Düşünüyoruz ki elektrik stimülasyonu felç hastaları için en önemli tedavi sürecidir. | TED | التحفيز الكهربائي للنخاع الشوكي، نعتقد أنّها العلاج الأول من نوعه والفعّال للمشلولين. |
Tıpkı elektrik kesilene kadar buzdolabı sesinin nasıl sinir bozucu olduğunu bilmememiz gibi. | TED | فالأمر يشبه أن ينقطع التيار الكهربائي لتعلم كم كان مزعجًا صوت الثلاجة لديك. |
Asılacak, iğneyle idam edilecek, elektrikli sandalyeye oturtulacak ve kurşuna dizileceksin. | Open Subtitles | ستعدم بطرق مختلفة ، حقنة فتاكة والكرسي الكهربائي ، ورمياً بالرصاص |
Belki de elektrikli sandalye seçilebilecek en iyi yöntem olabilir. | Open Subtitles | كُنتُ أتسائَل لو ربما يكون الكُرسي الكهربائي الوسيلَة الأفضَل للموت |
Tellere tam güç elektrik yüklemeye hazır ol. Benim emrimle. | Open Subtitles | و لتكون جاهزا لوضع السياج الكهربائي على القوة الكاملة بامري |
...tüm elektrik akımlarının geçici bir süre kesintisine yol açar. | Open Subtitles | النبض الكهربي المغناطيسي والّـذي تسبب بعطل مؤقت في الّـتيار الكهربائي |
Amacınız iletişimi kesmek ise hoparlörün bakır kablosunu lastik levyesine sarıp arabanın elektrik sistemine bağlayarak bir elektromıknatıs yaratabilirsiniz. | Open Subtitles | لذلك إذا كان إصمات الراديو هو هدفك يمكنك صنع مغناطيس كهربائي عن طريق تشغيل الحالي بواسطة نظام السيارة الكهربائي |
Çözüm onları birşeyin içine atmakta. Şömine gibi elektrik küveti gibi. | Open Subtitles | فالحل يكمن في إلقائها في موقد النار أو في الحوض الكهربائي |
Bu, elektrik akımını sürekli bir mekanik devinime dönüştüren ilk motordu. | Open Subtitles | كان هذا أول مُحرك تحويل التيار الكهربائي إلى حركة ميكانيكية مستمرة |
Ben de sunucu odasını bulayım, bakalım elektrik dalgalanması öncelikle orada neler yapmış. | Open Subtitles | وأنا سأذهب لإيجاد غرفة الخادم لأرى ما تسبّب بالتدفق الكهربائي في المقام الأوّل. |
Müzik setini direksiyondan ayarlama, elektrikli camlar, elektirikli tavan açıcısı. | Open Subtitles | تتحكم بالمسجل من المقود, والنوافذ الكهربائيه, والسقف الكهربائي الذي يفتح |
Anlayacağın üzere, elektrikli sandalye öncesinde her şeyi içimden atıyorum işte. | Open Subtitles | أنت تعلم فقط أُخرج ما بداخلي قبل أن اذهب للكرسي الكهربائي |
Bu da temiz çalkalama suyu. Yani kıyafetlerinizi buradan alıp, buraya koyardınız, ve sonra kıyafetleri bu elektrikli sıkıcıdan geçirirdiniz. | TED | هذا هو ماء الشطف النظيف. لذا ستُخرِجون الملابس من هنا، تضعونها هنا، ثم تبدأون الغسيل بضبط هذا المنبّه الكهربائي |
elektrikli uçuş ve otomatiklik bunu değiştiriyor. | TED | حسنًا، الطيران الكهربائي والتحكم الآلي يحلّان المشكلة. |
Ve Rufus her zaman yaptığı gibi size beş telli, elektrikli viyolenseliyle doğaçlama çalacak. Onu dinlemek gerçekten çok heyecan verici. | TED | و روفوس سيقوم ببعض الارتجالات علي ألة التشيلو الكهربائي ذات الخمسة أوتار الخاصة به و أنه لمن الممتع الاستماع له |
Tüm harici kontroller kapatıldı ! Vücut kendi güç kaynağını kullanıyor ! | Open Subtitles | جميع السيطرات الخارجيه مظفئه الجسم يستعمل مصدره الكهربائي الخاص |
elektrikçi sabah 9'da... sigorta paneline bakmaya geliyor. | Open Subtitles | الكهربائي سيأتي في الـ9: 00 للنظر إلى لوحة الفاصل |
Yine de, beyinlerimizdeki elektriksel aktiviteyi okuyabilen cihazlar günümüzde bulunuyor. | TED | غير أنّ هناك تقنيات اليوم بوسعها قراءة النشاط الكهربائي لأدمغتنا. |
Ve daha odaklandıkça, tablo daha çok enerji dalgalarımı yansıtacak. | TED | وكلما كان مخي في وضع تركيز أكثر، كلما كانت الدارة الكهربائي متدفقة بطاقة أكبر. |
Sana söyledim, bu sefer özel bir Elektroşok tedavisine... gireceğin için. | Open Subtitles | أخبرتُك، لأنهُ حانَ الوقت لكي... تحصَل على جلسة العلاج الكهربائي الخاصَة |
Evet, akım oyun hamurundan geçmek istiyor, LED'de değil. | TED | نعم .. ان التيار الكهربائي يمر عبر الصلصال .. وليس من خلال الصمام |
O da yanıp bittiğinde tam olarak 45 saniye geçtiğini ve elektrikli çitin artık devre dışı olduğunu biliyorsunuz. | TED | وعندما تومض وتنطفئ، تعلم بأن 45 ثانية بالضبط قد مضت، وسيكون السياج الكهربائي قد انطفئ. |
Ne yazık ki buna başka yerde rastlayamazsınız. Birçok yerde yürüyen merdivenin iki yanında da durarak geçişi kapatırsınız. | TED | ولسوء الحظ ليس في كل مكان هذه هي القاعدة وهناك عدة أماكن حيث يمكنك الوقوف في الجانبين وملء السِلم الكهربائي. |
Işıklar söndü. Köprünün ışıkları söndü. | Open Subtitles | لقد إنقطع التيار الكهربائي لقد إنقطع في الجسر |
Pizza şirketi, şok tabancası kazanacağın bir yarışma düzenlemiş olabilir. | Open Subtitles | وما لم تشغل الشركة البيتزا مسابقة التي تربح الصعق الكهربائي. |
sigorta kutusuyla oynayamazdı, çünkü bulaşıkhanede ve hizmetli görürdü. | Open Subtitles | لم يتمكن من العبث بصندوق الصمام الكهربائي لأنه خارج غرفة غسيل الأطباق وكانت ستراه الخادمة |
sigortayı attırmak için metal bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد قطعة من المعدن لكي أعبث بالمنصهر الكهربائي |