Yaşan fosillere duyduğun ani ilginin, nasıl ortaya çıktığını düşünüyordum. | Open Subtitles | أظنني لا أعرف أنى لك بهذا الاهتمام المفاجئ بحياة الحفريات. |
Kusman ve evlenmemiş annelerle ilgili ani endişenden dolayı şüphelendi. Ben nasıl anlamadım? | Open Subtitles | شك في الأمر , بين التقيؤ و القلق المفاجئ حيال الأمهات الغير متزوجات |
Her zaman güçlüydün, ama şimdi dünyan kontrolünden çıkıyor ve bu ani zayıflığınla yüzleşmek yerine copunu sallayarak acısını çıkarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | كنت دائما تشعر انك قوي لكنك الأن تشعر ان عالمك يبتعد عن سيطرتك وبدلاً من ان تتعامل مع شعورك بالضعف المفاجئ |
Onların bunun gibi küçük bir limana yanaşması oldukça şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنه من المفاجئ لهم أن يأتوا إلى ميناء صغير كهذا. |
Geçen sefer kafeye gittiğimde aniden bu düşünce aklımda beliriverdi. | Open Subtitles | ذهبت إلى المقهى آخر مرة وكان لدي هذا التفكير المفاجئ |
Peki, birden bire Tahoe'da ortaya çıkıp, caz dinlemeye geldim demesine ne diyorsun? | Open Subtitles | أجل،حسنا،ماذا حول ضهوره المفاجئ في تاهو وقوله أنه كان هناك فقط لسماع الجاز |
O zaman, kısmetimizdeki bu ani değişiklik için kimi suçlayalım? | Open Subtitles | من يجب علي أن اقوم بلومه للتغير المفاجئ الحاصل لثروتتا؟ |
ani İshal bölümünde ...çalışanları tarafından takdir edilerek... uzun süreler çalıştı. " | Open Subtitles | يحبُّها زملاؤها ويحترموها. إنها موظفة منذ فترة طويلة في قسم الإسهال المفاجئ. |
Bu, ani yüzleri tanıma yetisi kaybı, insanların başına gelen bir durumdur. | TED | هذا الفقدان المفاجئ لقدرة تمييز الوجوه يحدث فعلا للأشخاص. |
Diyaframın ani açılışı mideden hava çıkarırken, glottisin kapanması da sütün akciğerlere girmesini engeller. | TED | التوسع المفاجئ للحجاب الحاجز يدفع الهواء من المعدة، بينما إغلاق لسان المزمار يمنع الحليب من دخول الرئتين. |
En kötüsü ise kalp krizi ani ölümlere sebep olabilir. | TED | في أسوأ سيناريو متوقع، يمكن للنوبة القلبية أن تسبب الموت المفاجئ. |
Henry, SUDEP nedeniyle ölmüştü, epilepside ani beklenmeyen ölüm. | TED | لقد مات هنري بسبب الموت المفاجئ غير المتوقع في الصرع. |
Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl meydana gelen SUDEP sayısı ani bebek ölümü sendromundan daha fazladır. | TED | هناك المزيد من الموت المفاجئ في الصرع في الولايات المتحدة كل عام أكثر من متلازمة موت الرضع المفاجئ. |
Bütün bu değişim içinde ani olarak değişen tek şey büyük göktaşı etkileri ya da volkanik süper-patlamalar olabilirdi. | TED | وكان التغير العالمي المفاجئ الوحيد سيكون آثار اصطدام الكويكبات الضخمة أو الانفجارات البركانية العظيمة |
Bu inancın Reformasyondan sonra hayatta kalabilmiş olması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | من المفاجئ نوعاً ما أن الفكرة نجت من عمليّة الإصلاح |
Bilbao'ya gidince binanın şehirdeki yeri şaşırtıcı geldi. | TED | المفاجئ في بلباو كان في موقعه بالنسبة للمدينة |
Çünkü ondan sonra, bu küçük şeyler son derece şaşırtıcı bir gerçekliği anlamaya açılan mütevazi bir arka kapı gibi davranır. | TED | لأنه فيما بعد، ستعمل هذه الأشياء الصغيرة كنوع من مدخل متواضع آخر لفهم الواقع المفاجئ بشكل لا نهائي. |
Ayrıca aniden yok oluşun, bir tür skandala yol açabilir. | Open Subtitles | أَحتاجُك هنا. إضافةً إلى، اختفائك المفاجئ سيطرح نوع من الفضيحة. |
aniden susmandan anladığım kadarıyla ya felç geçirdin ya da Sarah içeri girdi. | Open Subtitles | ؟ أستنتج من توقفك المفاجئ عن الكلام إما أنّك أصبت بخفقة حنجرة بسيطة |
Unutmayın onu öldüren düşmesi değil, en aşağıdayken birden durması. | TED | تذكر، ليس السقوط هو الذي قتلها لكن التوقف المفاجئ في القعر |
Bu yüzden bazen bu matematiği yapan herkes gibi hissetmemiz Sürpriz olmaz. | TED | إذاً ليس من المفاجئ أن نشعر أحياناً بأن الجميع يتداولون هذه الخرافات. |
Şimdi, dünyanın dikkatini bir anda üzerine çeken duyurunun ayrıntılarına geçiyoruz. | Open Subtitles | و الآن، إلى تفاصيل ..الإعلان المفاجئ الذي جذب إنتباه العالم كله |
Habersiz uğradığım için üzgünüm ama santral ulaşmama izin vermiyordu. | Open Subtitles | أعتذر لقدومي المفاجئ ولكن موظف الإستقبال لم يسمح لي بالدخول |
Altı üstü 40 bin için çete kesilmenize biraz şaşırdım. | Open Subtitles | انا متفاجئ قليلاً لضهورك المفاجئ من اجل 40 الف ؟ |
Görünüşe göre hapishanedeki yeni ailesi de Lucille'in ortadan kaybolması için hazırlıklara başlamıştı. | Open Subtitles | يبدو أنّ عائلتها في السجن كانوا يعدّون لاختفائها المفاجئ |