"بأنّك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olduğunu
• senin
• olduğunuzu
• Beni
• gibi
• olduğuna
• diye
• sen
• göre
• dair
• olduğun
• ettiğini
• seni
• de
• biliyorum

Dünyada onu öldürebilecek tek adamın sen olduğunu görmüyor musun?
الا تَرى بأنّك الرجلَ الوحيدَ في العالمِ الذي يَسْتَطيع قَتْله؟

Bunun delilik olduğunu düşünebilirsin, bence bu tamamen delilik ama Maine'e gitmem gerekiyor.
أَعْرفُ بأنّك سَتَعتقدُ هذا جنونُ. بالتأكيد أعْمَلُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إلى مايني.

Hey dostum, bu şehirdeki tek satıcının sen olduğunu mu sanıyorsun.
مهلاً يا رجُل أتعتقد بأنّك الوحيد الذي يبيع المخدرات في المدينة؟

seni orada öyle görünce ölmüş olmamın senin için daha iyi olacağını düşündüm.
مجرد أراك الآن حينها.. فكرت بأنّك سَتَكُونُين أفضل حالاً.. إذا كُنْتُ أنا ميت.

Bu çok gülünç, yönetim sizin çok daha iyi olduğunuzu fark etmeli.
هذا أمـر سخيف. أعتقد أنّ اللجنة تُدرك بأنّك تشعر بالتحسّن

Ama belli ki bu yeterli değilmiş. Önce senin Beni öldüreceğini sanmıştım.
لكن من الواضح ان ذلك غير كاف عندما، إعتقدت بأنّك ستقتلني أولاً

İçeri sızan o adamla bir ilgin olduğunu anlarsam hemen celladı yollarım.
إذا أكتشف بأنّك على أيّة علاقة مع هذا الدخيل، أنا سأرسل الجلاد.

Bence, bir şeyi komik yapan şeyin onun tonu olduğunu öğrenmelisiniz.
أعتقد بأنّك تَحتاجُ للتَعَلّم الذي عادة الذي يَجْعلُ شيء مضحكة نغمتُها،

Starbucks'tan daha fazla kilise olduğunda dindar bir bölgede olduğunu anlarsın.
تعرف بأنّك داخل حزام التوراة عندما تجد الكنائس أكثر من ستاربوكس

Sana söylüyorum, Daffy... Warner Kardeşlerin en iyi ördekleri olduğunu söylediklerini duydum.
لقد أخبرتك دافي, أنا الوحيد الذي قال للاخوة وارنر بأنّك أفضل بطّة

Söylemeni istediğim şey şu... Zarfın hala sende olduğunu görüyorum.
مايكل، أنا يمكنني أن أرى بأنّك ما زلت تحتفظ بالظرف

İtip kaktığın iki karın daha olduğunu biliyorum, Pauline, Adrian.
أَعْرفُ بأنّك كَانَ عِنْدَكَ زوجتان أخريتانُ دَفعتَ حول، بولين، أدريان.

Gizli bir askeri operasyonun parçası olduğunu artık görmüyor musun?
ألم تحلم بأنّك جزء من عملية عسكرية سرية تحت الأرض؟

Onu çok istediğini biliyoruz ama şu anda durumumuz senin hislerinden daha önemli.
نعرف بأنّك ممرت بالكثير لكن هناك أكثر مهدّد بالضياع هنا ليس فقط مشاعرك

İyi dost olduğunuzu ve onun seni gerçekten sevdiğini biliyorum ama şu anda seninle görüşmesinin iyi olmayacağını düşünüyorum.
وأعرف بأنّك صديقٌ رائع وهو مولعٌ بك ولكن لا أُفضل أن يبقى برفقتك في هذه الفترة

İkimiz de seninle yatarım diye Beni işe aldığını biliyoruz.
كلانا نَعْرفُ بأنّك إستأجرتَني لأن تَمنّيتَ أنا قَدْ أَنَامُ مَعك.

Ne, sen kardeşliği bir kadeh tekila vurmak gibi mi sandın?
أم تَعتقدُ بأنّك تَستعملُ إخوّتك في الشارع مثل طلق النار ؟

Ve Roz yanılmıyorsam şu an ilişkiye açık olduğuna inanıyorum?
، وروز، أَعتقدُ، إذا لَستُ مخطئَ، بأنّك هَلْ متوفر الآن؟

Test sonuçlarına göre... dünya tarihinde zekası en gelişmiş insansın.
كُلّ إختباراتكَ تُشيرُ بأنّك تمتلك العقل الأكثر تقدماً في التأريخِ

Yani diyorsun ki yüzdüm yüzdüm ve sonuna geldim umarım hikayedeki karaktere dair değil bu son.
أنت تقصد بأنّك شخصيًّا قد وصلت إلى نهاية القصّة, لكنّي آمل أنّ الشخصيّة لم تصل بعد.

İfadeni incelediğimizde, tutsak olduğun süreyle ilgili bize yardımı olabilecek ayrıntıları hatırlayabileceğini umduk.
من بيانك، نعتقد بأنّك قد تتذكّر التفاصيل من أسرك الذي يمكن أن يساعدنا.

Söylediklerini kinle söyledin. Benden bu kadar nefret ettiğini fark edememişim.
لقد قلت ماقلته بحقد، لم أدرك بأنّك تكرهني إلى ذلك الحد

seni suya girmek için soyunurken görsem ben de korkardım.
رأيت بأنّك تتعرى لذلك الحمام الحار أنا كنت سأخاف أيضاً

ben biliyorum ki bu kolejde tek güveneceğim kişi sensin.
عرفت بأنّك الوحيد في الكليّة الذى يمكن أن أعتمد عليه.