Sanmam. O özel vampiri bile avlayamıyor. Herkes öyle söylüyor. | Open Subtitles | الجميع يقول بإنه ليس بمقدورها حتى قتل ذلك المصاص المميز |
Bu, şu küçük özel kitap kulübünüz için değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا ما هو من أجله نادي الكتاب المميز خاصتكم؟ |
Peki o özel kişinin bir yerlerde sizi beklediğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تساءلت إن كان هذا الشخص المميز موجود ينتظرك لوحدك ؟ |
Tanıştığımız andan itibaren, çok özel bir ilişki olduğunu hissediyorduk. | Open Subtitles | اعني انه الشي المميز منذ هالوهله الاولى التي تقابلنا فيها |
Pearl ve Phillips'in oradaki dar sokağın ne özelliği olduğunu araştırır mısın? | Open Subtitles | جد ما الشيء المميز عن الممر في اللؤلؤ وفيليبس |
Bu özel gününde seninle bazı kadınsı bilgilerimi paylaşmama izin ver. | Open Subtitles | عاهديني على أن تشاركيني حكمة للنساء معك في هذا اليوم المميز |
Bu özel günde yaşadığın bir an sana her şeyin bambaşka görünmesini sağlayabilir. | Open Subtitles | لحظةً في هذا اليوم المميز قد تغير رؤيتك للأشياء من حولك إلى الأبد |
Bu verilerden son bir örnek daha vermek istiyorum. Bazen, içeriğin bir parçası gerçekten de çok özel ve önemlidir. | TED | مثال اخير من هذه البيانات: احيانا يكون جزء من المحتوى هو المميز |
Bu suyun özel olmasının sebebi, Meksika Körfezi'nin dibinde olması. | TED | الشيئ المميز في تلك المياه هو أنها توجد في قاع البحر في خليج المكسيك. |
Bana soruyorlar Malala'nın akıl hocalığını yaparken onu bu kadar cesaretli, bu kadar sesini çıkarmaktan çekinmeyen ve bu kadar özgüvenli kılacak kadar özel ne yaptın? | TED | يسألني الناس، ما هو الشيء المميز في تربيتي الذي جعل ملالا جريئة وشجاعة جدًا والذي جعلها تتحدث وتكون متوازنة؟ |
Pekâlâ bakalım, bu bir quadrokopter, ancak onunla ilgili özel olan şey bir tasması olması. | TED | حسنًا، دعوني أرى، إنها طوافة متعددة المراوح، ولكن المميز بشأنها أن هناك رباط. |
Bana göre o adam, dünyada eşi olmayan en özel insan çünkü. | Open Subtitles | لانه بالنسبة لي الشخص الوحيد المميز في هذا العالم |
Bu özel mücadelede yerel şampiyon Bagga'nın karşısında Buroli'nin aslan kızı yiğit güreşçi Barkat'ın kızı, Aarfa! | Open Subtitles | فى هذا الصراع المميز سنشهد مواجهة ما بين البطل المحلي باغا وأسدة بورولي ابنة الجبار بركات .. |
Millet, o özel kişiyi bulduğunuz zaman... o adama, o kadına sıkıca sarılın... sevin onu, hoş tutun, bağrınıza basın, hoş tutun onu! | Open Subtitles | ايها الناس عندما تجدوا الشخص المميز .. ِ يجب ان تمسكوا بهذا الرجل تمسكوا بهذه المرأة .. |
Orayı ikizlerin oyun oynayabileceği özel bir yere çevirin. | Open Subtitles | أجعلوا منه مقر للالعاب التؤام أجعلوه مكانكم المميز |
Şimdi şu çok özel insanı nerede bulabilirim... ..Bay Vincent Benedict'i ? | Open Subtitles | الآن ، أين سأجد هذا الشخص المميز جداً السيد : فنسنت بينيديكت ؟ |
Annem, çok özel bir atmosfer yaratmaya kendini adamıştı ben bunu devam ettirmek istiyorum. | Open Subtitles | أمي كرست وقتها لخلق هذا الجو المميز.. وأريد المحافظة على ذلك |
Fakat arkadaşımı en özel kılan taraf... kaburgalarının arkadaşındakidir... | Open Subtitles | ولكن لصديقي الجزء المميز هو ما وراء ضلوعه انه قلبه |
Pearl ve Phillips'in oradakı dar sokağın ne özelliği olduğunu araştırır mısın? | Open Subtitles | جد ما الشيء المميز عن الممر في اللؤلؤ وفيليبس |
Ama esas güzel olan şey, eğer emtriyo gelişirken ona bakarsanız aslında elin archaeopteryx eline benzediğini fark edebilirsiniz. | TED | ولكن الامر المميز هو ان نظرت الى الاجنة اثناء نموها ستجد ان الذراع تبدو كما ذراع " الأركيوبتركس " |
Şansımız var ki babanın olağanüstü cazibesinin etkisine hep açık. | Open Subtitles | لكن لسوء حظنا، إنها ستبقى عرضة إلى سحر والدكِ المميز. |
Başkanlık eski bir dost basının seçkin bir üyesi "Shinbone Star"ın kurucusu, sahibi ve editörü Bay Dutton Peabody'yi takdim eder. | Open Subtitles | الرئيس له صديق قديم هذا العضو المميز من السلطة الرابعة ... مؤسس، مالك، ناشر ورئيس تحرير من "شانبون ستار" ... |
Pekâlâ, neden gidip kendine kaliteli bir kız bulmuyorsun? Ben evde kalıp, televizyon izleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً ، لمَ لا تذهب وتحضر لنفسك فتاة مميزة وسأبقي أنا هنا وأشاهد التلفاز المميز |
Öncelikle, ben Şefin spesiyali'ni istiyorum, içinde domuz olmasın. | Open Subtitles | حسنا, اولا اريد الطبق المميز الخاص بالطباخ |
O gece en çok hatırlanan canlı performansı filme çekildi. | Open Subtitles | في تلك الليلة، كان حضور مارلين المميز قد تم تصويره |
Bana hayatından benzersiz kişiliğini ortaya çıkartan bir hikâye anlat yeter. | Open Subtitles | أخبرني فحسب عن شىء يخص حياتك لإظهار الجانب المميز من شخصيتك |