profesyonel basket takım üstümüze doğru geliyor, üstte ilk silâhlar. | Open Subtitles | انظر لهذا، فلدينا الفريق المحترف لكرة السلة يتوجه إلينا بالأسلحة |
Ben, babamın seni bastığı profesyonel duvar tenisi oyuncusunu davet etmedim. | Open Subtitles | لَم أدع ذلك المحترف الذي يلعب السكواتش الذي شاهدك والدي معه. |
Lauren Coleston'a gelince, profesyonel bir suikastçının hayatında acı vermek olduğu gibi, acı çekmenin de olduğunu öğrenmiş oldu. | Open Subtitles | بالنسبة لـ لاورين كوليستون حسنا , هي أيضا على وشك أن تتعلم شيئا و هو أن حياة القاتل المحترف |
- Elinizde bir seri katil var. - Monk, kadın boğularak öldürülmüş. | Open Subtitles | ـ ان القاتل المحترف بين يديك ـ مونك المرأة قد تم خنقها |
İşini hakkıyla yapan profesyonel bir terapistin yapabileceği her şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت كل ما يستطيع المعالج المحترف أن يفعله ليحلل لقمة عيشه.. |
Güzel eşyalarımın arasına profesyonel bir hırsız koyarak test etmek istemiyorum ama. | Open Subtitles | لست مستعدّ لإختباره بوضع لصّ المحترف في بيت مليئ بكل أشيائي الثمينة |
profesyonel yetenek, güven ve inancın bir bileşimidir. | TED | المحترف هو الشخص الذي يمتلك مجموعة من الكفاءات والثقة والإيمان |
Benim sahtekârlıkla ilgili ilk profesyonel deneyimim, bu şahıslardan biraz daha sonra, birkaç bin yıl sonra oldu. | TED | الآن لقائي المحترف مع الخداع كان لاحقاً قليلاً عن هؤلاء الرجال, ألفين عام لاحقاً. |
Tabii ki çocukça bir hikayedir, ama bir sonraki cümleyi düşünmek benim gibi profesyonel bir yazarın yaptığı ile aynı. | TED | بالطبع هذه قصة طفولية، لكن التفكير بعبارة بعد القادمة هو نفس الشيء الذي يفعله الكاتب المحترف. |
Bu bahanelerin her birini zorunlu profesyonel gelişim yoluyla ele aldık, böylece öğretme ve öğrenmeye yoğun bir şekilde odaklanmanın yolunu açtık. | TED | قمنا بمعالجة كل عذر من هذه الأعذار من خلال التطوير المحترف الضروري، لتعبيد الطريق للتركيز الحاد على التدريس والتعلَُم. |
Bu yüzden, bir ekonomistin bütün profesyonel kurallarını yıktım ve kumsalda serile serpe uzanıp okunabilecek bir ekonomi kitabı yazdım. | TED | لهذا قمت بتحطيم كل قواعد سلوك الإقتصادي المهني المحترف وكتبت كتاباً إقتصادياً يمكنك قراءته على الشاطئ. |
profesyonel, kendi gelişimini yönetme kabiliyetine sahip kişidir. | TED | المحترف هو شخص باستطاعته أن يطور من نفسه بنفسه. |
Belki. Ama bir profesyonel daha güvenli bir yolu tercih eder. | Open Subtitles | ربما اكون ولكن المحترف يفضل الطريقة الآمن |
profesyonel özel dedektifler, romanların bir ürünü değildir, bayanlar ve baylar. | Open Subtitles | التحري الخاص المحترف أيها السيدات والسادة ليس شخصية خيالية لامعة |
Bu kasabadan çıkan tek profesyonel sporcu. | Open Subtitles | الرياضى المحترف الوحيد الموجود فى هذة الأنحاء |
Katil, kendi işlediği suçu soruşturuyor ve suçu bir seri katilin üzerine atıyor. | Open Subtitles | القاتل، يحقق في جرائمه ويلقي بلائمتها على القاتل المحترف والذي يتحراه في الأصل |
Mesleki ketumluğuma güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك ان تعتمد على هذا المحترف أنت صعب .. |
Ben kiralamış olduğunuz profesyoneli temsil ediyorum. | Open Subtitles | انا مندوب المحترف الذى استأجرته |
- Sana "Pro Skater 3" ü getireyim. Çok iyidir. | Open Subtitles | -سأذهب لأجلب لكى (المتزلق المحترف الجزء الثالث)انه جيد |
Kızım, Pro-Bükme arenasındaki başarılarından heyecanla söz etti. | Open Subtitles | حسنا. أخبرتني إبنتي بحماس كل شيء حول نجاحك في حلبة التسخير المحترف |
Ne bu, çocuk yuvasında mıyız? Bir tek ben mi profesyonelim? | Open Subtitles | ماذا هل نحن في حلبة سباق هنا ، أم أني المحترف الوحيد هنا |
Bence uzman suçlumuz orjinal tablo ile ilgilenmiyordu. | Open Subtitles | اظن ان هذا المحترف المجرم لا يهتم باللوحة الاصلية |
Profesyonelle amatör arasındaki fark bu. | Open Subtitles | رأيتم؟ هذا هو الفرق بين المحترف والهاوي |
Sen profesyonelsin, ben amatörüm. | Open Subtitles | أنت تقول لى أنك أنت المحترف و أنا الشخص الذى تعوزه الخبره و المهاره |