okuma kabiliyetim gelişti ama bu zorlama dersler tam olarak okuma sevgisi aşılamadı. | TED | تحسّنت مهاراتي في القراءة، لكن دروس القراءة القسرية هذه لم تلهمني لحب المطالعة. |
okuma ve yazma öğrendiğinizde bu başka bir sürü şeyi öğrenmenize imkan tanır. | TED | فعندما تتعلمون القراءة والكتابة فإن ذلك يفتح أمامكم فرص عديدة لتعلم أشياء كثيرة. |
Ve neden? Neden çocuklar okumayı yazmayı bıraktılar? Ben nasıl savaşılacağını öğrenmiştim. | TED | ولماذا، لماذا بينما بقية الأطفال يتعلمون القراءة والكتابة، كنت أتعلم كيف أقاتل. |
Notlar yavaşça, oğlumun okumayı öğrendikten sonrası için tasarlanan bir mektuba dönüştü. | TED | تحولت الملاحظات شيئاً فشيئاً إلى رسالة مخصصة لابني بمجرد أن يتعلم القراءة. |
Sen Okumaya başlasan daha iyi olmaz mı? Yoksa sırayı kaçırabilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن القراءة الآن وإلا سوف سوف تفقد التركيز |
Böyle bir şey söyleme! Cevap "Hobilerim kitap okumak ve spor yapmak." | Open Subtitles | لا تتفوه بشىء مثل هذا أجب , هواياتى القراءة و ممارسة الرياضة |
Çocuklarımız okuma yazmayı çok hızlı öğreniyorlar, makine kullanmayı da öyle. | TED | أطفالنا ينمون بسرعة و يتعمون القراءة بسرعة و يتعلمون استخدام الآت. |
Bugün, Sierra Leone'deki her beş yetişkinden üçü okuma yazma bilmiyor. | TED | اليوم، لا يمكن لكل ثلاثة من خمسة بالغين القراءة أو الكتابة. |
Grisha'yi gördüm. Çok büyümüs. - Hatta okuma yazma bile ögrenmis. | Open Subtitles | كما تعلمي تانيا تستطيع القراءة الآن انها تقوم بتدريش غريشا أيضاً |
Orta yaşlarda bir adam düşünün. okuma yazması yok ve zengin de değil. | Open Subtitles | فكروا فى هذا انه رجل فى متوسط عمره لا يعرف القراءة أو الكتابة |
Bu sınav öğrencinin okuma, yazma veya aritmetik yeteneğini ölçmez. | Open Subtitles | هذا الإختبار لا يقيس كفاءة طالب فى القراءة والكتابة والحساب |
Bu Reis, boyu bundan uzun olan çocukların... okumayı öğrenmemesi gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | هذا الزّعيم يقول الأطفال أنبل من ذلك لا يجب أن يتعلّموا القراءة |
Beni tanıyan herkes okumayı bilmediğimi bilir ve bana yazmaz. | Open Subtitles | أى شخص يعرفنى يعلم أننى لاأجيد القراءة لذلك لايكتبون لى |
Ama bunları bana 12. sınıf seviyesinde okumayı öğrendiğimde annem hediye etmişti. | Open Subtitles | لكن هذه هدية أمي لي عندما استطعت القراءة في الصف الثاني عشر |
- Mesele şu ki başımı yaraladığımdan beri okumayı unuttum da. | Open Subtitles | بصدق، أنا لم أكن قادرةً على القراءة منذُ أن آذيتُ رأسي. |
Pekâlâ hazır Okumaya odaklanmışken haydi bazı kalıpları yeniden gözden geçirelim. | Open Subtitles | حسناً، بما أننا كنّا نركز على القراءة فلنراجع بعض النقاط الأساسية |
Tersten yazmaya ve Okumaya alışkın olan birine zor gelebilir. | Open Subtitles | ربما يكون الوضع أصعب عندما تعتاد على القراءة والكتابة بالمقلوب |
Çok harika işler yapıyorlar, opera takvimini yanlış okumak gibi. | Open Subtitles | انهم يقومون بأشياء عظيمة, مثل القراءة الخاطئة لجدول عروض الاوبرا |
Burada oturup, okumak ve çürümekten başka bir iş için sebebim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ شيئاً ما أفعله سوى الجلوس هنا و القراءة و التعفـُّن. |
Okuman iyiydi. Ama boyun müsait değil. | Open Subtitles | القراءة لابأس بها، لابأس بها أنت فقط لست بالطول المناسب |
Okuyucularımızın çoğu daha önce hiç duymadıkları yazarları okumaktan keyif alıyorlar. | TED | معظم قرائنا يحبون القراءة ويقرؤون لكتاب لم يسمعوا عنهم من قبل. |
Genç nüfusunun neredeyse yarısı okuyup yazamayan hiçbir ülke başarılı olamaz. | TED | لا يمكن لبلد أن يكون ناجحاً إذا كان ما يقارب نصف مواطنيه الشباب لا يجيدون القراءة أو الكتابة. |
Yani, başkalarıda kitap okuyor. Ben de okuyorum. | Open Subtitles | أعني ، الكثير من الأشخاص يقرأون أنا أستطيع القراءة |
okuyamıyor, yazamıyor, hayatıma dair hiçbir şey hatırlayamıyordum. | TED | وفي صبيحة يوم النزيف لم أقدر على المشي أو الحديث أو القراءة أو الكتابة أو تذكر أي شيء في حياتي. |
Keşke bu kadar yaşlanmasaydım. Güneş battıktan sonra hiç bir şey okuyamıyorum. | Open Subtitles | أتمنى ألا أكون قد بدأت بالمشيخ، لا أستطيع القراءة حالما تغيب الشمس |
O halde görüyoruz ki bilgisayarlar görebilmekle kalmıyor aynı zamanda okuyabiliyor ve zaten duyduklarını anlayabildiklerini de göstermiştik. | TED | نرى الأن أجهزة الكمبيوتر تستطيع ليس فقط الرؤية بل القراءة أيضاً وبالطبع قد عرضنا أنها تستطيع فهم ما تسمعه. |
Çok okuyorsun. okuma gözlüğü burnunun üstünde iz yapmış. | Open Subtitles | لديك علامات ضغط على أنفك بسبب نظارات القراءة |
Dinleyin, bugünlük dedikoduya katılamayacağım çünkü Okumam gereken birçok kitap var. | Open Subtitles | اسمعي ، سوف اتخطى الخمر اليوم لان لدي الكثير من القراءة |
Bu arada herkesin bu kitabı okuması mecburi, tamam mı? | TED | بالمناسبة، تعتبر القراءة للجميع أمرا إلزاميا، فهمت؟ |
İçeri ve dışarı gitti ve teker teker her vuruşta sınıf arkadaşlarımın okurken dikkatleri dağıldı ve bana bakmaya başladılar. | TED | كان ذلك يجري داخليًا وخارجيًا، ومع كل ضربة، واحدة تلو الأخرى، توقف زملائي عن التركيز في القراءة وبدأوا بالنظر إليّ. |