ويكيبيديا

    "تتحمل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dayanamaz
        
    • dayanabilir
        
    • dayanıyor
        
    • başa
        
    • tahammül
        
    • katlanmak
        
    • kaldıramaz
        
    • almak
        
    • dayanıyorsun
        
    • katlanamıyorsun
        
    • baş
        
    • sorumluluk
        
    • üstlenmesine
        
    • katlanıyorsun
        
    • göze
        
    Kalkanlarımız bundan daha fazlasına dayanamaz, efendim. Open Subtitles دروعنا الواقية لن تتحمل أكثر من هذا يا سيدي.
    Hayatım, daha iyi bir iş bulana kadar dayanabilir misin? Open Subtitles هل يمكنك أن تتحمل حتى نجد لك شيئا جديدا؟
    O kız buna nasıl dayanıyor bilmiyorum. Open Subtitles لا اعرف كيف تتحمل هذه الفتاة الوضع هنا
    Sen gerçek düşmanlıkla başa çıkamazdın. - Gerçek bu. Open Subtitles أنت لم تستطع أن تتحمل محنة حقيقية يا عزيزي, هذه الحقيقة
    Karınızın evdeki restorasyon işini durdurması bu yüzden bu kadar tahammül edilmezdi. Open Subtitles لهذا لم تتحمل فكرة أن قامت زوجتك بإيقاف عملية ترميم المنزل ؟
    Emirlerini yerine getirmediğinde gerçekten öfkelenirler ama buna katlanmak zorundasın çünkü yaşamak, yemek ve okula gitmek için paraya ihtiyacın var. Open Subtitles وإنهم يغضبون بشدة عندما لا يتم تنفيذ أوامرهم لكن عليك أن تتحمل دون شكوى، لأنك بحاجة لمال لتعيش وتأكل وتذهب للمدرسة
    Bu trenin ağırlığını hayatta kaldıramaz. Geri dönsek iyi olacak. Open Subtitles .لن تتحمل أبداً وزن هذا القطار من الأفضل أن نعود
    Herşeyi üstüne almak zorunda değilsin. Seni suçlayacaklar, kötü olacak. Open Subtitles ليس عليك ان تتحمل كل هذا سينتقدونك سيكون الامر مروع
    Nasıl dayanıyorsun bilmiyorum çünkü ben kaldıramamıştım artık. Open Subtitles لا أعرف كيف تتحمل ذلك لكنني لم أعد أطق احتماله
    Sen nedeni anlayamadan hastanın öleceği fikrine katlanamıyorsun. Open Subtitles أنت لا تتحمل فكرة موت مريض قبل أن تعرف السبب
    Hücreleri 200 kelvinin altındaki sıcaklıklara dayanamaz. Open Subtitles انه كائن حي الخلايا لن تتحمل حرارة أقل من 200 كلفن
    - Anımsamağa çalışmalısın. - Fazlasına dayanamaz. Open Subtitles يجب ان تحاولى ان تتذكرى لايمكنها ان تتحمل اكثر من هذا
    Hayatım, daha iyi bir iş bulana kadar dayanabilir misin? Open Subtitles هل يمكنك أن تتحمل حتى نجد لك شيئا جديدا؟
    - Her şeye dayanıyor. Open Subtitles تستطيع ان تتحمل كل شيء
    - Aynı senin yaptığın gibi. - Onun kahrolası bir şeyle başa çıkmasını istemiyorum. Open Subtitles ـ وكما تتحملين انت ـ لا اريدها ان تتحمل المصائب
    Nasıl böyle bir zulüm tahammül ve bir şey getirmez? Open Subtitles كيفَ لمَعِدتَك تتحمل رؤية هذه الوحشية بينما لا تفعلُ شيئاً؟
    Cüceler bile buraya katlanmak için uyuşturucu almak zorunda kalıyorlar. Open Subtitles حتى الأقزام تتعاطى المخدرات لكي تتحمل البقاء بها
    - Kalkanlarımız daha fazlasını kaldıramaz, efendim. Open Subtitles دروعنا لا يمكنها أن تتحمل أكثر من هذا ، سيدي
    Tabii ki dördüncü adım, yaptığınız şeyin sorumluluğunu almak ve telafi etmek. TED وطبعًا، الخطوة الرابعة أن تتحمل مسؤولية ما فعلته. وتقدم تعويضًا.
    - Buna nasıl dayanıyorsun? Open Subtitles ــ كيف تتحمل ذلك؟ كيف تتحمل ذلك؟
    İlişki kurmaktan kaçındığımız için bizimle dalga geçtiğin halde kendi oyuncağının elinden alınmasına katlanamıyorsun. Open Subtitles انت تسخر منا لتجنبنا العلاقات لكنك لا تتحمل خسارتك لدميتك
    El kitabında, iyi bir eşin, kocasının ölümüyle nasıl baş edeceği kısmını okumadın mı? Open Subtitles ألا يقول الدليل أن المرأة الصالحة عليها أن تتحمل غياب الزوج؟
    Abisine olduğu gibi. Balık kazanında boğuldu. sorumluluk senin, Martinez. Open Subtitles غرقت في حوض السمك و أنت تتحمل ذلك يا مارتينيز
    Kendi yaptığın birşeyin suçunu arkadaşının üstlenmesine izin vermenin hiç de onurlu bir yanı yok. Open Subtitles لا يوجد شرف بترك صديقتك تتحمل الملامة بشيء أنت قمت بفعله
    İşverenin tam bir kabadayı. Neden ona katlanıyorsun anlamıyorum. Open Subtitles مَن تعمل لديه جاحد ، ولا أعلم لمَ تتحمل ذلك
    Sırf egonu tatmin etmek için bu riski göze alacak mısın? Open Subtitles هل أنت مستعد أن تتحمل هذه المخاطرة فقط لترضي غرورك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد