Peder Carillo, polis kayıtlarına göre akşam saat 8.25'te... kurban Sean Nokes öldürüldü. | Open Subtitles | الأب كاريلو, فى الثامنة والنصف الوقت الذى حددته الشرطة لمقتل الضحية شون نوكيس |
Adamın gönderdiği mektup gerçek gibi ama kurban, fahişe değilmiş. | Open Subtitles | الرسالة تبدو أصيلة و لكن الضحية الأخيرة لم تكن عاهرة |
Sanırım kurban son dakikada çekilmiş, bu yüzden de gücün büyük bir kısmı kaybolmuş sadece önemsiz bir etki bırakmış. | Open Subtitles | أعتقد بأنه تم سحب الضحية بعيداً في اللحظة الأخيرة لذا فإن معظم القوة كانت قد ضاعت تاركة التأثير الأكثر ضعفاً |
Bence Hilary Dixon'ı bulmamız Jacob'ın başka kurbanı olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | اظن اننا سنكتشف ان هيلاري ديكسون لم تكن الضحية الاخيرة لجيكوب |
Maktulün, kocası haricinde birisiyle yatıyor olabileceğine dair şüphelerini de paylaştı mı sizinle? | Open Subtitles | وهل نقلت إليك شكوكها بأن الضحية كانت تنام مع شخص آخر غير زوجها؟ |
Son kurban hakkında çok şey biliyordu ve cesedi görmekten etkilendiğini itiraf etti. | Open Subtitles | ، هو يعلم عن الضحية الأخيرة . و هو إعترف بنزوله لرؤيتها ميتة |
Kimliği hâlâ açıklanmadı. kurban hakkında çok az bilgi var. | Open Subtitles | لازالت هوية الضحية سرية و لا يُعرف عنها سوى القليل |
İlk kurban 3 ay önceydi, ikincisi 2 gece önce, şimdi de Madison. | Open Subtitles | الضحية الأولى،كانت منذ ثلاث أشهر مضت و الثانية منذ يومين، و الأن ماديسون. |
Enkaz halde ama taklitçi hakkında konuşmak isteyen tek kurban o. | Open Subtitles | وهيَ مُحطمة نفسياً، ولكنها هيَ الضحية الوحيدة للمُقَلِدّ التى ستتحدث إليّ. |
kurban öldü. Eğer kalıba sadıksa tekrar saldırmadan önce bir haftamız var. | Open Subtitles | ، الضحية ماتت وإن التزم بنمطه فلدينا أسبوع آخر قبل هجومه التالي |
Sürekli kurnanın koluna dönüp duruyorsun. kurban küçük bir kireçlenmeden dolayı ölmedi. | Open Subtitles | ما تنفكي تعودين إلى ذراع الضحية الضحية لم يمت من تكلّس بسيط |
Restoranın sahibinin söylediğine göre.. kurban Siyah bir iş kadınıyla.. ...tartışırken görülmüş. | Open Subtitles | مالك المطعم قال إنه رأى الضحية تتجادل مع سيدة أعمال أمريكية أفريقية |
kurban'ın kafatasındaki hasara neden olabilecek gücü tahmin etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول تقدير القوة الازمة لتسبب هذا الضرر بجمجمة الضحية |
Sence kurban kendi gücünü arttırmak için cadının kemiklerini kazıp çıkarmış mıydı? | Open Subtitles | أتظنّ أنّ الضحية نبشت عظام الساحرة العجوز للرفع من قوتها الخاصة ؟ |
kurban, saldırganın siyahi bir erkek ve kaygan olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | الضحية قالت المهاجم كان رجل أسود بالغ وكان ملمسه زلقا |
- Zack silahı ve kurbanı teşhis etti. İşimiz yapıldı. | Open Subtitles | لقد حدد زاك هوية الضحية و ماهية السلاح انتهت مهمتنا |
O mesajlar Maktulün telefonundan yollanmış ve telefon hâlâ evinde. | Open Subtitles | أرسل هاتف الضحية تلك الرسائل النصية، ومازال الهاتف في منزلها. |
Böylece tanecikler bisikletten alete, oradan da kurbana geçmiş olabilir. | Open Subtitles | اذا الذرات ذهبت من الدراجة الى الأداة ثم الى الضحية |
kurbanla aramda bir mesafe oluşturmalıyım. Bu şekilde idare edebilirim. | Open Subtitles | أريد ان اخلق مسافة بيني وبين الضحية هذه طريقتي بالتعامل |
Ölüm sırasında oluşmuş bağ izleri. Maktul öldüğü sırada bağlıymış. | Open Subtitles | علامات ربط قرابة زمن الوفاة، كان الضحية مُقيداً عند وفاته. |
kurbanımız Internet üzerinden pahalı çizgi romanları alıp satarak bir servet kazanmış. | Open Subtitles | الضحية حقق ثروة من بيع وشراء القصص المصورة العالية القيمة على الإنترنت |
Ama kurbanımızın yaklaşık olarak 40'lı yaşlarının sonunda bir erkek olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن أستطيع ان اخبركم ان الضحية ذكر في اواخر الاربعين من عمره |
Gömlekler berbat hâlde. kurbandan gelen her tür parça gömleklerin üstünde kaybolacaktır. | Open Subtitles | القمصان فوضوية , أي إنتشار من الضحية سوف يفقد ما بين المحيط |
Labaratuarımız kalıpta bulunan gümüşle kurbanda bulunan mermimin gümüşünün özdeş olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | معمل الأثر حلل الفضة في ذوبان الرصاصة تركيب مطابق للرصاصة في الضحية |
Sonra kurbanının cebinden anahtarı alır ve gerisini biliyorsunuz. | Open Subtitles | ثم أخذ المفتاح من جيب الضحية و أنتم تعرفون البقية |
Ya da kurbanların bakışlarına dayanamadığının göstergesi. Kurbanlar kendinde olmasa bile. | Open Subtitles | أو بسبب عدم قدرته على احتمال نظرات الضحية له حتى وان كانت قد فقدت الوعي |
Roark dördüncü kurbanını öldürürken elimiz kolumuz bağlı bekleyelim. | Open Subtitles | نجلس على مؤخراتنا بينما ذلك الطفل المهووس لرورك يحصل على متعته من الضحية رقم 4 |
"mağdur buna itirazını belirtirken..." "..ve şirket ile mağdur, geçmişte çatışma içindeyken..." | Open Subtitles | في حال عارض الضحية هذا وفي حال الشبكة والضحية كانا متخاصمين سابقاً |
Dayanılmaz acının, zihinsel işkencenin ve Manson'un karşılaştığı birçok belirsiz sorunun arasında mağduru oynamayacağından emindi. | TED | وفي خضم الألم المروع، والتعذيب الذهني، واجه مانسون عديداً من أسئلة لا إجابة لها، كان يعلم أنه لن يلعب دور الضحية. |