ويكيبيديا

    "العقاقير" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ilaç
        
    • ilaçlar
        
    • ilaçları
        
    • uyuşturucu
        
    • hap
        
    • ilaçlara
        
    • ilacı
        
    • ilaçlardan
        
    • Haplar
        
    • uyuşturucular
        
    • ilaçların
        
    • ilaçlarla
        
    • hapları
        
    • hapı
        
    • ilaca
        
    Eğer ilaç kullanmadan yaşamayı başarabilirsem bir şekilde aslında zihinsel bir hastalığa sahip olmadığımı, hepsinin bir hata olduğunu kanıtlayabilirmişim gibi hissediyordum. TED شعرت بأنني لو استطعت أن أعيش دون العقاقير سأثبت بعد ذلك كله بأنني لم أكن مريضة عقلياً و أنه كان خطأ فادح
    Anti-HIV ilaç bileşikleri ve karışımları üzerinde genetik ilaçların etkisi üzerine DSÖ (WHO) tarafından etkileyici bir çalışma yapıldı. TED هذا هو البحث الرائع من منظمة الصحة العالمية الذي يظهر تأثير العقاقير الوراثية المضادة للفيروسات على مركب دوائي مشكّل.
    Üstünde ne kadar kaldı bilmiyorum ama o ilaçlar ucuz olmaz. Open Subtitles أنــا لا أعرف كيف حصــل عليه، لكن تلك العقاقير ليست رخيصة
    Ancak, insanlar kalan hayatları boyunca, bağışıklık sistemlerini baskılayan ilaçlar almak zorunda kalacaklar. TED ولكن المرضى سيكون عليهم تعاطي العقاقير هذا سيقمع نظامهم المناعي لبقية حياتهم.
    Bacağımı daha güçlü ve sağlıklı yapmam için gerekli tüm ilaçları vereceksin. Open Subtitles وستعطيني كل العقاقير العجيبة التي سأحتاج لها يومًا لجعل قدمي قوية وصحّية
    Polis raporu evimin önündeki arabada uyuşturucu bulunduğunu ifade ediyor. Open Subtitles يذكر تقرير الشرطة أنهم وجدوا العقاقير في السيارة خارج منزلي
    O da bu ilaç hırsızlığı işindeyse, kız zulayı adamın evinde saklıyor olabilir. Open Subtitles لو كان هو مشترك بسرقة العقاقير ربما قد أخفتها بمكان اقامته يبدو الأمر
    Tamam, sadede geliyorum, ben daha fazla ilaç yenileme onaylayamam. Open Subtitles حسناً, فالنتكلم لا أستطيع أن اوصف لك المزيد من العقاقير
    Klonlama, aynı zamanda, hayvan vücudunun, ihtiyaç duyulan ilaç ve benzeri şeylerin üretilmesi amacına yönelik de kullanılmaktadır. TED هذا الإستخدام الحالي للحيوانات تكوين العقاقير وأشياء أخرى في أجسامها التي نريد تكوينها.
    İlkem şuydu: ne kadar az ilaç o kadar az kusur. TED شعاري هو أنه كلما قلت العقاقير كلما قلّ الاختلال
    İyi haber, test edilmeyi bekleyen bir sürü ilaç var. Bize, test edilmeyi bekleyen fakat yatırım sağlanamayan TED الخبر الجيد أنه يوجد العديد من العقاقير التي تنتظر التجريب. لقد تم اطلاعنا أنه يوجد ما يفوق 20 سنة
    Bu tür ilaçlar ilk olarak insan olmayan hayvanlarda sadece belirlemek için değil davranış etkileri için de test edildi. TED جُربت تلك العقاقير على الحيوانات غير البشرية أولاً ليس فقط لاختبار الأثار الجانية بل لاختبار الآثار السلوكية أيضًا.
    Günümüzde, malesef hayvanlara sadece denek oldukları için bu ilaçlar verilmiyor. Aynı zamanda hasta oldukları için, hem etik hem de etik olmayan yollardan TED واليوم، نحن لا نعطي تلك العقاقير للحيوانات الأخرى كعينات إختبار، بل تُعطى العقاقير باعتبارها حيوانات مريضة، بطرق أخلاقية وأخرى أقل أخلاقية على حدٍّ سواء
    Mikrobiyomlarımızı, çevre dâhil, antibiyotik gibi ilaçlar ve hatta sezeryanla doğup doğmadığımız bile etkileyebilir. TED العديد من العوامل تؤثر على الميكروبيوم منها بيئتنا، العقاقير مثل المضادات الحيوية، وحتى ما إذا ولِدنا قيصريًا أم لا.
    Ama dediğin gibi o ilaçları çalmadı onu bir canavara sen çevirdin. Open Subtitles فقط لو لم يسرق تلك العقاقير كما قلت أنت جعلته هذا الوحش.
    Bu ilaçları reçete ediyoruz, acil durumlar için depoluyoruz, TED نحن نصف العقاقير، ونُخزن العقاقير من أجل الطوارىء
    Onun üstünde bir sürü deneysel uyuşturucu kullandılar. İlkokula bile gidemez dediler. Open Subtitles استخدموا معها الكثير من العقاقير التجريبية الأطباء لم يعتقدوا أنه يمكن شفاؤها
    Evet, ama Anna her uyuşturucu testini geçti, ...buna, geçen hafta Pazartesi yarışı için yapılan da dahil Sayın Yargıç. Open Subtitles نعم، ولكن آنا قد اجتازت كل اختبارات الكشف عن العقاقير ومن ضمنها اختبار الأسبوع الماضي لأجل سباق الاثنين يا سيدي
    Evet. Çocuklara marihuana ve hap satıyormuş. Open Subtitles أجل , يقوم ببيع الماريغوانا و العقاقير للأطفال
    Yıllarca ilaçlara direndim ve onlardan uzak durmak için çok çaba sarf ettim. TED فقد قاومت العقاقير لسنين و بذلت الكثير من المجهود لتركها
    Onu arama motoruna koyarsınız, ve tehdidi tedavi edecek ilacı yaratırsınız. TED يمكنك وضعها في محرك البحث الخاص بك، ويمكنك إنشاء العقاقير والتعامل مع التهديد.
    Birkaç hastaya bu ilaçlardan veriliyor... 60 yıldır, beyazlar bana yalan söylüyor. Open Subtitles يحضرون بعض المرضى و يعطونهم العقاقير البيض يكذبون عليَّ منذ ستين عاماً
    - Haplar yüzünden paranoya yapmışsın. Open Subtitles على الارجح تشعرين بالارتياب بسبب العقاقير
    Colin, uyuşturucular seni mahvetmiş. Adam gibi göremiyorsun bile. Open Subtitles تلك العقاقير شوشت ذهنك و لا تستطيع التفكير الجيد
    Ve insanlar bu yeni ilaçlarla eskilerinin etkinliğini karşılaştıran deneyler yaptılar, TED فبدأت الناس تعمل تجارب على هذه العقاقير الجديدة عوضاً عن العقاقير القديمة،
    hapları eriticiye koyarsan, sadece protein ve biyolojik maddeler kalır. Open Subtitles ونقوم بجمع العقاقير ونذيبها بورق القصدير ويبقى البروتين والمواد الحيوية الأخري في الدواء
    BALDIRAN DERNEĞİ Bazıları "İki baldıran hapı al, sabaha Yaradan'a kavuş" diyor. Open Subtitles و البعض يعتقد بأن فقط نحتاج حبتين من العقاقير حتى يتسنى لنا اجتياز صباحنا
    O zamandan beri ilaca dirençli bakteriler ortaya çıkmaya devam etti, biz de bu yeni bakterilerle savaşmak için sürekli yeni ilaç geliştirmek zorunda kaldık. TED ومنذ ذلك الحين، بدأت البكتيريا المقاومة للعقاقير بالظهور. ولذا فقد اضطررنا بشكل دوري إلى تطوير أنواع جديدة من العقاقير لمحاربة تلك الأنواع الجديدة من البكتيريا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد