ويكيبيديا

    "العظم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kemiği
        
    • kemiğin
        
    • kemikten
        
    • kemikte
        
    • kemik
        
    • kemiğinde
        
    • Kemiğe
        
    • kemikleri
        
    • kemiğinin
        
    • kemikteki
        
    • kemiğine
        
    • kemiklerine
        
    • kemiğini
        
    • kemikler
        
    • kemiklerini
        
    Leğen kemiği osteon miktarını doğruluyor. 30 ila 34 yaşları arasında. Open Subtitles العظم الحوضي يؤكد حساب الأوستيون عمره ما بين 30 و34 عاماً
    Elmacık kemiği kavisinde ve çene kemiği birleşiminde çatlaklar var. Open Subtitles هناك كسر في العظم الوجني و كسر في الفك السفلي
    Sonunda,iki kemiğin arasında bulunan Menisküs tamamen yırtılmış ve kemik çatlamış. TED الغضروف المفصلي ما بين العظام تمزق تماما و العظم نفسه تحطم.
    Kafayı alıp kaynatıyorlar, dili hariç, sonra da tüm eti kemikten sıyırıyorlar. Open Subtitles يأخذون الرأس ويغلوها ماعدا اللسانِ كل اللحم بعيداً عن العظم
    kemikte bulunan çizgiler, keskin kenarı olmayan, keskin uçlu bir silahı gösteriyor. Open Subtitles نعم. شقّ وُجد على العظم يشير إلى سلاح حاد بدون حافة للقطع
    Ve bu kemik süslenmiştir, ışığın kafatasından saçılmasıyla gördüğünüz gibi, boşluklarla, yani soluduğumuz havayı ısıtan ve nemlendiren sinüsler ile. TED وهذا العظم يتخلله، كما ترون، ضوء ساطع من خلال الجمجمة مع تجاويف والجيوب الأنفية، التي تدفئ وترطب الهواء الذي نتنفسه.
    Sol uyluk kemiğinde, sağ kol kemiğinde ve kalça kemiğinde de kırıklar var. Open Subtitles و كسور مضاعفة في عظام الفخذ الأيسر و العضد الأيمن و العظم الحرقفي
    Ama çok derin ya da Kemiğe çok yakın bir yara ne kadar çok çabalasanız da kanamayı durduramazsınız. Open Subtitles لكن بعض الجراح تكون عميقه جدا أو قريبه من العظم ومهما عملت عليها لا يمكنك ان توقف النزف للدماء
    Isabel'e deriyi kesip kemiği delecek kadar sert bir şeyle vurulmuş. Open Subtitles لقد ضربها شيء قاسي لدرجة أن يكسر بشرتها ويغرس في العظم
    Kafatası yan kemiği. Maktul cama çarptığında kafasının arkasını tutuyormuş. Open Subtitles العظم الجداري، كان الضحية يمسك مؤخرة رأسه عندما إصطدم بالزجاج.
    Cerrah burada ilyak kanadından bir miktar kemik alır tam burada bulunur ve bu kemiği vücutta başka bir yere yerleştirir. TED وما قد يفعله الجراح هو أخذ بعض العظم من العرف الحرقفي الخاص بك، والذي يقع هنا، ومن ثم يقوم بزرعه في مكان آخر في الجسم.
    O zaman kıkırdağı yeniden yapmak veya yenilemek adına kemiği doldurduğunuzu veya boşaltığınızı hayal edebilir misiniz? TED لذا هل يمكنكم تخيل الطرق السلبية لرفع وتفريغ العظم ليكون بإمكانك خلق غضروف متحول؟
    Derinin, kemiğin üstünde hareket eden kasın üzerindeki hareketini görmemiz gerekiyordu. TED كنا بحاجة لرؤية الجلد يتحرك عبر تحريك العضلات على العظم.
    İki keratin kaplama arasındaki ana fark aslında sadece şekilleri, bu şekilleri de hayvanların parmaklarının ucundaki kemiğin şekline bağlıdır. TED الفرق الرئيسيّ بين غطائي الكيراتين هو في الحقيقة شكلهما فقط، والذي يعتمد على شكل العظم في نهاية أصابع الحيوانات.
    Evet, ve bu çekme izleri etin kemikten tam ayrıldığı yerde. Open Subtitles و علامات السحب هذه موجودة في المكان الذي انتزع منه اللحم عن العظم
    Buna sebep olan silahın kemikte herhangi bir iz bırakıp bırakmadığını bilmeliyim. Open Subtitles أحتاج لأن أعرف إن كان السلاح قد ترك أيّ آثار على العظم
    Artkafa kemiğinde çok küçük bir parça eksik. Oraya bir darbe gelmiş olmalı. Open Subtitles هناك جزء صغير مفقود على العظم القذالي، لابد أنّ شيئاً ما ضربه هناك.
    Böylece, aslında hem Kemiğe hem de kök hücrelerle dolu bu katmana bitişik yapay bir boşluk yaratmış olduk. TED وبالتالي سيُخلق، ضمن جوهرها، تجويف اصطناعي يكون بجوار كل من العظم وأيضاً بجوار هذه الطبقة الغنية جداً بالخلايا الجذعية.
    Buraya ilk geldiğim gün... yemek artığı kemikleri attığım için beni dövdü. Open Subtitles في أول يوم لي هنا ضربني السيد جوز لانني رميت العظم من العشاء
    Sol yan kafa kemiğinin büyük bir kısmı pürüzsüzce kesilmiş. Open Subtitles هناك قطع إختراق نظيف معظم ما بقي من العظم الجداري
    Evet, kemikteki anomaliyi tanımlayamadım. Open Subtitles نعم, لا أستطيع ان أعرفَ عن هذا العظم على أنه شاذ
    kemik kaval kemiğine doğru zorlanmış ve diz kapağını geçerek kaval kemiği üzerine çıkmıştı. Open Subtitles بأندفاع العظم بالعظمة العليا من الرجل فلقت العظمة العليا مباشرة و أستمريت
    Yağ emme yöntemiyle aldığımız yağ hücrelerini dolgunluk yaratması için elmacık kemiklerine enjekte ediyoruz. Open Subtitles بعد ذلك يتم حشو الخلايا الدهنية الناتجة من شفط الدهون في العظم الوجني لصنع مظهر الإمتلاء.
    Mezar Odasındaki, ipek telden oluşan bu bağ dil kemiğini kırmamış. - Ölüm sebebi nedir? Open Subtitles الرابط في الحبل الحريري الموجود بالقبو لم يكسر العظم اللامي
    Fakat şimdi karınları tok ve kemikler için kavga çıkartmamaya karar veriyorlar. Open Subtitles لكن هذه المرّة، بامتلاء بطونهم تقرّر الجماعة أن العظم لا يستحق المضايقة
    Tekerlekli sandalyedeki bir adamın Sarah Koskoff'u öldürebilmesine, ya da hamate kemiklerini Lauren Hataway'inki ile değiştirebilmesine imkan yok. Open Subtitles يستطيع قتل سارا كوسكوف أو أن يبدل العظم الكُلابيّ مع لورين هاثوي حسناً , أيبس تغلب علينا مرة أخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد