Ne kadar zaman sonra Quill'in barna gidip onu öldürdünüz? | Open Subtitles | كم من الوقت مضى قبل ان تذهب الى كويل وتقتله |
Hastaneye gidip, portatif bir ultrason makinası var mı diye bakar mısın? | Open Subtitles | اريد منك ان تذهب للمشفى وتخرج لي أداة صدى متنقلة من أجلي |
Gitmeden önce, atlı birimlerin eğitimiyle ilgili bir ilan gördüm. | Open Subtitles | قبل ان تذهب , رأيت اعلان عن تدريب وحدات الفرسان |
Onlarla gitmelisin. Bu işi bitirmek için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | انت يجب ان تذهب معهم سنحاول ان ننهى هذا بسرعه |
- git de bir doktora görün istersen. - Tekrarlarsa giderim. | Open Subtitles | انت يجب ان تذهب وتقابل الطبيب اذا حصل ذلك مجددا سأذهب |
ve oyunun nerede olduğunu söyleyerek başlıyor, makaleyi okuduktan sonra gitmek istersiniz diye -- yerini, saatini, websitesini. | TED | وهي تبدأ بمعلومات عن مكان المسرح وكيف يمكن ان تذهب اليه بعد ان تقرأ الخبر حيث ترى المواعيد والموقع |
O iki dakikayı boş ver. Şimdi gidebilirsin. | Open Subtitles | حسناً لا تهتم لهذه الدقيقتين يمكنك ان تذهب الان |
gidip Larkin'e bir bakar mısın, ne bu kadar uzun sürmüş. | Open Subtitles | هل ممكن ان تذهب لتري ما يأخذ لاركين كل هذا ؟ |
Benim yerime İngiltere'ye gidip hem onu hem de belgeleri Elizabeth'in önüne koymalısın. | Open Subtitles | عليك ان تذهب إلى انجلترا بدلا عني وتضعه هو وهذه الوثائق امام اليزابيث |
Eğer açık yerleriniz yoksa, oraya gidip yer açmalısınız. | TED | فإذا لم يكن لديك مساحات مفتوحة ، فيجب عليك ان تذهب الى هناك وتفتح مساحات. |
Gitmeden önce geçen gün gelen telefon, toplantı sırasında cevapladığın... | Open Subtitles | قبل ان تذهب هذه المكالمة الترى رددت عليها اثناء الإجتماع |
Gitmeden önce kutlama için biraz kalırsınız.... ...diye umut ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل ان تأتي لـ احتفال صغير قبل ان تذهب |
Ama Gitmeden önce her şeyden çok anlaman gereken bir şey var. | Open Subtitles | ولكن قبل ان تذهب شئ واحد يجب ان تفهمه اكثر من الجميع |
Ve bu şekilde de devam etmeye niyetliyim, bu yüzden gitmelisin. | Open Subtitles | و انا انوى ان اكمل بهذه الطريقة لذا يجب ان تذهب |
Ona gitmelisin! Bu adam ona yardim etmeye çalışıyordu ve öldürüldü. | Open Subtitles | يجب ان تذهب و تساعدها, انه كان يساعدها, ولكنهم قتلوه |
Ama yarın sabah erkenden, gemi kıyıya yanaşmadan önce koridorun sonundaki 5 numaralı kamaraya gitmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تذهب الى الكابينة التى فى نهاية الممر, كابينة رقم خمسة |
Tamam! Yüzmeye gitmek istiyorsan git yüz. Hadi! | Open Subtitles | حسنا, اذا كنت تريد ان تذهب لتستحم فإذهب اذا |
Daha sonraki bir trene binersek, Helen konsere yalnız gitmek zorunda kalmaz. | Open Subtitles | إذا ركبنا قطارا متاخرا قلن تضطر هيلين ان تذهب للحفل وحدها |
Eğer bunu okuyorsan, dışarı çıkmışsın demektir ve eğer bu kadar uzağa geldiysen, belki biraz daha ileri gidebilirsin. | Open Subtitles | اذا كنت تقرأ هذا فقد خرجت و اذا كنت وصلت الى هنا فيمكنك ان تذهب ابعد أكثر |
Bak, evlat tek... tek... tek başına Gitmen gerektiyse, bıçak taşımalıydın. | Open Subtitles | انظر إن كان عليك ان تذهب لوحدك عليك ان تحمل شفرة |
Bence Linda bir kaç haftalığına Rhoda Hala'yı ziyarete gitmeli. | Open Subtitles | ليندا يجب عليها ان تذهب لزيارة خالتها رودا لبضعة اسابيع |
- Bak bunu tekrar söylüyorum. Tek başına gitmeni istemiyorum. | Open Subtitles | يجب ان اقل هذا ثانيه لا اريدك ان تذهب وحدك |
Japonya'ya tek parça halinde ya da parça parça gidersin. | Open Subtitles | يمكننا ان تذهب الى اليابان بقطعة واحدة او بعدة قطع |
Baksana çapkın çocuk... neden ona siktirip gitmesini söylemedin? | Open Subtitles | اخبرني ايها الفتي المحبوب لماذا لم تخبرها ان تذهب للجحيم؟ |
Eğer herhangi bir alanda işe yarayacak bir reçete arıyorsanız -- ki bu alanlar sağlık, eğitim, hükümet politikaları ve eğitim olabilir -- bu tür yerlere gitmelisiniz. | TED | لذا اذا اردت وصفات لنجاح التعليم .. والصحة والسياسات الحكومية واشدد على التعليم عليك ان تذهب الى اماكن مثل هذه |