ويكيبيديا

    "السبيل الوحيد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tek yolu
        
    • tek yol
        
    • ancak
        
    • Tek çare
        
    • tek yolunun
        
    • yolu yoktu
        
    • için tek
        
    • Başka yolu
        
    Etrafınızda dönen dünyaya etki etmenin tek yolu hareket etmek. TED الحركة هي السبيل الوحيد لديك للتأثير في العالم من حولك.
    Ama uyanmasının mümkün olmadığını söylediler. Dışarıya çıkmanın tek yolu bu. Open Subtitles لكنهم من الممكن ألا يكونوا قد استيقظوا إنه السبيل الوحيد للخارج
    Ailemin bana izin vermesinin tek yolu bir kız arkadaşla gitmemdi. Open Subtitles الذهاب مع فتاة صديقة كان السبيل الوحيد ليسمح لي والداي بالذهاب
    Saklanacak ya da gizlenecek bir şey yok. Bildiğim tek yol da bu. Open Subtitles . لا أسرار و لا إختباء . هذا هو السبيل الوحيد الذي أعرفه
    En ufak sorunu bile atlatmamızın tek yolu birlik olmaktır. Open Subtitles السبيل الوحيد لاجتياز أي من هذه الشدائد، هي بالتلاحم معاً
    Benim gibi bir sonun olmaması için kendini engellemenin tek yolu... Open Subtitles هذا هو السبيل الوحيد الذي ستوقف به نفسك من الانتهاء مثلي
    Tarihi değiştirip annemi kurtarmamın tek yolu ağacı gövdesinden kesmektir. Open Subtitles السبيل الوحيد لتغيير الماضي وإنقاذ أمي هي بقطع جذع الشجرة
    Ama gariptir ki yeni bir şey yapabilmemizin tek yolu o boşluğa adım atmaktır. TED وحتى الآن، المفارقة هي أن السبيل الوحيد الذي يمكننا أبدا أن نفعل أي شيء جديد هو أن نخطو في هذا الفضاء.
    Bu yalan haber kültürünü durdurmanın tek yolu. TED إنه السبيل الوحيد لإنهاء ثقافة الأخبار الزائفة هذه.
    Bunun tek yolu, toplananlardan birisinin 2 olması ve geri kalanın da 1 olmasıdır. TED السبيل الوحيد هو أن يكون أحد الأرقام المجموعه هو 2، وباقي الأعداد هو تكرار الرقم 1.
    Hiç bir anlam ifade etmiyorlar, bu yüzden anlamanın tek yolu ilişkili ve görsel olarak. TED انها لا تقدم أي معنى، ولذلك فإن السبيل الوحيد لفهمها هو بصري ونسبي.
    Böyle bir davada, gizli oy düşündüğünü ortaya koymanın tek yolu. Open Subtitles فى مثل هذه الحالة فإن التصويت سرى هو السبيل الوحيد لكشف كيف يفكر كل منا
    Ya seni kurtarmanın tek yolu buysa? Open Subtitles ولو فرضنا ان هذا هو السبيل الوحيد لأنقاذك ؟
    Buradan çıkmanın tek yolu bu kapılardan birini denemek. Open Subtitles السبيل الوحيد للخروج من هنا هو محاولة واحدة من هذه الأبواب.
    Onlar hamamböceği. Onlarla baş etmenin tek yolu toplu imha. Open Subtitles انهم حيوانات , و الدمار الشامل هو السبيل الوحيد للتفاهم معهم
    Ben bir fahişeyim,Kuzey kötülüğüne yaklaşmak için tek yol bu Open Subtitles أنا عاهرة، وهذا هو السبيل الوحيد للإقتراب من شيطان الشمال
    Çünkü bu gece partiye girebilmemiz için tek yol bu. Open Subtitles لأن ذلك هو السبيل الوحيد التي نتلقاها في حزبه الليلة.
    tek yol bu, başka çaremiz kalmadı. Open Subtitles هذا هو السبيل الوحيد و انكم جميعا تعرفون ذلك.
    ancak tarihten biliyoruz ki, daha fazla bağlantısallık uzun vadede istikrarı getirmenin tek yoludur. TED ولكننا نعرف من التاريخ أن المزيد من الارتباط هو السبيل الوحيد من أجل تحقيق الاستقرار على المدى الطويل.
    Baştakilerle görüşmek Tek çare olabilir. Open Subtitles مقابلة المسؤول عن القضية.. ربّما يكون السبيل الوحيد.
    Aileleri kurtarmanın tek yolunun bu olduğuna inanarak insanlara ihanet ettim! Open Subtitles قمت بخيانة اشخاص معتقد ان هذا هو السبيل الوحيد لإنقاذ العائلات
    Daha uygun bir yolu yoktu, Nick. Patrick. Open Subtitles هذه هو السبيل الوحيد لأنجز الامر نيك - باتريك -
    Başka yolu yok. Open Subtitles هذا هو السبيل الوحيد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد