Çok iyi. Şu uzun boylu adamı daha önce görmüş olabilir misiniz? | Open Subtitles | جيد جداً , هل تقولي بأنكِ رأيت هذا الوغد الطويل من قبل؟ |
Bana bodrumuna dalan uzun boylu akıl hastası ile konuşmamı önerebilirsin. | Open Subtitles | أنتِ تقترحي بأن اجتمع بالمجنون الطويل . الذي أنسلّ إلى سردابك |
İki hemşireye, polise ve yakışıklı uzun boylu doktora söylediğim gibi. | Open Subtitles | و قد أخبرت ممرِّضتان و شرطي, و ذلك الرجل الطويل الوسيم |
Long Beach Akvaryumu'ndan kaçırıldığını doğruladı. | Open Subtitles | هو وعائلته إختطفت من حوض سمك الشاطئ الطويل. |
Bu kadar uzun süre donmanın etkisi ne olabilir, söyleyemeyiz. | Open Subtitles | ليس هناك ما يخبرنا عن التأثيرات الناتجة من التجمد الطويل |
Doğal adrenalinindeki sık sıçramalar kan basıncı ve kalp atışı hızını uzun süreli koruyamayacak kadar yüksek seviyede tutuyor. | Open Subtitles | إفراز جسمه للإدريالنين بشكل متكرر يتسبب بارتفاع ضغط الدم ومعدل ضربات القلب بشكل أعلى مما سيحتمل على المدى الطويل |
Eğer şimdi eğitime yatırım yapmazsan, ileride daha büyük paralar ödersin. | Open Subtitles | ما لم تستثمري في التعليم الآن فستدفعين الثمن على المدى الطويل. |
Şu uzun boylu, kurbağalarla oynayan gelişmemiş çocuk mu? | Open Subtitles | هل هو هذا الطويل المتخلف الذى يلعب دائما بالضفادع و ما شابه ؟ |
Geçen hafta gelen uzun boylu, yakışıklı adamın onun erkek arkadaşı olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | هذا مضحك ، لقد ظننت أن هذا الرجل الطويل الوسيم الذى جاء لزيارتها فى الأسبوع الماضى ، كان صديقها |
- Evet. Şu uzun boylu olan, liderleri olmalı. - Her an geri dönebilirler. | Open Subtitles | نعم , ذلك الرجل الطويل لابد أن يكون القائد سيعودوا فى أى لحظة |
Şu uzun boylu, yakışıklı bey, bakalım sen ne çekeceksin. | Open Subtitles | هذا السيد الوسيم الطويل دعنا نرى ماستجلبه |
uzun boylu, kabarık saçlı olan. Onu her yerde tanırım. | Open Subtitles | الطويل ذو الشعر المرتفع، يمكنني التعرّف عليه بأي مكان. |
uzun boylu bir suç savaşçısı hakkında. | Open Subtitles | لدي قصة رائعة لك إنها عن مكافح الجريمة الطويل |
Daha iyi bir fikrin var mı? Long Beach'te bir parti var. Altı fıçı, çıIgın hatunlar. | Open Subtitles | . لدى حفلة منزلية على الشاطئ الطويل . الخمر , الفتايات المجنونة |
Long Beach'deki Yahudi bir ailenin yanında çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل لدى عائلة يهودية لطيفة على الشاطئ الطويل |
Ve ne kadar uzun süre bu kontrol yöntemlerinden birini kullanırsan potansiyel olarak daha uzun vadeli bir başarıya ulaşılabilir. | TED | و كلما طالت مدة تفاعلك مع احد هذه التدخلات حسنا هذا يدل، ربما، الى النجاح على المدى الطويل |
Buraya gelenlerin çoğu, daha çok uzun süreli ilişkiler peşinde. | Open Subtitles | العديد منهم يأتي للبحث عن شيئًا أكبر على المدى الطويل |
Bence büyük ihtimal iş fuarına geliyordu ama önündeki sırayı görünce kafayı sıyırdı. | Open Subtitles | أُراهن، أنّه كان غالباً قادم لمعرض الوظائف رأى الصف الطويل أمامه، فأصابه الجنون |
Fakat, Uzun vadede teknolojinin gerekli seviyede gelişip gelişmeyeceği de ayrı bir muamma. | TED | ولكني قلق ما إذا كنا سنحصل على التكنولوجيا التي نحتاج على المدى الطويل |
- Uzun dönemli hava tahmini iyi değildi. - Birazcık hava durumu saplantısı var. | Open Subtitles | التنبؤ الطويل للطقس ليس جيدا جو شاذ قليلا |
İnsanlık tarihi boyunca tüm diğer hastalıklardan daha çok insan ölümüne sebep olan hastalık sıtma olmuştur. | TED | على امتداد تاريخ البشرية الطويل لم يودِ أيّ مرضٍ معدٍ بحياة الناس بقدر الملاريا |
O upuzun gece boyunca hiçbir şey yapmadık mı sanıyordunuz? | Open Subtitles | هل كنت سأترك هذه الفرصة تمر خلال، هذا الليل الطويل جداً؟ |
Dün gece o uzun saçlı aptalların bu ülkeyi rezil etmesini seyretmek iğrençti. | Open Subtitles | ليلة البارحة كانت مقززة، نرى أصحاب الشعر الطويل المغفلين يلحقون العار بهذا البلد. |
? Bu bilgiyi, daha uzun süren yaşantıma ne şekilde entegre edebilirim? | TED | وكيف يمكنني ان استخلص المعلومات المفيدة لي على المدى الطويل في حياتي |
Bunu, Stephen Lawler'in Sanal Dünya eserinin uzun bir kuyruğu gibi düşünün. | TED | فكروا في ذلك على أنه الذيل الطويل لعمل ستيفن لولر عن الأرض الافتراضية |