar birdi. TED قال لي، في قديم الزمان كانت جميع حيوانات الأرض حيوانًا واحدًا.
    Hayır, araç ayarladım, yeri ve zamanı için seni ararım. Open Subtitles كلا، لدي سيارة، سأتصل بك وأبلغك عن الزمان والمكان لاحقاً.
    Görsel sanatçı iş arkadaşlarımız, zamanı ve uzayı göz önüne seren karmaşık matematiksel algoritmaların görmeye ve duymaya yönelik haritalarını çıkarıyoruz. TED مع زملائي الفنانين التشكيليين، نجسّد خوارزميات رياضية معقدة لا تظهر في الزمان والفراغ، بصرياً وصوتياً.
    Şimdi A gezegeni öğle vakti aynı yerde ve aynı zamanda. Open Subtitles و الكوكب الأول عند الظهيرة هو نفس المكان و نفس الزمان
    Bir varmış bir yokmuş, kalbi iki kısma ayrılmış güzeller güzeli bir kraliçe yaşarmış. Open Subtitles مرة في قديم الزمان عاشت ملكة جميلة و التي قلبها كان مكسورا الى نصفين
    Ama hepsi bu değil. Ses bizi yere ve zamana yerleştiriyor. TED ولكن ليست النية كل شيء ان الصوت يحدد لنا الزمان والمكان
    Bunun, sadece bir kaç senelik değil, on senelik bir girişim olması gerekir. TED تحتاج أن تكون مقاربة لعقد من الزمان فضلاً عن كونها مقاربة لبضع سنين
    zamanla, gittikçe daha çok ruh bu dünyaya geçiş yaptı. Open Subtitles و عبر الزمان, انجرفت الأرواح بشكل متصاعد الى هذا العالم
    uzay-zaman sürekliliğini, iki boyutlu durağan bir fotoğrafta keşfediyorum. TED أنا أستكشف استمرارية الزمان المكاني داخل صورة ثابتة ثنائية الأبعاد.
    Evet, tüm zamanların kısa sürede en çok satan oyununu tasarladım. Open Subtitles نعم، لقد صنعت واحدة من أسرع ألعاب الجوال على مر الزمان
    Ancak bir takım karışık uzay Zaman kavramları yüzünden sadece en son gelen gezginin zamanına kadar geri gidebiliyoruz. Open Subtitles لكن لأسباب معقدة تتعلق بالتموجات في الزمان المكاني لا نستطيع العودة أكثر من نقطة وصول آخر مسافر.
    Öyle deniyor çünkü çok eski zamanlarda, cadılar burada toplanarak parti yapıp, iksir içer ve insanları uçan maymunlara dönüştürürlermiş. Open Subtitles والذي سمي هكذا لأنه كان في قديم الزمان مكان تجمع للساحرات للاحتفال وتناول الجرعات وتحويل الناس الى قرود طائرة وهكذا
    Bu firkri ortaya atan... ...20 yıl önce birlikte çalıştığım... ...için çok şanslı olduğum bir kişiydi... David Kaplan. TED وهذا تبصر ظهر قبل حوالي عقدين من الزمان من طرف شخص أنا محظوظ بالعمل معه، ديفيد كابلان.
    Ne yazık ki, bazı durumlarda on yıldır görmediği ailesine kavuşmaya çalışan çocuklar bile var. TED وللاسف بعض الاحيان هناك اطفال يحاولون الاجتماع بابائهم الذين لم يروهم , في بعض الاحيان لعقد من الزمان.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد