Yine de, tüm saygımla, nasıl ne istediğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | مع هذا ، بكامل إحترامي كيف تعرف ما تريده ؟ |
Sonrasında, Christa ile olan tüm ilişkimizi ona anlatmaya başladım. | Open Subtitles | بعد ان انتهينا , اخبرتها بكامل قصة علاقتي مع كريستا |
Ama belkide ikimiz tam gaz çalışırsak normal bir erkeğin yaptığını başarabiliriz. | Open Subtitles | ولكن ربما إن عملنا معاً بكامل قدراتنا استطعنا اتمام مهمة رجل عادي. |
Pekala, tam bir alıcı taraması yapmak için yeterli yakınlıktayız. | Open Subtitles | حسناً، نحن قريبون بما فيه الكفاية لعمل المجسات بكامل كفاءتها |
Tamam, yani bütün lakros takımıyla yattın ve savaş öylece bitti mi? | Open Subtitles | حسناً , لذا نِمتَ بكامل فريق لعبة الكروس والحرب فقط ذهبت بعيداً؟ |
Ve önden arkaya doğru odaklanmış bir görüntü elde etmek için tamamen sıkıştırabiliyorum. | TED | ثمَّ أقومُ بتجميعِ الأجزاءِ وضغطهم سويّةً لأحصُلَ على صورةٍ واحدةٍ مضاءةٍ بكامل تفاصيلها. |
Aklı başında bir adam, ona doğru gelen bir arabadan nasıl kurtulamaz ki? | Open Subtitles | لم أقصد أن أصدمه يا سيدى حسنا , كيف رجل بكامل قواه العقلية |
Ondan gerçekten de para sızdırmaya çalışıyordun tüm ailesinden para sızdıracaktın! | Open Subtitles | أنت حقا تحاولين الإطاحة بها الإطاحة بكامل العائلة من أجل المال |
Çünkü tüm gücümle söylüyordum ve sesim erkek gibi çıkıyordu. | Open Subtitles | لأنني كنت أغني بكامل الصدر وصوتي بدى تماما كأنه لرجل |
Hayır, anlamadığım neden tüm şirketini bunun için riske atmak istediğin. | Open Subtitles | هو لٍم أنت على إستعداد للمخاطرة بكامل شركتك من أجل هذا. |
Şimdi bu çocuğun tüm güçleri ile doğması gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم الآن أن هذا الطفل يجب أن يولد بكامل قواه. |
Dost bir itfaiyeci tam takım yatıyor olacak ve sonra alarmı çalacak. | Open Subtitles | زملائه الإطفائيون سيكونون على الأرض بكامل عدته , و إنذار حركته يعمل |
Ne yazık ki, konu demokratik süreçleri teşvik etmek olduğunda mülki idareler teknolojiyi tam anlamıyla kullanmıyorlar. | TED | ولسوء حظنا، عندما نأتي إلى تدعيم العمليات الديمقراطية، حكومات مدننا لم تستخدم التكنولوجيا بكامل إرادتها. |
Bu kadar tam fonksiyonel... ...çalışkan varlık... ...balıkçılık ruhsatı ile ilgil görüşür muzakere eder. | TED | و هي الآن مؤسسة عاملة تعمل بكامل طاقتها في التفاوض بشأن رخصة الصيد العكسي مع الدولة. |
Öğrencileri sokaklara çıkarsak bile, yıllar boyunca tam gücümüze ulaşamayız. | Open Subtitles | حتى لو وضعنا الطلاب العسكريين فى الشارع لن نكون بكامل قوتنا لسنوات |
Ancak bir milyon senenin üzerinde bir süredir hayattaysanız, hâlâ bütün uzuvlarınıza sahip olma olasılığı oldukça düşük. | TED | لكن إذا كنت حيّاً لمدة أكثر من مليون عام. فإن احتمال احتفاظك بكامل أطرافك قليلٌ جداً. |
bütün bu ev halkı ve her şey, sadece senin için pervane olmuş durumda. Seni rahat ettirmek ve iyileşmene yardımcı olmak için. | Open Subtitles | هذا المنزل يعمل بكامل طاقته فقط لأجلك ، لمساعدتك على التحسن |
Bir kar fırtınasının ortasında, tek motoru yanmış gece vakti , tamamen dolu bir F-22'yi indirdim yani benim için endişelenme. | Open Subtitles | هبطت بطائرة ال اف22 بكامل بكامل حمولاتها ليلاً في وسط عاصفة ثلجية مع محرك واحد مشتعل لذلك لا داعي للقلق عني |
Aklı başında biri neden iş yapmak için en azından görünürde berbat bir yer gibi görünen bir topluma yatırım yapar ki? | TED | لماذا يفترَض لأي إنسان بكامل قواه العقليّة أن يستثمر في مجتمع يعاني على الأقل في ظاهرُه، من معوقات جمة لدخول عالم الأعمال؟ |
Ve insanı yeryüzünde yaşayan her şeyin hakimi kıldı ve iyi ile kötü arasında seçme iradesini verdi fakat her biri kendi yolunda gitti çünkü Tanrı buyruğunun nurundan habersizdi. | Open Subtitles | و أصبح الإنسان يمتلك كل شئ على الأرض و لديه القدره على التمييز بين الخير و الشر عدا أنه يختار ذلك بكامل إرادته |
10 sene önce hiçbir yerde Dünya gezegeninin hiçbir yerinde Wikipedia modelini tahmin edebilecek aklı başında bir ekonomist bulamazdınız. | TED | قبل 10 سنوات لم تكن لتجد اقتصادي واحد بكامل وعيه في أي مكان على كوكب الأرض، كان بإمكانه التنبأ بموسوعة ويكيبيديا. |
Verilen kararın tamamını okumadan yorum yapmayacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتهم أنه لن نصرّح بشيئ قبل الإطلاع على بيان المحكمة بكامل حذافيره |
Beni serbest bırak kendi rızamla özür dileyeyim. | Open Subtitles | أطلق سراحي ومن ثم سأعتذر وأنا بكامل إرادتي |
Ben Ron Mitchell olarak, öldükten sonra yakılmayı vasiyet ederim. | Open Subtitles | أنا رون ميتشل بكامل قواي العقلية أريد أن يتم حرقي |
tüm yolculuğumuz boyunca kardeşim olursun diye ummuştum. | Open Subtitles | كان لدي أمل بأن يرافقني أخي بكامل الرحلة |
Seninle gönül rızasıyla evlendim bu yüzden Tanrı katında, sana kızgın davranmaya hakkım yok. | Open Subtitles | لقد تزوجتك بكامل ارادتي لذا أنا لاأملك الحق في ان أفرغ غضبي من القدر عليك |