Sen de öğle yemeğine geç kalmıştın, bu yine erken. | Open Subtitles | هل تأخرت لتناول طعام الغداء، حتى وقت لاحق من هذا. |
Ben geç kaldım çünkü yılın en çok çalıştığım dönemi. | Open Subtitles | لقد تأخرت عن التبضع بسبب اني مشغول جداً في الكريسماس |
Üzgünüm! Üzgünüm geç kaldım! Ördeğimle civcivim kavgaya tutuştu.Çok çirkindi. | Open Subtitles | أسف أسف لقد تأخرت البطة و الفرخ تعاركا وكان فظيع |
Kusura bakma ama çok geciktim. Benim buradan dönmem lazım. | Open Subtitles | آسف، أنا تأخرت الآن ويجب أن أنعطف من هنا، متأسف |
İki saat geciktin. Buna ihtiyacım yok. Aşağılanmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد تأخرت لساعتين، لست بحاجة هذا، لا أحتاج لأن أُهان |
İşe geç kalıyorum. Eğer beni sonra aramasını söylersen iyi olur. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد تأخرت عن العمل أرجوا أن تجعليها تتصل بي لاحقاً |
Konu açılmışken, ben geç kaldım, yaptığınız herşey için teşekkür ederim. | Open Subtitles | وبالحديث عن هذا، فلقد تأخرت عن عملي لذا شكراً لكم جميعاً |
Mükemmel! Hemen başlaması gerek. Çok önemli bir çay partisine geç kaldım. | Open Subtitles | جيد , أريدها أن تبدأ فوراً لأني تأخرت عن موعد مهم جدا. |
- Ah, umarım çok geç değildir. kız arkadaşları gibi. | Open Subtitles | أتمنى ألا تكون تأخرت ربما تكون اعتبرتك مجرد صديق بالفعل |
- İşe geç kaldım. - Yarım saat ne ki? | Open Subtitles | لقد تأخرت على العمل بالفعل حسنا فما فارق نصف ساعة؟ |
Root, geç kaldın ve her zamankinden daha sarhoşsun. Hemen merdivenlerin altına geç. | Open Subtitles | لقد تأخرت يا روت انت ثمل اكثر من اللازم اذهب اسفل المسرح الآن |
Bağlılık şu anda kitabımda yazmıyor. Gitmem lazım, geç kaldım. | Open Subtitles | الإستقالة ليست في برنامجي الآن لقد تأخرت ، لقد تأخرت |
Ve gerekirse biraz bacak göster. Indra için geç kaldım bile. | Open Subtitles | واعرضي بعضا من الساق إن اضطررتي لذلك, لقد تأخرت على اندرا. |
O şey onun, tamam mı? geç kaldığım için özür dilerim dingiller. | Open Subtitles | هذا متصل به , حسنا ؟ . أسفة لأنني تأخرت أيها الأوغاد |
İşe kaç kere geç kaldım tahmin etmek ister misin? | Open Subtitles | هل تودّ تخمين كم مرة تأخرت فيها عن الحضور للعمل؟ |
Of Allah'ım. Hayatımdan nefret ediyorum. geç oldu. gitsem iyi olur. | Open Subtitles | يا ألهي أنا أكره حياتي لقد تأخرت , يجب علي الذهاب |
Saat 5:45 oldu. geciktim. | Open Subtitles | إنها الخامسة و خمس و أربعون دقيقة، لقد تأخرت. |
Çok geciktim. Yetişemeyeceğim. | Open Subtitles | لقد تأخرت جداً الآن لن أصل إلى هناك في الوقت المحدد |
Korkarım ki beş dakika geciktim. Şu kahrolası faytonlar yüzünden. | Open Subtitles | لقد تأخرت بضع دقائق تلك الحافلات التى تربكها الجياد |
Geldiğinde de patronun utanmadan diyor ki: "Hey, sekiz dakika geciktin." | Open Subtitles | وحين تصل المدير ببرود أعصاب يقول يا رجل تأخرت 8 دقائق |
Annem gecikti. Hiç zamanında gelmez. | Open Subtitles | تأخرت والدتك , فهى لا تاتى ابدا فى الميعاد |
Ah, affedersin, Geciktiğim için üzgünüm, ama bu kadar da gecikmemiştim. | Open Subtitles | اوه ، معذرة ، انا اتأسف لقد تأخرت ولكن ليس لهذه الدرجة |
Affedersin anne, biraz uzun sürdü. Al, gözlüğün. | Open Subtitles | آسفة أننى قد تأخرت كثيراً يا أمى ها هى نظارتك |
Havaalanına giderken biniş kartınızı elinize aldığınız zaman size uçağınızın rötar yaptığını veya biniş kapınızın değiştiğini haber verebiliyor. | TED | وفي طريقكم للمطار .. عند رفعكم لبطاقة صعود الطائرة ، تخبركم الآداة ما إذا تأخرت الرحلة أو أن البوابة تغيرت ، إلخ |