ويكيبيديا

    "بسعادة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mutlu mesut
        
    • memnuniyetle
        
    • mutluluk
        
    • mutlulukla
        
    • mutluyum
        
    • seve seve
        
    • sevinçle
        
    • çok mutlu
        
    • mutluluğunu
        
    • neşeli
        
    • zevkle
        
    • şekilde
        
    • kadar mutlu
        
    • dek mutlu
        
    • mutluluğu
        
    Ancak, herkesin mutlu mesut yaşadığı türden bir hikaye değil.. Open Subtitles ولاكنها ليست تلك القصة , التي يعيشها الجميع بسعادة دائمة
    Senin uğruna, memnuniyetle ölebileceğini ve gece gündüz seni düşlediğini söyledi. Open Subtitles بأنه مستعد للموت بسعادة لأجلك وانه يفكر ويحلم بك ليلا ونهارا
    Fargo. Sen ve Carter bundan sonra mutluluk dolu yaşayabilirsiniz. Open Subtitles حسنا, فارجو الان تستطيع انت وكارتر ان تعيشو بسعادة للابد
    Bu mutlulukla duruşma gününe kadar yaşarsın. Open Subtitles لتأخذ حذرك كما قلت؟ عيش بسعادة حتى يوم المحاكمة
    Fazla olmadı... ama daha önce hiç olmadığım kadar mutluyum. Open Subtitles منذ فترة ليست بالطويلة ولكني أشعر بسعادة أكبر عما قبل
    Mesele kitap okumak istememeleri değildi, aksine, ellerinde imkân olsa seve seve okurlardı. TED لم يكن الأمر أنهم لم يريدوا القراءة، لكن بدلاً من ذلك، أنهم يقرأون بسعادة إذا كانت المصادر موجودة.
    10 yaşında Zaman Efendileri'yle dolu bir evde mutlu mesut yaşayabiliyorum. Open Subtitles يمكنني التعامل بسعادة مع منزل مليء بسادة زمان عمرهم 10 سنوات
    Deliler gibi sevişip, çocuklar yetiştirip, mutlu mesut yaşayabileceğini mi sandın? Open Subtitles تعتقد بأنّك تستطيع ممارسة الجنس معى مثل ثعالب الماء بساط إرتفاع يفرّ وبشكل مباشر بسعادة أبدا بعد؟
    Deliler gibi sevişir, çocuklar yetiştirir, ve mutlu mesut yaşar. Open Subtitles يمارسون الجنس مع مثل ثعالب الماء بساط إرتفاع يفرّ وبشكل مباشر بسعادة أبدا بعد
    Ve bu yüksek olan mutasyon oranında işe başladım, hatta tüm dünyada memnuniyetle kullanılan bir program olsaydın , eğer kaybedersen hemen ölmek için mutasyona uğramış olursun. TED وأبدأ هذا بمعدل تحول عالي جداً بحيث انك اذا اسقطت برنامج تكراري سوف ينمو بسعادة ليملأ كل العالم لو اسقطته , سوف يصير التحول الى الموت مباشرة
    Büyük zorluklar sonrasında onu buldular ve o da memnuniyetle ekibe geri katıldı. TED وبعد المرور بتحديات كبيرة، وجدوا سبوك بالفعل، وقام بسعادة وامتنان بالإنضمام إليهم مرة أخرى.
    "Çocuklarımı mutluluk içerisinde oynarken gördükçe..." Open Subtitles عندما رأيت أطفالي يلعبون بسعادة سُرعان ما يقفز الى ذهنى وأفكر
    Ölse ve kendisine sonsuz mutluluk bahşedilse bile mutsuz olmak için yine bir sebep bulurdu kesin. Open Subtitles لو ماتَ وحظي بسعادة أبدية فأعتقد أنه سيجد سبباً كي يكون تعيساً حزيناً
    Randall ve Jeannie'nin birleşmesinden dolayı kalbimiz mutlulukla dolu. Open Subtitles قلوبنا مليئة بسعادة جمّة لإجتماع راندال و جينى
    Her zaman istediğim, sen, Yong-ee ve ben, üçümüzün sadece mutlulukla yaşamasıydı, son nefesime kadar. Open Subtitles أردتُ دائماً: أنت، يونغ، وأنا ان نعَيْش بسعادة فقط نحن الثلاثة
    Bu akşam bu akşam çok mutluyum ve sizin de mutlu olmanızı istiyorum. Open Subtitles ...الليلة الليلة، أنا أشعر بسعادة غامرة وأنا أريد منكم أن تشعروا بالسعادة أيضا
    Bu yerden çıkmak için yapılması gereken buysa, seve seve yaparım. Open Subtitles إن كان ذلك هو كل ما عليّ فعله للخروج .من هذا المكان، فسوف أفعله بسعادة
    Durum farklı olsaydı ailemize gelişinizi sevinçle karşılardım. Open Subtitles لو كان الأمر غير ذلك, لكُنت ساُرَحبُ بك فى عائلتنا بسعادة
    Tüm bunların senin kalbinden ve zihninden geldiğini düşündüğümde, ...seni tanımam ve karın olacak olmam nedeniyle kendimi çok mutlu hissediyorum. Open Subtitles عندما أفكر بكيفية مجيئها من قلبك وعقلك أشعر بسعادة غامرة لأنني عرفتك و سأصبح زوجتك
    Ne zamandan beri Hera'nın mutluluğunu düşünür olduk? Open Subtitles منذ متى و أي منا قد سبق أن إهتم بسعادة هيرا؟
    Saçındaki ilk beyazı gördüğümde ev işini daha neşeli yapmıştım. Open Subtitles عندما رأيت أول شعرة بيضاء لديه, قمت بالأعمال المنزلية بسعادة
    O zaman hayatı boyunca zevkle b.kun içinde oturur. Open Subtitles ثم انه سوف يجلس بسعادة في القرف حياته كلها. هذه هي سياسته.
    Elvis'in aldığı Los Angeles'taki evde karısı Cindy'yle mutlu bir şekilde yaşıyor. Open Subtitles يعيش سيندي بسعادة مع زوجته في لوس انجليس في منزل اشتراه ألفيس.
    Sonsuza kadar mutlu yaşamak için tek şansım gerçek aşkımla evlenmek. Open Subtitles الفرصة الوحيدة لأحيا بسعادة هي الزواج من حبي الحقيقي
    Seni öptüğümde derin bir uykudan uyanıp sonsuza dek mutlu yaşamayacaksın. Open Subtitles عندما أقبلك، لن تستيقظى من نوم عميق وتعيشين بسعادة للأبد بعدها
    Mutluluğuk yolunda olmak ile bu kadar ilgilenmemeliyiz, ama bir yolda olmanın mutluluğu ile ilgilenmeliyiz. Open Subtitles يجب ألا نشغل أنفسنا بمطاردة السعادة بل بسعادة المطاردة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد