"العلاقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ilişkiyi
• ilişkinin
• ilişkiye
• ilişkide
• ilişkisi
• ilişkimiz
• ilişkiden
• ilişkiniz
• ilişkimizi
• seks
• ilişki
• bağ
• bağlantı
• ilişkisini
• ilişkileri

Yüksek emtia fiyatları ile ihracat yapan ülkeler ile emtia ihracatı yapan ülkelerin büyüme oranları arasındaki ilişkiyi inceledim.
لقد نظرت لأعرف ما هي العلاقة بين ارتفاع أسعار السلع الأساسية من الصادرات، والنمو في البلدان المصدرة للسلع الأساسية.

Olaya,geniş açıdan bakarsan bu ilişkiyi aslında teşvik bile etmelisin.
في الواقع،إذا رايت الصورة أكبر أنت تشجع على هذه العلاقة

Aklından bu ilişkinin gerçek olma ihtimalinin olduğunu hiç geçirdin mi?
في ذهنك أكان هناك أية احتمالية بأن العلاقة قد تكون واقعية؟

Diğer hiçbir gezegen cismi, aynı genetik ilişkiye sahip değil.
ولا توجد أي أجسام كوكبية أخرى لها نفس العلاقة الجينية.

İlişkide aslında bir tür sevgi, bir sevgi unsuru var.
في الحقيقة هناك نوع من الحب، عنصر للحب في العلاقة.

İlişkisi bir yıldan fazla sürmüş ama geçen aydan beri kötüye gitmiş. Evli.
،كانت العلاقة مستمرّة لأكثر من سنة وساءت في الشهر الماضي أو نحو ذلك

Böylece, Catalina'nin dediği gibi bir ilişkiyi bitirerek ihtiyacı olan güce kavuştu.
وبذلك استطاعت اخيرا قطع العلاقة مع القوة التي قالت كارولينا بانها تحتاجها

Bana ilaç vermek ilişkiyi korumak için en iyi yöntem sayılmazdı.
لا شك أن تخديري لم تكن الطريقة المفضلة للحفاظ على العلاقة

Tripp'in ilişkiyi bildiğine dair en ufak bir ipucu bile yok.
لاشي يشير بوضوح تام بأن تريب يعلم أي شي عن العلاقة

Gerçek ilişkiyi unut. Sen onu bulamazsın, o seni bulur.
انس أمر العلاقة الجادة لست من يجدها، هي من تجدك

Şimdi kesinlikle karar vermesi gereken şey, aralarındaki ilişkinin ne olduğuydu.
ما كان ينبغي عليه أن يُقرره بجزم الآن، هو العلاقة بينهم.

Bence bu ilişkinin ne olduğu hakkında bir karara varmalısınız.
لذا أعتقد أنكِ يجب أن تكونى واضحة بشأن هذه العلاقة

Ve bir ilişkinin nasıl hissettirmesi gerektiğini o zaman fark ettim.
وأكتشفت أن هذا هو الشعور الذي ينبغي أن يكون من العلاقة

sadece hükümetler arasındaki ilişkiye dayanmayıp, paylaştığımız ortak değerler ve dile dayanır. Her gün sizleri izleyerek bunu anımsıyorum.
مبنية ليس فقط على العلاقة بين الحكومات، لكن على اللغة المشتركة والقيم التي نتشاركها. وأنا متذكرة هذا برؤيتكم اليوم.

Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için.
لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي

Belki de bu baba-oğul ilişkisi o kadar da iyi değildi.
ربما العلاقة بين الأب و أبنهُ لم تكُن عظيمً لتلك الدرجة

Bana öyle geliyor ki uzun ömürlü bir ilişkimiz olacak.
أنا نوع النعناع جديد من الرجل. ربما محكوم هذه العلاقة.

O yüzden bugün, sizlere tiyatro ve teknoloji arasındaki ilişkiden bahsetmek istiyorum.
لذا اليوم أريد أن اتحدث معكم عن العلاقة بين المسرح و التكنولوجيا

Belli ki bir çeşit ilişkiniz var. Neden bu adamı seçtin?
من الواضح أنكِ في نوع من العلاقة لماذا إخترتي هذا الرجل؟

Ama aradaki fark, sen daima... ayrılıktan bahsediyorsun... ben ise ilişkimizi sağlamlaştırmaktan.
لكن الفرق أنك دائماً تتحدثين عن إنهاء العلاقة وأنا أتحدث عن إستمراريتها

Big ve ben, tutkulu seks ve bir bebek arasında bir yerlerdeydik.
كنت أنا و بيغ في مكان ما بين العلاقة الوحشية و الطفل

Ancak bu yeteneği kullanışımız ile mutluluğumuz arasındakı ilişki hala net değil.
وحتى الآن ليس من الواضح ما العلاقة بين استخدامنا لهذه القدرة وسعادتنا.

Bir sonraki sergim - bununla çoğunuzun canını sıktım - tasarım ve bilim arasındaki bağ hakkında.
المعرض القادم الذي سوف أعمل به والذي سمع الكثير منكم عنه هنا هو حول العلاقة بين التصميم والعلم.

Bu derin bağlantı en yakın akrabalarımızı çok öteye taşıyor.
و تلك العلاقة العميقة تمتدّ الى أبعد من أقرب أقربائنا.

Gerçekten bir sonuca varmak, karşıt teorileri çürütmek ve korelasyonla neden sonuç ilişkisini ayırt etmek için.
لتدليل نتيجة، واستبعاد نظريات منافسة، وللتمييز بين العلاقة المترابطة والعلاقة السببية

Bana iltimas geçildiğinden şüphe edilmesin diye bu ilişkileri gizli tutarım.
أبقي هذه العلاقة بشكل خاص، كي لا يشك أحد بأي إنحياز.