ويكيبيديا

    "القلق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • endişe
        
    • endişelenmeyi
        
    • endişelenmene
        
    • endişelenmek
        
    • merak
        
    • kaygı
        
    • endişelenmeye
        
    • dert
        
    • anksiyete
        
    • endişelenme
        
    • endişelenmekten
        
    • endişelenmen
        
    • endişelendim
        
    • endişelenmenize
        
    • Endişelenecek
        
    Bu hastalardaki en yüksek iyileşme, stres seviyesinde, endişe bozukluğunda ve depresyonda azalmalardı. TED ومن أفضل التحسينات لهؤلاء المرضى والتي كانت تقلل من التوتر، واضطرابات القلق والاكتئاب.
    ve ben de bir ebeveynim, bu endişe duygusunu anlıyorum. TED وأنا أيضًا من أولياء الأمور، أفهمُ هذا الشعور من القلق.
    Ya onları takarsın ya da bütün bunlar için endişelenmeyi kesebilirsin. Open Subtitles إما أن تضعهم الآن أو بإمكانك التوقف عن القلق بخصوص الرحلة
    Önümüzdeki haftadan sonra, evrak işiyle ilgili endişelenmene gerek yok. Open Subtitles قد لا يكون عليك القلق بالأوراق الرسمية بعد الأسبوع القادم
    En azından artık peşinden koşmam hakkında endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles على الأقـل ليس عليك القلق مـن مطـاردتـي لك بعـد الآن
    Evet biliyorum,... ...insanlığın kendi dertleri, yoksulluk ve hatta... ...iklim değişikliği varlığına rağmen... ...neden bir kaç kedi hakkında... ...endişelendiğimiz merak edilebilir. TED و انا أعرف, في ضوء معاناة الإنسان و فقره, و حتى في تغير المناخ, قد يتسأل أحدنا, لماذا القلق عن قطط قليلة؟.
    Ancak herhangi bir panik havası ya da endişe yoktu. Open Subtitles لكنهم لم يظهروا أى علامه للهلع أو القلق على الأطلاق
    endişe etmene hiç gerek yok Listedeki en yaşanabilir bölge de oturuyorsun. Open Subtitles لا يتوجب عليك القلق حيال الأنتقال هناك بالأعلى عند لائحة الأماكن الجيدة
    Oh, bu geceki kaderimizi biliyorken neden yarın için endişe edelim? Open Subtitles اوه لماذا القلق من الان دعك من هذا سنرى قدرنا اللية
    Bunların ciddi bir ilişkiye döneceği konusunda hiç endişe duymadan. Open Subtitles أبدا حتى القلق أنه لا تتحول إلى شيء أكثر خطورة.
    Para için endişe etmenize gerek yok. Her şeyin icabına bakıldı. Open Subtitles لا يتوجب عليك القلق بِشأن المال لقد تم التكفّل بكل شيئ
    Shelby için endişelenmeyi bırakıp kendin için endişelenmelisin demek istiyorum. Open Subtitles يعني ربما تتوقفي عن القلق عليها وتبدأي بالقلق على نفسك
    Fikir oldukça basit: tüketicilerin endişelenmeyi bırakıp harekete geçmeye başlaması. TED والفكرة بسيطة جدا وهي بان المستهلك تحول من حالة القلق إلى حالة البحث عن حل
    endişelenmeyi doktorlara bırakıyorum. Kitabımda 2 gün geri kaldım. Open Subtitles لا سادع القلق للاطباء انى متاخر يومين فى كتابه كتابى
    Ve artık endişelenmene gerek yok çünkü ortada bilinecek bir şey kalmadı. Open Subtitles و ليس عليكِ القلق بعد الآن لإنهُ لم يتبقي شىء ليتم إخباره.
    Sen geçmiş hakkında endişelenmek istiyorsun ve ilgilendiğin şey de bu. Open Subtitles لذا أنتي تريدين القلق بشأن الماضي وهذا هو الشئ المخصص لكِ
    Aradan yedi ay geçiyor ama ikiniz de merak etmiyorsunuz, öyle mi? Open Subtitles و قد مضت 7 أشهر على ذلك و لم يصبكما القلق ؟
    İş bulma konusunda bu kadar kaygı duyması kesersen yetkililere cevap vermeden bu şekilde oturur kimsenin kölesi olmazsın. Open Subtitles كف عن القلق بشأن إيجاد وظيفة يمكنك الجلوس هنا هكذا دون الأستجابة إلى رئيس ولا يضاقيك أو يزعجك أحد
    Benim hakkımda endişe etmeyi bırak da kendin hakkında endişelenmeye bak. Open Subtitles يجدر أنّ تتوقف عن القلق حيالي، و أنّ تقلق على نفسكَ.
    Fatura yatırmayı ya da para biriktirmeyi dert etmek zorunda değiliz. Open Subtitles ليس علينا القلق من دفع الفواتير ليس علينا القلق بشأن العجينة
    Okula gitmek istemiyordum. Kendimden nefret etme, anksiyete sorunlarım vardı. Open Subtitles لم أودا لذهاب للمدرسة، لدي الكثير من القلق والكره الذاتي.
    Ama endişelenme, çünkü şu andan itibaren, artık etrafında olup sana acı çektirmeyeceğim. Open Subtitles لكن ليس عليك القلق لأن منذ الآن، لن أكون بالجوار لأتسبب لك بمكروه
    Yük olma konusunda endişelenmekten çok yalan söyleme yeteneğin hakkında endişelen. Open Subtitles دعكِ من القلق بشأن كونك عائقاً واقلقي بشأن قدرتك على الكذب.
    Senin endişelenmen gereken tek şey onu bugünkü yatırımcılar toplantısından uzak tutmak. Open Subtitles لا شيء يدعو إلى القلق سوى إبعاده عن اجتماع المستثمرين اليوم، اتفقنا؟
    Bu sabah görünmedi. endişelendim. Open Subtitles لم يراجعنى الليلة فى الميعاد فانتابنى القلق
    Beyin öldüğüne göre diğerleri için endişelenmenize gerek olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles بما انه تم الانتهاء من الأساسيات لا أعتقد بأنه عليك القلق من البقية
    Endişelenecek bir şey değil. Aslında parkı da biraz genişletecek. Open Subtitles لا شيء يستوجب القلق في الحقيقة ذلك سيحسّن المتنزّه كثيراً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد