Kemiklerdeki işaretler, kesici bir aletin izleri, ama metal değil. | Open Subtitles | تلك العلامات على العظام من جراء آلة قطع وليس معدن |
İşaretler belli bir düzende. Ne olduğunu anlasam bile tüm haritayı okuyamam. | Open Subtitles | العلامات على شكل نموذج لكن حتى لو استطعت ان اعرف ماذا تعني, |
Şey, ben kesinlikle işaretleri onaylıyorum. Kesinlikle dördüncü hanedana ait. | Open Subtitles | حسناً، لقد قمت بتأكيد العلامات ومن المؤكد أنها السلالة الرابعة |
Yıldız işaretleri ve sivrisinek-geçirmezliğin tamamlandığı zamanı gösteriyor. | TED | و تلك العلامات النجمية تمثل الوقت الذى استغرقه إكتمال تحصين المنازل. |
Bu izler gözlükten başka birşey tarafından yapılmış olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لتلك العلامات أن تحدث لأي سبب عدا النظارات؟ |
Ve o üç işaret her zaman 6 rakamı ile gösterilir. | Open Subtitles | وكل واحدة من هذه العلامات الثلاث دائما ما تمثل بالرقم ستة. |
Bazı çiçeklerin üzerindeki morötesi işaretler böcekler nektara ulaşsın diye kılavuzluk yapıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما لأن العلامات الفوق بنفسجية على بعض الأزهار تعمل على توجيه الحشرات للرّحيق. |
Güneş ufukta belirmeden önce tüm işaretler kalmanı söylediği içindir. | Open Subtitles | لهذا إننا نضع العلامات التي تقول ''غادر قبل غروب الشمس'' |
Bu işaretler gösteriyor ki şapka Coğrafyacılar Derneği üyeleri için yapılmış. | Open Subtitles | لا ، هذه العلامات تعني أنها صنعت لعضوٍ في نقابة الجغرافيين |
Ama bu işaretleri çocuklarda da görebilirsiniz. | TED | ولكن الأطفال ، يمكننا ان نرى هذه العلامات فيهم |
Şu üzerindeki koyu işaretleri görüyor musun? | Open Subtitles | ترى هذه العلامات الداكنة؟ عبر بقعة الغشاء؟ |
Bunların düzgün "Solda kalın" işaretleri olmadığı belli. Haydi, basıp gidin! | Open Subtitles | و يمكنكم معرفة بأن هذه العلامات ليس ملائمة للأزم اليسار. |
Bu izler kazık saplanmasına uygun ama hiçbiri ölüm nedeni gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هذه العلامات مطابقة للأسياخ الحديدية لكن لا تشير لسبب الوفاة لربّما نزف |
Adli tabip "ayırt edici izler" kısmına küçük bir leke olduğunu yazmış. | Open Subtitles | تحت مسمي العلامات المميزه الاطباء الذين فحصوا قالو علي الشامه الصغيره هكذا |
Ve oradaki beyaz izler doğal desenler değil. | TED | وتلك العلامات بيضاء ليست علامات الطبيعية. |
Vücudunun her yerinde bulunan şu yara izleri, neydi onlar? | Open Subtitles | تلك العلامات التي على كامل جسمها , ما هي ؟ |
Bunlar geldiğiniz yeri işaret ediyor bu kitap sizin onlarla bağınız. | Open Subtitles | كل العلامات التي تثبت من أين أتيتم هذا الكتاب وسيلة اتصالكم |
Cesedinde gördüğüm izlere bakmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أفهم سرّ العلامات الموجودة على جثته |
Peki bu izlerin Fulcher ve Speck'te bulduklarımızla ne ilişkisi var? | Open Subtitles | و هذه العلامات تتعلّق بالعلامات التي أوجدة على فلتشر و البقعة |
Şu tabelaları da değiştirin. Onlara bakmaktan gına geldi. | Open Subtitles | وغير هذهـ العلامات لقد سئمت من النظر إليها |
Boynunda beyaz bir iz var ancak tüm boynu dolanmıyor. | Open Subtitles | العلامات البيضاء على الرقبةِ، لَكنَّهم لا يَذْهبونَ طول الطّريق حول، |
Profesör, bu işaretlerin voodoo saçmalığı olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | ايها البروفيسور انت تسمي العلامات التي على الحائط كلام فارغ؟ |
Bu bileklikler, hayati belirtileri göndermeye tasarlanmış, vücuttaki elektrik sinyallerini. | Open Subtitles | هذه الأسوار تم تصميمها لنقل العلامات الحيوية والكهربائية من الجسم |
Şansına küs. Nasıl notlar gerekli haberin var mı? | Open Subtitles | مستحيل هل تعلمين كم العلامات المطلوبه لذلك ؟ |
Bunlar ayrıca böbrek üstü bezi sorunlarının da klasik bulguları. | Open Subtitles | وهي أيضاً العلامات الكلاسيكيّة لمشكلةٍ كظريّة |
İyi haber şu ki, tüm belirtiler vazovajinal senkopa işaret ediyor. | Open Subtitles | حسناً, الأخبار السارة هي أن كل العلامات تشير إلى أنها إغماءة. |
Özellikle de, kolundaki izlerle. | Open Subtitles | خصوصاً مع وجود العلامات الواضحة على ذراعك |