ويكيبيديا

    "اللوم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • suçu
        
    • suç
        
    • suçlama
        
    • suçlamak
        
    • suçla
        
    • suçunu
        
    • suçluyorsun
        
    • suçlayamazsın
        
    • sorumlu
        
    • suçladı
        
    • suçlayacak
        
    • suçun
        
    • suçluyorum
        
    • suçluyor
        
    • suçlamaya
        
    Biraz da kendine baksan ve tüm suçu bana atmasan nasıl olur? Open Subtitles منالأفضلأن تنظريلنفسك.. ولا تستمري في إلقاء اللوم عليّ في كل شيء ..
    Eğer son olursam; bu benim suçum olmayacak. Kaderin suçu olacak. Open Subtitles وهذا مالم يعد يحصل الآن فلا تضع اللوم علي إنه النصيب
    Başka bir deyişle, araştırmacı arkadaşlarımı öldürdüler ve suçu üzerime attılar. Open Subtitles مما يعني بكلمات أخرى.. أنهم قتلوا مساعديني بالأبحاث ووضعوا اللوم علي.
    Tabi pek çok çevreci büyümenin iyi olduğunu söylemez, çünkü, lügatımızda, asfalt aslında iki kelimeden oluşur: suç atmak. TED بعض خبراء البيئة الآن لا يقرّرون أن النمو جيد. لأن، في معجمنا، الأسفلت هو عبارة عن كلمتين: وضع اللوم.
    Bu sebeple, kendini suçlar... Sessiz bir suçlamadır bu ki bunun çözümlenmesini daha da güçtür sessiz bir kendini suçlama. TED لهذا السبب, عليه أن يلقي اللوم على نفسه. انها ملامة صامتة, والتي من الصعب جداً أن تُحل, ملامة النفس الصامتة.
    Tek ihtiyacın olan şey, suçu yükleyecek bir kurbandı. Ve bana rastladın... Open Subtitles كلّ ما احتجتـَه هو شخص لتلقي اللوم عليه، كنت قد التقيتني للتوّ
    Evet, o da kendi evinde suçu Meadow'un üzerine atıyordur. Open Subtitles وهي الان في بيتهم جالسه تحط كل اللوم على ميدو
    suçu 11 Eylül'e atmak istemiyorum ama o da yoluma taş koymadı değil. Open Subtitles لا أريد أن أضع اللوم على أحداث سبتمبر ولكنّ ذلك لا يساعد طبعاً
    Buraya gelenler arasında suçu eşlerine, patronlarına hatta şeytana atanları bile gördüm. Open Subtitles لقد كان الرجال هنا اللوم سلوكهم الإجرامي على الزوجات، ورؤساء، حتى الشيطان.
    Eminim, tek görevi kral osurduğunda suçu üzerine almak olan bir uşağı vardır. Open Subtitles أراهن أنه لديه خادم مسؤوليتة الوحيدة أن يتحمّل اللوم عن الملك لإطلاقه الريح
    suçu, çocukken başına gelen bir şeye atamazsın. Artık çocuk değilsin. Open Subtitles لا يمكنك إلقاء اللوم على شيء حدث لك منذ طفولتك 944
    Ya da ceset çalarak ve suçu bize yükleyerek hala örtbas etmeye çalışıyor. Open Subtitles او ما زالوا يغطون الأثار , بسرقة الجتة , و وضع اللوم علينا
    Ortalığı siker atar, kaçar suçu evliliğine ya da babasıyla olan ilişkisine atar. Open Subtitles أنها تفسد الأمور ة ترحل و تلقي اللوم على زواجها أو علاقتها بوالدها
    Bu son göreviniz. suç benim! Open Subtitles ، هذه كانت سريتك الأخيره انا الذى يقع عليه اللوم
    Ama hâlâ üzerinde durması gereken suçlama ve kırgınlık duyguları var. Open Subtitles لكن لازال لديها مشاعر من اللوم والغضب يجب أن تتعامل معها.
    Hiçbir bağlantısı olmayan bir adamı suçlamak gibisi yok, değil mi? Open Subtitles كيف لك أن تُلقي اللوم على شخص لا يملك علاقات. ؟
    Devam et. Kendin hariç herkesi suçla. Open Subtitles استمر هكذا ألقي اللوم على الجميع عدا نفسك
    Yakın bir zamanda olan şeylerin suçunu üzerime almaya çalışmıştım. Open Subtitles حاولت أخذ اللوم على كل شيء منذ وقت ليس ببعيد
    Demek istediğim, seçmelerde olanlar yüzünden belli ki hâlâ beni suçluyorsun. Open Subtitles المهم أنك لا تزال تحمّلني اللوم عما حدث في تجربة أدائك.
    Evet, ama medyayı da suçlayamazsın. TED نعم، ولكن لايمكنك حتى توجيه اللوم للإعلام.
    Stanton masum çıkar ve o bomba patlarsa, milyonların ölümünden sorumlu olacaksın. Open Subtitles اذا ظهرت براءة ستانتون وانفجرت القنبلة سيقع عليك اللوم في موت الملايين
    Ama bunu erkek gibi kabulleneceğine başkalarını suçladı. Open Subtitles لكنه لم يتقبل الأمر كرجل وكان عليه إلقاء اللوم على أحد
    - Ne? Tamam, bak. Tüm paranı kaybedersen beni suçlayacak mısın? Open Subtitles إذا فقدت كل ما تبذلونه من المال، كنت ستعمل اللوم لي؟
    Ama bembeyaz dudaklı çıkarsan senin suçun. Ben Charles Boyle. Open Subtitles ,لا بأس, لكن إن أفسدت شفتاك الصورة سيقع اللوم عليك
    Ve ben bunun için buzdolabını suçluyorum, yani özellikle de Batı kültürlerinde, çünkü bunu kolaylaştırıyor. TED و انا اضع اللوم على الثلاجات حسنا . الثقافات الغربية عموما لان هذا يزيد من السهولة
    Eften püften karakterlerini değil de yapılan promosyonu suçluyor olabilir. Open Subtitles ربما هو يلقي اللوم على التسويق بدلاً من ضعف شخصياته
    Sorusunu yanıtlamakta tereddüt ettim, daha benim tereddütümü fark etmeden çalıştığı şirketi suçlamaya başladı. TED ترددت في الإجابة على سؤالها، وقبل أن تدرك لماذا ترددت، بدأت بإلقاء اللوم على الشركة التي تعمل فيها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد