Pire fırçanı kullanmama izin verdiğin için sağ ol, Buck oğlum. | Open Subtitles | الشكر على السماح لي استخدام فرشاة برغوث الخاص بك، باك الصبي. |
Okulu kırıp şampiyonluk maçından dönen takımımızı karşılamaya gelmeme izin verdiğin için teşekkürler baba. | Open Subtitles | أشكركَ على السماح لي بالتغيب من المدرسة، كي أتمكن من رؤية الفريق فور عودته من البطولة، يا أبتاه |
Amanda, burada kalmama izin verdiğin için teşekkür etmek isterim. | Open Subtitles | أماندا , أود شكرك على السماح لي بالبقاء هنا. |
Bu kadar geç saatte gelmeme izin verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرًا لك على السماح لي بالزيارة في هذا الوقت المتأخّر جدًّا. |
Biscuit Dergisi'ne senin hakkında bir makale yazmam için izin verir misin? | Open Subtitles | كنتُ أتسائل إذا ماكان بإمكانكَ السماح لي بكتابة مقالة عنكَ لمجلة "بيسكت" |
Böylece ilkbaharda anakaraya gitmeme izin verir. | Open Subtitles | ثم قالت انها تريد السماح لي بالرحيل الى البر الرئيسى لفصل الربيع. أوه، تينكر بيل. |
Huzur içinde ölmeme izin vermek yerine 911'i arayan dâhinin sen olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنك عبقري التي دعت 911 بدلا من السماح لي يموت في سلام. |
Ben de seni seviyorum, sevgilim ama gitmeme izin vermelisin. | Open Subtitles | وأنا أحبك أيضاً يا عزيزني لكن عليك السماح لي بالرحيل |
Ve dün akşam kanepede uyumama izin verdiğin için de teşekkürler. | Open Subtitles | و شكراً لك على السماح لي بالنوم على الأريكة البارحة |
Kılıcımı almama izin verdiğin için sana teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أشكرك على السماح لي بإستعادة سيفي |
Evet, ayrıca amacım için kullanmama izin verdiğin için %10 fazlasıyla. | Open Subtitles | ألف منحة بنسبة 10 ? لأعلى لأجل السماح لي باستخدامه في غاياتي |
Eminim ki tüm bu olanlardan sonra etrafında olmama izin verdiğin için biraz üzgünsündür. Hayır, bu sefer değil. | Open Subtitles | أنا مُتأكّد أنّ بعد كلّ هذا أنتِ ستندمين على السماح لي بتتبّعكِ. |
Bu arada, kartını kullanmama izin verdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | بالمناسبة ، أشكرك على السماح لي باستخدام بطاقتك |
Okumama izin verdiğin için teşekkürler. Biraz kafam karıştı yine de. | Open Subtitles | أشكرك على السماح لي بقرائتها ولكني محتار قليلاً |
Faydalı olmama izin verdiğiniz için çok teşekkürler. | TED | لكم جزيل الشكر على السماح لي بأن أكون بالخدمة. |
Sadece kendimi savunmama izin verdiğiniz için teşekkür etmek ve oğlum Dennis'i takdim etmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن اشكرك على السماح لي بتمثيل نفسي وتقديم ابني .دنيس كيرنس، |
Burada kalmama izin verdiğiniz için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | أود ذلك ، أريد أن أشكركٍ على السماح لي بالإقامة هنا |
Savunma Bakanlığı'ndan Fiji'yi batırmak için yapılan komployu araştırmak için izin almaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول جعل وزارة الدفاع السماح لي 'في اللجوء الى مكيدة لإغراق 'فيجي. |
Konuşmama izin verir misin? | Open Subtitles | أنت لا تسمح لي بالحديث أولا عليك السماح لي بالإجابة |
Belediye temel atmama izin vermek istemez, en azından bu hükümet projesinin işe yarar olduğunu ispatlayana kadar. | Open Subtitles | البلدية لا تريد السماح لي البدء بالمشروع حتى ... أُثبتَ إليهم بِأَنَّ مشروع التنمية سَيَنجحُ |
Eğer bunda gerçekten ciddiysen, bunu yapmama izin vermelisin. | Open Subtitles | إذا كنت تعني هذا حقاً فعليك السماح لي بفعل هذا |
O işi yapmadan ölmeme müsaade edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ السماح لي بالموت قبل أن نجتمع سوياً. |
Röntgen çekmeme izin ver öyle. | Open Subtitles | إلى أن توافق على السماح لي بعمل الأشعة السينية على كاحلها |
Ama şimdi ona yardım etmenin en iyi yolu işimi yapmama izin vermen. | Open Subtitles | لكنّ أفضل طريقة لمساعدتها الآن هي السماح لي بإنجاز عملي |
Bizim zırhlı aracın tepesine asmama izin vermesi için komutanla konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع قائدي حول السماح لي بوضعها على قمة سيارتي الحربية. |
Kamuoyunun güvenini tekrar kazanmanın en iyi yolu işe devam etmeme izin vermenizdir. | Open Subtitles | أفضل طريقة لاستعادة ثقة الجمهور هو السماح لي بمواصلة العمل |