ويكيبيديا

    "اللحم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biftek
        
    • etin
        
    • etli
        
    • pastırma
        
    • jambon
        
    • ete
        
    • domuz
        
    • etten
        
    • etini
        
    • etleri
        
    • et
        
    • köfte
        
    • etler
        
    • Meat
        
    • etle
        
    Dışarda biftek yerken ve olması gibi değilse biftekle beraber yerim. Open Subtitles أتناوله مع اللحم عندما أكون بالخارج رغم أنه لا يكون جيدا
    Teslimatı yapana getirdiği etin parasını veriyordu... ama hükümetten fazla etin parasını alıyordu. Open Subtitles ثم يدفع للسائق ثمن ما يوصله و يطلب من الحكومة المزيد من اللحم
    Ya geçen hafta yaptığın ufalanmış sığır etli sandviç gerçekten sığır etli miydi? Open Subtitles وعندما صنعتي لنا ساندويتش اللحم الأسبوع الماضي هل كان ذلك لحم حقيقي ..
    Çıkmıyor. pastırma yağıyla kayganlaştırmaya çalıştım ama babanız devamlı yedi. Open Subtitles حاولت دهن الدلو بدهن اللحم المقدد لكن أباك ظل يأكله
    Yemin ederim, yaptığımız jambon ve İsviçre peynirli omlet tamamen farklı bir tat verdi, çünkü konuklarımız için yapmıştık. TED ونحن أيضاً. أؤكد لكم بأن مذاق اللحم والبيض الذي حضّرناه للضيوف اختلف تماماً عمًّ اعتدناه، فقط لأنه كان للضيوف.
    Bak, insanlara ete benzeyen bir hamburger ve bir tür kola vermeme rağmen 50 dolarlarının para üstünü alıyorlar. Open Subtitles أقدم للناس بيرجر فيه شيء يشبه اللحم ونوع ما من المشروبات الغازية ويعود شيء لهم من ورقة الخمسين دولار
    domuz göbeğiyle ilgili daha kaç tane haber yapılabilir ki? Open Subtitles كم نشـرة أخبـار عـاجلة بشـأن اللحم يمكن أن تكون ؟
    Bu gezegende etten başka güzel yiyecek olmaması benim suçum değil! Open Subtitles ليس خطأي أنه لاشيء أفضل للأكل على هذا الكوكب إلا اللحم
    Hayvanların etini aynı zamanda gübre olarak kullanır, yüzgeçlerini de keserlerdi. TED وأعتادوا ان يستخدمو اللحم كذلك في الأسمدة وأيضا تُضرب اسماك القرش
    Ya da akşam et yemeği yemiş ve etleri salonda kesmiş. Open Subtitles أو أنّه تناول اللحم على العشاء ويحب أن يذبح بغرفة الجلوس.
    Aslında, akşam yemeğine kalman için uğraşıyorum. Bir sürü biftek arttı. Open Subtitles في الحقيقه انا احاول ابقائك هنا للعشاء بعضا من اللحم البقري
    Cumartesi akşamı biftek yemeye gidelim. Sadece sen ve ben. Open Subtitles مساء السبت سأصطحبك لتناول شرائح اللحم ، أنا وأنت فحسب
    Rusty Schooner mı? 2250 gramlık biftek olan yer değil mi? Open Subtitles أليس هذا هو المكان الـذي فيه شريحة اللحم الـتي طولها 72أونصة؟
    Eşek arıları avlarının sinir sistemini sokuyor ...ve onları felç ediyor ama etin taze kalması için avlarını öldürmüyorlar. Open Subtitles وهم أيضاً يقرصون كل جزء من جهاز الفريسة العصبي حتى يشلوها، بدل أن يقتلوها، لكي يحافظوا على اللحم طازجاً.
    Ne yazık ki, Amerika'da ki helal etin çoğunluğu inancımın gerektirdiği ölçüte gelemiyor. TED للأسف، فإن غالبية اللحم الحلال في أمريكا لا يرقى إلى المستوى الذي يدعو إليه معتقدي.
    Eve döndüğünde, Camma yulaf lapalı, biraz etli ve bir bardak şaraplı akşam yemeğinde yaşlılar arasında oturuyor. TED في الديار، تجلس كاما بين كبار السن لتتناول وجبة المساء المكونة من حساء الشعير قليلاً من اللحم وكوب من النبيذ.
    Üzgünüm. Çok fazla kolesterol, bu da demek ki, artık pastırma da yok. Open Subtitles آسفة ، الكثير من الكوليستيرول مـا يعني أنـه ممنوع عليك اللحم المشوي كذلك
    jambon dolaşım sisteminde bezelye çorbası ona hiçbir şey değil. Open Subtitles بالنسبه له حساء البازلاء .ليس إلا نظام توصيل لشرائح اللحم
    Veya Eti Kesen Kasap Ancak Bıçağı ete Değdirdikçe Günlük Beceri Kazanır. Open Subtitles أو الجزار الذي يقطع اللحوم يومياً بمهارة حيث السكّين بالكاد تلمس اللحم
    Ben söyleyeyim. İşlenmiş domuz eti, tuz ve et suyu. Open Subtitles سأخبرك، إنّه يُـعدّ من لحم الخنزير، ملح، و مرق اللحم
    Bütün hayatını böyle yaşa o zaman, vücudunda etten başka birşey kalmayana kadar! Open Subtitles ،عش حياتكَ بأكملها هكذا وحسب حتى لا يبقى شيء على جسمكَ غير اللحم
    Bir deniz tarağı bulduklarında güçlü ve kaslı ağızlarıyla kabuğundan etini çıkartırlar. Open Subtitles حين يعثرون عليها يمتصون اللحم من داخل الصدفة بأفواههم ذات العضلات القوية
    Kurtlar başarılı olursa tüm sürüye bir hafta yetecek kadar etleri olacak. Open Subtitles لو نجحت الذئاب فسيحظون بما يكفي من اللحم للمجموعة كلها لمدة أسبوع.
    - Bugün John'un doğum günü. - köfte yiyeceğiz. İtalyan. Open Subtitles ـ انه عيد ميلاد جون ـ سيكون عندنا كرات اللحم
    Ama bütün etler Alman'lara gittiği için, et yasaktı. Open Subtitles وأعود به،كان هذا ممنوعاً فقد كان كل اللحم من نصيب الألمان
    Bunun için bir an önce yuvayı bulmalıyız. Yoksa Sunnydale, Trouble Meat Palace'a dönüşecek. Open Subtitles إذاً علينا أن نجد العش قبل أن تتحول صانيدال إلي قصر اللحم للمتاعب
    Bunun bedelini ödeyecek. Eric, biraz sağan doğra ve onları etle karıştır. Open Subtitles لن يفلت بهذا ، إريك قطِّع بعض البصل و اخلطه مع اللحم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد