Neye gülüyorsun? | Open Subtitles | تعال الى هنا أيها اللعين ما الذى يجعلك تبتسم ؟ |
Burada sana ruhumu açıyorum, sen geçmiş karşımda gülüyorsun. | Open Subtitles | أنا هنا أُظهر روحي لك يا رجل و أنت تبتسم في وجهي |
Bugün hayat bana gülümsüyor, size de gülsün isterim. | Open Subtitles | الحياة تبتسم لي اليوم. أريد لكم أن تبتسموا أيضاً |
Sana Tanrı diyorum, çünkü herşeyi görüyorsun ve hala gülümsüyorsun. | Open Subtitles | أصفك بالخالق، ترى الاشياء كما هي ومع ذلك تبتسم. |
Az önce kardeşinin vurulduğunu gören bir adama göre fazla sırıtıyorsun. | Open Subtitles | انتَ تبتسم كثيراً بالنسبةِ لرجلٍ شاهدَ للتو اخاهُ يصاب |
Pekâlâ, bu fotoğrafı sakla, ...çünkü benim dönemimde etik komitesini son kez gülüyor görmüş olacaksınız. | Open Subtitles | حسنا إحفظ تلك الصورة لأنها المرة الأخيرة التي سترى فيها اللجنة الأخلاقية تبتسم في حضوري |
uzun zamandır yapmıyorsun. Uzun ve tatlı bir gülümseme sadece.. | Open Subtitles | و التي لديها إبتسامة جميلة فهيا لم تعد تبتسم إطلاقاً |
Güneyde, sadece gülüyorsun ve sana para akıtıyorlar. | Open Subtitles | هناك , تبتسم فقط وسترى المال يتدفق عليك |
Neye gülüyorsun? | Open Subtitles | أنا بحاجة لبعض الوقت مع... لماذا تبتسم ؟ |
Neden gülüyorsun? | Open Subtitles | ... عليكَ ان تثق بي إذاً و لمَ تبتسم لي؟ |
Belki, size gülümsüyor ara sıra size göz kırpıyor ve sizi bir erkek gibi hissettiriyor olabilir. | Open Subtitles | قد تبتسم لك قد تغمز لك أحيانا وقد تشعر أنك رجل |
gülümsüyor mu yoksa yargılıyor mu söylemek zor. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول لو انها تبتسم أو تنتقد |
Çünkü bana öyle geldi yani o bana gülümsedi. Yani, bana gülümsüyor gibi geldi. | Open Subtitles | لأنّه بدا كذلك بالنسبة لي, ولقد كانت تبتسم, أعني, بدا وكأنّها كانت تبتسم. |
Elinden geldiğince kocaman gülümsüyorsun ve o "Seni görmüyormuş gibi davranıyorlar" dedi. | Open Subtitles | وأنت تبتسم بقدر ما تستطيع وقال أنهم يدعون أنهم لم يروك |
Ve aşağılığınla bahse girip birilerinin hayatını mahvettin ve utanmadan gülümsüyorsun. | Open Subtitles | حقيرجداًلأنمنأجلرهان.. قمتبتدميرحياةشخص و.. تبتسم بفخر |
gülümsüyorsun. Sanırım bu çok mutsuzsun demek. | Open Subtitles | أنتَ تبتسم أفترض أنّ هذا يعني أنّكَ بائس |
Sanırım "en umut verici" dediğim için böyle salak salak sırıtıyorsun? | Open Subtitles | أفترض أنك تبتسم كالأحمق الآن لأني قلت "أفضل واعد" سابقاً؟ |
Buna iş bölümü deniyor. O gülüyor, ben konuşuyorum. | Open Subtitles | يدعى العمل المشترك , هي تبتسم وانا اتحدث |
Okulun ilk günü bir gülümseme görmeyi isterim. | Open Subtitles | أود بالتأكيد أن تستطيع أن تبتسم في أول يوم لها في المدرسة |
Göremesen bile... gülümsediğini hissedebilirsin. | Open Subtitles | ربما لا ترين هذا ولكنك تشعرين بالتأكيد أنها تبتسم |
Ama gülümsediğin zaman... canım, sen gülümsediğinde, işte bu an için yaşıyorum. | Open Subtitles | لكن عندما تبتسم يا عزيزى, عندما تبتسم هذا ما أعيش من أجله |
Tüm bu zaman zarfında yüzüne gülerken arkandan dalga geçiyormuş sana ihanet edip, küçümsüyormuş. | Open Subtitles | , طوال الوقت هى كانت تبتسم لك , لكن فى الحقيقة هى كانت تسخر منك , خانتك ، أحتقرتك |
Belki arada biraz Gülümsemeyi öğrensen, o zaman belki insanlar senden hoşlanırdı. | Open Subtitles | والتر, ربما لو تعلمت ان تبتسم كل فترة ربما الناس قد يحبوك |
Seni haftalardır ilk kez gülümserken görüyorum, Eric. | Open Subtitles | آسف, جريم. إريك, لم أراك تبتسم منذ أسابيع مضت.. |
Sıkıntı verici olacağını biliyordum, fakat aslında tanrının bir lütfuydu, çünkü Maria daima gülümsüyordu. | TED | كنت أعلم أنه سيكون تحديا ، لكن في الحقيقة كان نعمة ، لأن ماريا كانت تبتسم دائما. |
Anne babası eve döndüğünde onu gülümser ve şarkı söyler halde buldu şimdi gördüğün gibi. | Open Subtitles | لكن عندما عاد والداها الى البيت وجدوها كما هي الان وكما انت رأيتها تبتسم وتغني |
İlerlemek istiyorsan, ekranda gülümse. | Open Subtitles | هذه هى الطريقة الوحيدة التى تحصل عليها هذه الأيام على اى حال يجب أن تبتسم إبتسامة عريضة تملأ الشاشة |
Burada çok mu gülümsedi? Şurada, geçerken yanlışlıkla adamın birine mi değdi? | TED | إنّها تبتسم بصفة مبالغ فيها هنا، أم أنّها مرّت بجانب رجل آخر هناك؟ |