Savcının fotoğrafları kullanmaktaki amacı, jüriyi şok altında bırakmak. Bu doğru değil. | Open Subtitles | الغرض الوحيد من عرض الإدعاء هذه الصور علي المحلفين هو إحداث صدمة |
Kismet'e öğretmenin amacı, sosyal anlamda zeki bir makine yaratmaktı. | Open Subtitles | الغرض من صنع كزميت هو محاولة صنع آلة ذكية اجتماعياً |
Buradaki amaç, onun rotasını değiştirmek değildi. amaç, kuyruklu yıldızın yüzeyinde bir çukur açarak derinlerdeki materyali ortaya çıkarmaktı. Bunu da biraz başardık galiba. | TED | لم يكن الغرض من الإصطدام دفعه بعيداً. بل كان الغرض صٌنع فوهة تشق المادة لنرى ما يوجد تحت سطح المذنب، حيث تعلمنا شيئاً عنه. |
Ve reçeteyi, bu amaç için kullanmayı tercih ettik. | TED | واخترنا استخدام الوصفة الطبية لذلك الغرض. |
Ayrıca, bu amaçla bir okul yapılması için arazi sağlanacak ve yanında her yıl 60.000 tahıl tanesi verilecek bu yeterli gelir, değil mi? | Open Subtitles | أيضا ، سيتم توفير الأراضي لبناء مدرسة لهذا الغرض معا بستمائة الف من أحجارِ الحبوب كل سنة هذا يجب ان يكون كافي اليس كذلك |
Oyunun asıl amacı, oyunun amacını bulmak gibi bir şey. | Open Subtitles | كما لو أن معرفة غرض اللعبة، هو الغرض من اللعبة |
Bu hendeğe gidiyor ama aynı amaca hizmet ediyor. | Open Subtitles | أما هذا فهو يهبط بك لخندق مائى لكنه يؤدى نفس الغرض |
Yeraltı sığınağının amacı, kriz zamanlarında Başkan'ı korumaktır, öyle değil mi? | Open Subtitles | الغرض من المخبأ هو حماية الرئيس في وقت الأزمات، أليس كذلك؟ |
Ama Tiaki Wairua'nın tüm amacı, özgürlük hissini teşvik etmektir. | Open Subtitles | لكن الغرض الأساسي من تياكي وايرو هو تنمية شعور الإستقلالية |
Yani sizin de bana göre bugünkü görüşmemizin asıl amacı olan bana veya tapınağa şantaj yapmanızın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ولكن لديك أيضا أي وسيلة التي يمكن من خلالها ابتزاز لي أو المعبد، والذي يبدو لي أن يكون الغرض الحقيقي |
(Kahkahalar) Burada amaç her veri setinin özel olarak sizinle alakalı olması gerektiği değildir. | TED | الغرض من هذا ليس بالضرورة أن كل مجموعة بيانات لها صلة بك بالضرورة. |
Ordu artık kendini adama ve amaç diye bir şey tanımıyor. | Open Subtitles | ان الجيش لم يعودا يهتموا بالالتزام و الغرض |
Bu amaç için burada birkaç aletimiz var. | Open Subtitles | لدينا بضعة أشياء هنا من أجل ذلك الغرض على وجه التحديد |
Bu ödül için minnettarım, ve ödülü bu amaçla kullanacağım. | TED | أنا سعيد بهذه الجائزة، وسأستخدمها لذلك الغرض. |
Kızımla ilgilenen herhangi birisi ilişkisinin amacını bize açıklamak zorunda. | Open Subtitles | أي شاب يهتم بأبنتي عليه توضيح الغرض من هذه العلاقه |
Yaşadığımız apartmanlar, taksiler, pahalı parfümler hepsi bu amaca hizmet ediyor. | Open Subtitles | الشقق التي تتجاوز امكانياتنا سيارات الأجرة، العطور الباهظة الثمن كلها تخدم الغرض |
Peki bu tartışmayı başlatırken amacın ne olduğunu düşünüyordun? | Open Subtitles | إذن برأيك ماهو الغرض من هذا الجدال ؟ أنك أنتي التي بدأتي؟ |
İki gün önce bu olayın ikinci amacının, | Open Subtitles | من يومان فقط اكتشفنا الغرض الاخر من الحادث |
Kolum kırıldı. Tekrar kıracaksak düzeltmenin ne anlamı var ki anlamadım? | Open Subtitles | ما هو الغرض من تطبيبك إذا كنا سنقوم بكسرك مرة أخرى؟ |
Hep merak etmişimdir, bu arkasındaki silgimsi şey de neye yarıyor? | Open Subtitles | لطالما تساءلت، ما الغرض من النهاية المطاطية؟ |
amacına gerçekten uygun ortamlarda, bizi bilinçli bir şekilde dinleyen insanlara etkin bir biçimde konuşuyor olsaydık dünya nasıl bir yer olurdu? | TED | كيف سيكون العالم إذا تحدثنا بقوة إلى أناس يصغون إلينا في بيئة مناسبة لهذا الغرض |
Duvarın öteki yanında onu yakalarım. Belki bu işe yarar. | Open Subtitles | سامسكها من الجانب الاخر من الجدار ربما يؤدى هذا الغرض |
İmparatorluğa böyle bir hasar vermekten tatmin olmamış gibi aynı zamanda hırslarına hizmet etmek amacıyla kalıcı bir ordunun kurulmasını talep ediyorsun. | Open Subtitles | غير راض عن سبب هذا الضرر الذى لحق بالإمبراطورية، انت ايضا طالبت بأقامة جيش دائم هذا وحده يخدم الغرض لأرضاء طموحاتك. |
Anlaşıldı. 50 km mesafede nesneyi taramak ve incelemek için duracağız. | Open Subtitles | عُلِم, سنقترب 50 كم من الغرض لتقييم مسح الكشاف |
Tek bildiğim, aklımı kurcalayan bir sorunun cevabına götürebilecek bir nesnenin peşinde olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني سأطارد الغرض الذي يحمل إجابة للسؤال الذي يحيرني |
Bu testin amaçları için Dr. Drumlin Makinenin üstündeki Gantry vincinin tepesinde olacak. | Open Subtitles | الغرض من هذا الاختبار انه د. درملين سيكون على قمة الرافعة التى فوق الآله |