Bütün kadınların aptal olduğunu sanıyorsun, ama öyle olmadığımı bilesin diye. | Open Subtitles | لأنني أردتك ان تعرف اني لست بالغباء الذي تظنه بكل النساء |
Ama zeki bir adamın bana inanmasını bekleyecek kadar da aptal olmazdım. | Open Subtitles | لكنني لن أكون بالغباء الكافي لأنتظر من الطرف الآخر أن يصدقني اسمع.. |
Bunu size anlattığım için kendimi aptal gibi hissediyorum. Eminim ki, araştırmışsınızdır. | Open Subtitles | أشعر بالغباء لأننى أخبرتك فأنا متأكدا انك قد تحققت من ذلك بنفسك |
Temel cevap şudur; yaşlanma öncesi sessizliği gözüktüğü kadar aptalca değildir. | TED | والجواب المهم هنا هو... هذه الفكرة ليست بالغباء الذي تبدو عليه... |
Ona daha yakın olabilmek için buraya taşındığımdan salak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | انا اشعر بالغباء لانتقالى هنا لكى اكون بالقرب منه. |
Bende değil. Bana Aptalı oynama, çünkü büyünden haberim var, Kızılderili Cadısı. | Open Subtitles | لا تتضاهري بالغباء,لاني اعرف الاعيبك يا أيتها الساحره الهنديه |
Kendimi aptal gibi hissettim. Çünkü onu kıskanmaya hakkım yok. | Open Subtitles | وشعرت بالغباء ، لأنه ما كان عليِّ أن أشعر بالغيرة. |
İçinde silah varken o arabaya dönecek kadar aptal olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنني بالغباء الكافي للعودة معك إلى العربة و معك بندقية هناك؟ |
İçinde silah varken o arabaya dönecek kadar aptal olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنني بالغباء الكافي للعودة معك إلى العربة و معك بندقية هناك؟ |
Hayır Hemen bazı yargılara vardığım için kendimi aptal gibi hissettim. | Open Subtitles | لا ، لقد شعرت بالغباء لقفزى فوق الأحداث و اختلاقى للنتائج |
aptal ayağı yapma bana kızım. Kocana söyle, bana 200 dolar borcu var. | Open Subtitles | لا تتظاهري بالغباء معي، أختي أخبري زوجك أنه يدين لي بــ 200 دولار |
Harika. Şimdi de aptal gibi hissediyor. Adamı tam istediğin noktaya getirdin. | Open Subtitles | هذا مثالي، إنّه يشعر بالغباء الآن، لقد أوقعته في المكان الذي أردته. |
Başarızlık riski çok fazla, dahası, aptal gibi hissetmenize yol açma riski çok fazla. | TED | وهنالك احتمال كبير للفشل بالإضافة لذلك هناك احتمال كبير أن تشعر بالغباء |
Belki de şimdiye kadar, bir yüzyıldan fazla süredir bu yolculuğa kimsenin kalkışmamasının sebebi kimsenin denemek için yeterince aptal olmamasıydı. | TED | لعل السبب في عدم قيام أحد بمحاولة القيام بهذه الرحلة إلى الآن، لأكثر من قرن هو أنه لا أحد بالغباء الكافي ليحاول. |
Onun hakkında çok şey bilmiyorum ama sizi bıraktıysa aptal olmalı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف الكثير عن هذا الرجل.. لكن لابد أنه يتمتع بالغباء لجعلك تذهبين منه |
Kendimi su tabancasıyla insanları kandırdığım için aptal gibi hissediyorum. | Open Subtitles | اننى اشعر بالغباء فى محاولتى لكونى مجرم خطير بحوزتة مسدس ماء |
Elmasları ben çalmış olsam kutuyu kendi çantamda bırakacak kadar aptal olur muydum? | Open Subtitles | لو كنت سرقت ألماس فهل سأكون بالغباء بما يكفى لكى أترك الصندوق فى أمتعتى |
Bunu size anlattığım için kendimi aptal gibi hissediyorum. Eminim ki, araştırmışsınızdır. | Open Subtitles | أنا أشعر بالغباء لأنى أخبرتك بهذا و أنا متأكد من أنك كنت تبحث عن حل |
Sadece oturup küçük sorunlarımdan söz etmek bana aptalca geliyor. | Open Subtitles | أشعر بالغباء لمجرد الجلوس والحديث عن مشاكلي التافهة |
Bizi unuttuklarını fark ettiklerinde kendilerini çok salak hissedecekler. | Open Subtitles | سيشعرون بالغباء حين يلاحظوا أنهم نسوا اصطحابنا |
İstiyorsan Aptalı oyna, seni küçük iblis. | Open Subtitles | تظاهر بالغباء كما يحلو لك أيّها العفريت الصغير |
İyi ama, gerçek bu diye aptallık etmeyin. Üstelik bu adamlarla hiçbir sorunum yok. | Open Subtitles | حسنا ، لا تخلط الحقيقة تختلط بالغباء ليس عندى شيئا ضد هؤلاء الرجال |
Yanlis insanlara bulastiklarini anladiklari zaman epey bir Aptala dönecekler. | Open Subtitles | سوف يشعرون بالغباء عندما يكتشفون أنهم يعبثون مع الاشخاص الخطأ |
Soru soruyorum, salağa yatıyorsun. | Open Subtitles | أطرح سؤالاً وتتظاهر بالغباء يمكننا الأستمرار في هذه اللعبة طوال اليوم |