Birisi karşılık vermek, bu, Adalet ve eşitlik anlayışıyla ilişkilendirilir. | TED | أحدها هو المعاملة بالمثل ويرتبط به حس العدل وحس الإنصاف. |
Başkalarına acı çektirdin. Şimdi senin acı çekmen bir Adalet. | Open Subtitles | لقد جعلت الجميع يعاني فمن العدل أن تعاني أنت أيضاً |
Başkalarına acı çektirdin. Şimdi senin acı çekmen bir Adalet. | Open Subtitles | لقد جعلت الجميع يعاني فمن العدل أن تعاني أنت أيضاً |
Size zorla eşlik ettiğime göre, benim ödemem daha adil olur. | Open Subtitles | لقد فرضت عليكِ صحبتي و من العدل أن أدفع ثمن ذلك |
Vergi mükelleflerinin sizin kumar alışkanlığınızı sağlamalarının adil olduğunu düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنّه من العدل أن يمول دافعو الضرائب إدمانك للقمار؟ |
Tennessee Eyaleti'nin Adalet divanında, sizin dürüstçe bir cevap vermediğinizi söylüyorum! | Open Subtitles | في بيت العدل بولاية تينيسي أقول أنك لم تجب إجابة صحيحة |
Cennette olduğumuzu düşünelim. Yaptığımız hatalar için tanrıdan merhamet, Adalet dileyelim. | Open Subtitles | فسنتضرّع إلى السماء ونحرك الآلهة لتنزل إلينا العدل فتقتص من آثامنا |
Beni kurtarmak için Adalet Loncası'nın yakınlarda olması iyi bişey. | Open Subtitles | بل هو شيء جيد نقابة العدل كان حول لإنقاذ لي. |
Rütbemi hatırlatmak istemem ama Adalet Bakanlığı benim yetkime giriyor. | Open Subtitles | أكره أن أسحب شارتك لكن وزارة العدل هي سلطتي القضائية |
iletisim sisteminize girdim. Adalet Takimi'ndaki herkese sesim ulasiyor mu? | Open Subtitles | أعتقد أنّه عبر سمّاعتكِ فأنا أتحدّث إلى رابطة العدل كاملة؟ |
Maalesef yeni Adalet Bakanı ve İşçi Partisi bağnazları ondan yana. | Open Subtitles | وللأسف وزير العدل الجديد وباقي صقور حزب العمل يعجبهم طرح سفند |
Adalet Bakanlığından David LaGuardia adında bir ajan bugün bana yaklaştı. | Open Subtitles | لقد تواصل معي اليوم موظف من وزارة العدل اسمه ديفيد لوغورديا |
Büyüdüğünüzde doğruluk ve Adalet için mücadelede kendi mutluluğundan nasıl fedakârlık ettiğini anlayacaksınız. | Open Subtitles | عندما تكبرن, ستفهمن كيف أنها ضحت سعادتها في الحرب من أجل العدل والحقيقة |
İşin özeti, senden çok daha fazla eşyam var. Adalet işte. | Open Subtitles | الخلاصة هي أن لدي أغراض أكثر منك بكثير، العدل هو العدل. |
Sana yaptığı şeyler için biraz Adalet bulmamıza yardım et. | Open Subtitles | ساعدنا على تحقيق العدل لأي شخص قام بفعل مشين معه |
Bu kadar ay yüzbaşı olduktan sonra adil olan da bu, değil mi? | Open Subtitles | , كوني قائد كل هذه الشهورِ الطويلة إنه فقط العدل , أليس كذلك؟ |
adil olmak için seni uyarmalıyım, ben aslında bir kütüphaneciyim. | Open Subtitles | أعتقد إنه من العدل أن أحذرك لأني في الحقيقة مكتبي |
Anne, her şeyi bırakıp buraya geldiğin için çok minnettarım ama her şeyi senin yapman da pek adil değil. | Open Subtitles | أمي ، أنا أقدر ذلك حقا انك تركتى كل اشغالك لتاتى لى ولكن ليس من العدل ان تاخذى اجازة ايضا |
Hepimiz suçluyuz. Sadece onun olması adil değil. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | إنه محق ، جميعنا مُلام ليس من العدل لومه فقط |
Fakat aceleyle evlenmemizin ikimiz için de haksızlık olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن اشعر بأنه ليس من .العدل لكلانا الزواج على عُجالة |
Daima adaleti bulmak için kanunun dışına çıkmamamız gerektiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننا دومًا أنّنا لا نحتاج للخروج عن القانون لتحقيق العدل. |
Sanırım, yaşının dilinde konuşursak hayallerimi yaşadığımı söylemem doğru olur. | Open Subtitles | أظن بأنه من العدل القول بلغة تفهمها بأنني عشتُ حلمي |
İnsan genomunda Adaletin ne kadar güçlüce kodlandığını bilmek ister misiniz? | TED | هل تريدون معرفة مدى قوة العدل في جينات البشر؟ |
Ve seni ortaya çıkarmak için bir mahkeme kararı çıkarmaya hazırlanacaklarını duydum. | Open Subtitles | ووزارة العدل ستتدخل، حيث سيقحمون مدعي عام مكلف بالتحقيق عمن كشف أمرك |
Wonder if club-footed midgets get Justice in heaven. | Open Subtitles | أتساءل لو كان الأقزام يحصلون على العدل في الجنة |
Terri'nin ne yaptığını ilk duyduğumda 'tanrım, buna karşı bir kanun olmalı' dedim ama sonra üzerinde biraz daha düşününce senin uzaklaştığını düşünüyorsam benim ne yapacağımı düşündüm... | Open Subtitles | عندما سمعت أول مرة بما فعلته تيري يا الهي , لا , أنا اعتقدت أنه يجب أن يكون هنالك نوع من العدل |
Asla zayıflık gösterme, adaletten vazgeçebilirsin. | Open Subtitles | لئلا يبدر منه أي ضعف، وإلا أضاع فرصة إحقاق العدل |
Kendimiz çıkıp da onlar içeride kalınca adaletsizlik olur dedim. | Open Subtitles | لقد بدا من غير العدل ان نرحل نحن ويبقي هم |