İnsanların çömezliği bu kadar iyi taşıyabildiğini çok nadir görürüm. | Open Subtitles | من النادر أن أرى أشخاصًا يقضون سنتهم الأولى بشكل جيد |
Liv, yemek yiyorum ve o ödüyor. Bunun çok nadir olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | لف، أنا آكل، وهو من سيدفع أتعرفين كم من النادر أن يحدث هذا؟ |
Birinin denemesi çok nadir Our Lady'yi kendi başlarına topla. | Open Subtitles | من النادر جدا لشخص محاولة استدعاء سيدتنا من تلقاء نفسه |
Aptal stajyerim ender görülen bir retroperitoneal tümör bulduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | مدربتي الحمقاء تظن أنها عثرت على ورم خلف الصفاق النادر. |
Obur Yiyici avı için otuzuncu seviyenin altında savaşçıları seçmeleri çok nadirdir. | Open Subtitles | من النادر أن يتم أختيار محارب في مستوى الثلاثينيات لصيد الآكلة الشرهين |
Ancak orada kaldım, çünkü çok nadir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım, başarı ve ustalık arasındaki o farka. | TED | و لكني بقيت لأنني أدركت بأنني كنت أشهد ما هو من النادر أن يلمح، الاختلاف بين النجاح و التفوق. |
Gördükleri şey kartondan şekillerdir, çok üzücü, çok yalnız, ve çok şükür ki çok nadir görülen bir vakadır. | TED | كل ما يرونه هو لوح كرتوني، وذلك مثير للشفقة، والوحدة، ولحسن الحظ إنه من النادر جدًا. |
Fakat artık sarı kanat çok nadir çıkıyor. Çünkü gırgır ağlarıyla, denizden tonlarca gruplar halinde çıkarılıyorlar. | TED | والآن أصبح من النادر اصطيادها لأنها اصطيدت بالمئات من الأطنان بواسطة الشباك الجرافة. |
Bu etikten çok görüntü içindir, fakat bir piknik masasında değilseniz, tabağın altında hiçbir şey olmaması nadir görülen bir şeydir. | TED | إن هذا يتعلق بالمظهر أكثر من الآداب، لكنه من النادر ألا نرى شيئا تحت الطبق إلا إذا كنت تأكل على طاولة نزهة. |
Ameliyat edilmemiş bir intersekse nadir rastlanıyor. | TED | من النادر أن تقابل شخصًا ثنائي الجنس لم يخضع للعمليات. |
Anlatan: Galvaso ile ilgili tek kelime, çok nadir bulunan bir kuştur Brazilya' ya özgüdür. | TED | المعلق: نبذة عن الغالفاو، الطائر النادر جدا والذي موطنه الأصلي هو البرازيل. |
Dışarıdan yardım almak nadir olan birşey, özellikle de kız çocuklarının eğitimi konusunda. | TED | من النادر أن نجد استثمارات خارجية في مجال تعليم الفتيات. |
Ve size bayan, hatıra olarak masanın üstündeki... nadir parçayı bırakıyorum. | Open Subtitles | وبالنسبة لك يا انسة, اترك لك الشئ النادر على الطاولة هناك, كتذكار صغير |
Senin kadar güzel, esprili ve alaycı şiir dolu ve bu saç renginde bir kadın nadir bulunur. | Open Subtitles | إنه من النادر جدا مقابلة امرأة فى مثل هذا الجمال مع ما تتحلين به من روح مرحة وعفوية وشاعرية |
Herhangi bir kayıp veya ödün olmaması gerçekten çok ender rastlanan bir durum, sağlık ve ekonomi arasında veya çevre ve ekonomi arasında. | TED | انه فعلاً من النادر عدم وجود تناقض بين الصحة والاقتصاد, او بين البيئة والاقتصاد. |
Kocası onu yalnız bıraktığı için, ender olarak mutlu ya da keyifliydi. | Open Subtitles | وتركت وحيدة بواسطة زوجها والذي كان من النادر أن يكون سعيد أو لدية حس فكاهي |
Bir erkeğin çiçeklere ilgisinin olması çok ender bir durum. | Open Subtitles | من النادر جداً أن تجد رجلاً يهتم بالأزهار |
Bunu tavsiye ederim, pembe renkte olanlar nadirdir. | Open Subtitles | أنصحكِ بهذه إذا كنتِ تحبي هذا اللون الزهري النادر. |
"Sırtını gerçeklere dayamayan bir şeyin devamlılığı nadirdir." | Open Subtitles | ومن النادر أن تكسب كُل شيئ بشكلٍ دائم بإخفائك للحقيقة هل تُريد بعض الحقائق؟ |
Bir İngiliz meyhanesinde, kahvaltı için meyve görmek, pek sık rastlanmayan bir şeydir. | Open Subtitles | من النادر أن أرى فواكه على وجبة الإفطار في مطعم |
Böylesine eşsiz bir güzelliğin huzurunda bir krallık kaybetmeyi kim umursar ki? | Open Subtitles | من يهتم بخسارة مملكة عند وجود مثل هذا الجمال النادر |
Hindistan Prensi de, nadide hazine arayışıyla Kandahar yakınlarında unutulmuş bir anıta geldi. | Open Subtitles | وفى البحث عن الكنز النادر أمير الهند جاء إلى صنم مهجور قرب قندهار |
Dümdüz, bu kadar düz bir çizgiye sık rastlanmaz. | TED | أعني انه من النادر جداً رؤية خطوط مستوية جداً. |
Dost Bir Ruhla Ne Kadar seyrek Karşılaşılır | Open Subtitles | كم من النادر أن يقابل الشخص روحاً مماثلة |
Bilmem, sadece eşcinsel bir çiftin... kalıbı kırması çok enderdir de. | Open Subtitles | إذاً لا أعلم لأنه من النادر أن يقوم الثنائي بكسر القواعد |
az bulunur demişken dana pirzolamı unutma sakın. Sağ ol. | Open Subtitles | وعلى ذكر النادر ، لحم أضلاع لا تنسي ، شكراً |
Benim gibi tecrübeli bir insanın, daha önce görmediği bir şeye ender rastlanır. | Open Subtitles | عندما يكون شخصاً خبيراً مثلي, من النادر ان ترى شيئاً لم تره من قبل |