Bu ise 162 eder ki tam olarak toplam küp sayısıdır. | TED | سيكون العدد الكلي 162 وجهًا، وهذا هو عدد أوجه المكعبات بالمجمل. |
Çünkü toplam süre, var olan blok sayısının faktöriyelinin bir fonksiyonudur. | TED | وذلك لأن الوقت الكلي عبارة عن وظيفة عاملية لعدد الأحجار المتواجدة. |
toplam yazma sayısı tahminleri 500 bin ile 1 milyon arasında değişiyor. | Open Subtitles | حُفِظَت هنا. التقديرات تتفاوت حول العدد الكلي للُفافاتِ يتراوح بين خمسمائة ألف |
Bu durum ağrıyı, yorgunluğu, çift görmeyi ve böbrek sorunlarını açıklar. | Open Subtitles | يفسر الألم، الإرهاق الرؤية المزدوجة و مشاكل الكلي |
böbrek sorunun ilgisi yok. Aynı semptom kocasında da var. | Open Subtitles | مشاكل الكلي ليست مرتبطة زوجها لديه نفس المشاكل |
Bu durum ağrıyı, yorgunluğu, çift görmeyi ve böbrek sorunlarını açıklar. | Open Subtitles | يفسر الألم، الإرهاق الرؤية المزدوجة و مشاكل الكلي |
Onlar da nüfus artışını yavaşlatmadan aile başına iki çocuk yapacaklar. Böylece toplam enerji harcaması | TED | وسوف ينجبون طفلين في كل عائلة .. دون ان يقلل ذلك من النمو السكاني وسيغدو الاستهلاك الكلي للطاقة |
toplam enerji tüketimi, kalkışta yaklaşık 25 watt ve uçuşta 16 ile 18 watt arasında. | TED | وبالتالي فإن الاستهلاك الكلي للطاقة حوالي 25 واط في الاقلاع ومن 16 إلى 18 واط في الطيران. |
Eğer sadece yüz sene yaşasanız, toplam nüfusa oranla oran gerçekten de düşük. | TED | بالتأكيد هذه النسبة ضئيلة مقارنة بعدد السكان الكلي إذا عشت فقط لمدة مئةَ عام. |
Bu durumda, misafirlerin toplam sayısı arttıkça, kombinasyonlar kontrolden çıkıyor. | TED | في هذه الحالة مع ازدياد عدد الضيوف الكلي, تخرج المجموعات عن السيطرة. |
toplam tüketim İspanya'nın tüketimi kadar. | TED | الاستهلاك الكلي يعادل ذلك الاستهلاك في إسبانيا |
toplam Sosyal Etki sosyal ve çevresel etkileri birleşrirmek anlamına gelir. | TED | التركيز على التأثير المجتمعي الكلي يعني دمج الاعتبارات الاجتماعية والبيئية. |
toplam toplumsal etki üzerinde en iyi performans gösteren tüketim malları şirketlerinin %11 prim değeri vardır. | TED | شركات البضائع الاستهلاكية التي تنجز الأفضل بشأن التأثير المجتمعي الكلي ترى علاوة تقييم بنسبة 11 نقطة مئؤية. |
Ama sonu iyi biten her şey iyidir. Kasabadaki toplam hasar: sıfır! | Open Subtitles | لكن الاشياء اصبحت افضل بعد كل هذا الدمار الكلي للبلدة = صفر |
böbrek sorunun ilgisi yok. Aynı semptom kocasında da var. | Open Subtitles | مشاكل الكلي ليست مرتبطة زوجها لديه نفس المشاكل |
Aşırı su kaybı böbrek sorunlarına yol açabilir. | Open Subtitles | الجفاف الشديد يسبب مشاكل الكلي |
Aşırı su kaybı böbrek sorunlarına yol açabilir. | Open Subtitles | الجفاف الشديد يسبب مشاكل الكلي |
Cinsel saldırı sonrası muhtemel böbrek yaralanması. | Open Subtitles | وإصابة الكلي المحتملة من اعتداء الجنسي. |
Ohio'da arınmayı uygulayan bir adamda "Şiddetli böbrek yetmezliği" oluşmuş. | Open Subtitles | بعض ممن جربو التركيبة في ولاية "أوهايو" عانو من انهيار لوظائف الكلي |
- Otopsi, bu adamın böbrek yetmezliğinden muzdarip olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | . أن هذا الرجل عاني من عدم تخلق الكلي |
makro düzeyde bakarsanız, nerede çok para var, orada daha çok HIV var. | TED | حسناً، إذا نظرتم على المستوى الكلي يظهر أن مع كثرة المال، يتكاثر فيروس نقص المناعة |