ويكيبيديا

    "باستثناء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dışında
        
    • hariç
        
    • haricinde
        
    • saymazsak
        
    • Sadece
        
    • başka
        
    • Ancak
        
    • istisna
        
    • tek
        
    • Yalnız
        
    • Tabi
        
    • dışındaki
        
    • haricindeki
        
    • sey
        
    Hepimizin üzerindesin, gökyüzünde tek başına ve yere inmek dışında her şeyi anlıyorsun. Open Subtitles أنتِ أعلى منا بمراحل بمفردكِ في السماء وتفهمين كل شيء باستثناء كيف تهبطين
    Yerlilerin uyum ve işbirliğine rağmen, alçakgönüllülüklerinin bir işareti olarak bize verdikleri işlenmiş altınların dışında dişe dokunur bir şey bulamadık. Open Subtitles ، و برغم رضوخ الهنود . فإننا لم نجد الذهب بكميات كبيرة باستثناء المصنوعات اليدوية التي أعطونا إياها ، كعلامة لخضوعهم
    Neredeyse işe yarayacaktı. Tabi topun üzerine açtığın delik hariç. Open Subtitles عملت تقريبا، أيضا، باستثناء الشقوق التي أجريتها في كرة الشاطئ
    O kitap umurumda bile değil benim hakkımdaki birkaç özel sayfa hariç. Open Subtitles فأنا لا أبالي كثيراً بذلك الكتاب باستثناء بضع صفحات بعينها تتعلّق بي
    İmparator Sayı haricinde, onu, çölde yuvalanmış eski bir yaratığın ağzına attılar. TED باستثناء رقم الإمبراطور، والذي ألقوه في فم مخلوق تعشيش قديم في الصحراء.
    Tuhaf olansa, yüzü dışında başka bir yerinde akım izi olmaması. Open Subtitles الشيء المضحك هو أنه لم يكن هناك إشارة للبرق باستثناء وجهها.
    Bu ses kutusu dışında kimsenin benim adıma konuşmasına ihtiyacım yok. Open Subtitles لا أريد أن يتحدث أحداً نيابة عني، باستثناء هذا الصندوق الناطق
    Yani, o bir kez dışında masadan ayrılmadığınızı mı söylüyorsunuz? Open Subtitles إذا أنتِ تخبريني بأنكِ لم تغادري الغرفة باستثناء مرة واحدة؟
    Bu yüzden şimdiye kadar başardıklarınız dışında kaybedecek bir şeyiniz yok. Open Subtitles لذلك لا شيء لديكم لتخسروه باستثناء كل ما حققتموه لغاية الآن
    Sanırım Bertram ve babam dışında bu odaya adım atan ilk erkek sizsiniz. Open Subtitles اعتقد انه باستثناء اخي وابي , انت اول شخص يضع قدمه بهذه الغرفة
    Şu iki ahbap dışında, evlendiklerini gördüm. Bana uymaz ama gene de mutluluklar. Open Subtitles باستثناء الاثنين اللذان رأيتهما يتزوّجان، لا أوافق على هذا، لكنّني أتمنى لهما التوفيق
    Nihayetinde gemi batar ve kaptan her şeyini kaybeder. Can yeleği hariç... TED فتغرق السفينة، ويفقد القبطان كل شيء، باستثناء سترة نجاة.
    Her şey, bana kalırsa -- yani önemli olan her şey -- her şey hariç ve madde hariç. TED سأخبركم أنها كل شيء; كل شيء مهم باستثناء كل الأشياء وباستثناء المادة.
    Kimse mizahla yüzde yüz tatmin olmadı Bu kadın hariç. TED لا أحد يكون أبدا راضيا بنسبة 100 في المئة مع الدعابة باستثناء هذه المرأة.
    Winston Churchill bir zamanlar, "Demokrasi, geriye kalanlar hariç en kötü yönetim şeklidir." TED وينستون تشرتشل قال مرة أن الديموقراطية هي نظام مريع باستثناء البقية.
    Şimdi zirvedeki 10 hakkında farkedeceğiniz bir diğer şey, Yeni Zelanda hariç hepsinin Batı Avrupa ülkeleri olması. TED وما ستلاحظه في العشرة الأوائل معظمهم، باستثناء نيوزيلندا، دول من أوروبا الغربية.
    Ve herşey normal görünüyor, çocukların yüzleri hariç. TED وكلّ شيء يبدو عاديّا باستثناء وجوه الأطفال.
    Bugüne kadar kutu ve bira şişesi haricinde bir şeye ateş ettin mi? Open Subtitles ما الذي اطلقت النار عليه في السابق باستثناء العلب الفارغة وقناني البيرة ؟
    Hayatımda bir gün bile hastaneye gelmemiştim bademciklerimin alındığı zamanı saymazsak. Open Subtitles لم اقضي يوما كاملاً في حياتي بالمستشفى باستثناء حين ازلت اللوزتين..
    Briana dün hiç bir şey yemedi, Sadece bir kaç avuç diyet hapı. Open Subtitles برينا لم يكن لديهم أي شيء للأكل أمس، باستثناء حفنة من حبوب الحمية.
    Ancak genomik insan genomundaki baz dizilimi aracılığı ile biyoloji bilimine bir pencere açıyor. TED باستثناء أن الجينوما هي عدسات على البيولوجيا من خلال نافذة تسلسل القواعد في الجينوم البشري.
    Bir istisna yapmalarını iste. Birinci sınıfları oynatmamıza izin versinler. Open Subtitles اطلب منهم أن يقوموا باستثناء يتيح لنا اشراك طلاب مستجدين
    Kömür. Gözüken o ki kömür neredeyse aynı şey. Büyük ihtimalle bitkiler, Yalnız bunlar yanmış ve basınç altında ezilmiş. TED الفحم. تبين أن الفحم عمليا هو نفس وربما هو نباتات، باستثناء أن هذه تم حرقها وسحقها تحت تأثير الضغط.
    Bu haber, Irak dışındaki tüm ülkeleri gölgede bıraktı, ve IPCC raporunun 10 katı kadar yayın süresi elde etti. TED طافت هذه القصة جميع البلدان باستثناء العراق، وحصلت على عشر مرات التغطية اللجنة الدولية للتغيرات المناخية.
    Ama domuzların ve muhteşem liderleri Napolyon'un haricindeki diğer hayvanlar iyi durumda değillerdi. Open Subtitles لكن الحيوانات ذاتهم لم يكونوا على ما يرام باستثناء الخنازير وقائدهم المعلى نابولين
    Simdi de B gercegi: dunyada S-H ten baska hicbir sey bu frekansa sahip degildir. TED الآن، المعلومة ب: ليس هناك أي شيء في العالم له ذلك التردد باستثناء الكبريتيد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد