Tabii ki yaşlanıyorum. Hepimiz gibi. Ama o kadar da yaşlı değilim. | Open Subtitles | بالطبع قد كبرت بالسن كلنا كذلك، لكني لست بذاك الكبر |
Momma, yardıma ihtiyacın var mı? Hayır, o kadar yaşlı değilim, Sherry. | Open Subtitles | لا، أنا لست بذلك الكبر شيري أنا لا أحتاج مساعدة |
Böylesi büyüklükte bir silah kimde olur, hiç bİr fikrim yok. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة عن أي أحد يستطيع رفع سلاح بهذا الكبر |
Taşrada büyümek kimseye iyi davranmaya mahkum etmez. | Open Subtitles | الكبر في البلاد لا يدين أي شخص إلى السلوك الجيد |
- Şaşırabilirsin ama Yaşlanmak kadınlar için de büyük bir meseledir. | Open Subtitles | هذا قد يفاجئك، لكن الكبر مشكلة كبيرة لدى النساء أيضا. |
#Ve o kadar da büyük değilsin.# | Open Subtitles | * ولست بذاك الكبر * |
O kadar da iri değilsin. | Open Subtitles | إنّك لست بذلك الكبر. |
Ama hiç erken yaşlanma belirtisi göstermiyor. | Open Subtitles | ليس لديه أية دلائل أخري علي الكبر المبكر |
- yaşlanmayı tersine çeviremezsin. - Ridley bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع فقط عكس الكبر لقد وجد " ريدلى " طريقة |
yaşlı olmak utancına rağmen böyle olmaktan memnunum. | Open Subtitles | رغم الخجل من الكبر إلا أني سعيدة بكوني كذلك |
Ama sen, ona yaşlı bakmazsın, yapmazsın? | Open Subtitles | ولكنك لا تبدين بذلك الكبر فى السن, أليس كذلك؟ |
O kadar da yaşlı değildi. Şimdi 57 yaşındadır muhtemelen. Çok da yaşlı değil. | Open Subtitles | لن تكون بذلك الكبر, ربما يكون عمرها 57 الآن, هذا ليس كبيراً للغاية. |
Sadece ben ve yaşlı çirkin suratım. Neden zaman bu yüzlere bunu yapıyor? | Open Subtitles | كانت مثلي و وجهي العفن لمى الكبر بالعمر يجعل وجهي هكذا؟ |
Bu büyüklükte ısırılmış bir balina saçmalık mı? | Open Subtitles | كلام فارغُ و عندي حوت بعضَه بهذا الكبر ؟ |
Hayır, hesabında bu büyüklükte bir para görünmüyor. | Open Subtitles | كلا ، لا يوجد شيء في حسابه يظهر بهذا الكبر |
Bu sadece büyümenin bir parçası. büyümek? Olgunlaşmak daha doğru değil mi? | Open Subtitles | انه مجرد جزء من االنمو الكبر,انها نفس الكلمة |
Ve inan bana biliyorum ki büyümek sadece sorun getirir | Open Subtitles | وانا اعرف .. ثق بي .. اعرف الكبر بشكل متأخر هو مشكلة |
Aynısı benim için de geçerli. Buna Yaşlanmak deniyor. | Open Subtitles | فهمت ذلك الآن يسمى هذا الكبر في السن |
Bence Yaşlanmak benim canımı daha da sıkacak. | Open Subtitles | يبدو الكبر في السن يصبح مملاً للغاية. |
#Ve o kadar da büyük değilsin.# | Open Subtitles | * ولست بذاك الكبر * |
O kadar da iri degilsin. | Open Subtitles | إنّك لست بذلك الكبر. |
Erken yaşlanma belirtisi göstermiyor. | Open Subtitles | ليس لديه أية دلائل أخري علي الكبر المبكر |
Ridley'in, NIH'te, insanlar üzerindeki deneylerden çıkardığı notlara göre yaşlanmayı kaçınılmaz bir şey olarak değil, bir hastalık olarak gördüğü anlaşılıyor. | Open Subtitles | ملاحظات " ريدلى " عن التجارب الإنسانية أنه لا يرى الكبر كأمر حتمى و لكن كمرض إنتهازى |
Her zaman üvey babamla oraya gitmişimdir, ama hiç bu kadar büyüğünü yakalayamadım. | Open Subtitles | ولم أمسك أبداً شيئاً بمثل هذا الكبر |
Zengin krema soslu İtalyan makarnası, biraz somon ve biraz Kapari. | Open Subtitles | "باستا فيتوتشيني" مع صلصة كريمة... القليل من سمك السلمون وبعضاً من نبات الكبر |
bu da mantıklı degil,çünkü beyin kanamasına neden olabilecek herhangi bir hasar kemikte büyük bir iz bırakmalı. | Open Subtitles | و هو امر غير منطقي, لانه لأن أي جرح ينتج عنه نزيف دماغي بهذا الكبر يجب ان يترك علامة على العظم الحي |
Söz konusu senin gibi öfkeli ve canhıraş bir adamsa o silahın pek de büyük olmadığını hissediyorum, Eddie. | Open Subtitles | -رجل غاضب وعنيف مثلك ... لديَّ شعور بأنّك ليس بذلك الكبر (أيدي) |
Bu kitleler oldukça büyük ve yüksek çekime sahipler. | TED | وهذه الأجسام بالغة الكبر ولها ثقل كبير للغاية. |