ويكيبيديا

    "تدعيه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin
        
    • davet
        
    • müsaade
        
    • alma
        
    • etmelisin
        
    Arkadaşım, ben hiç gerçek bir pişmanlık duymuyorum. Yani, bu adamın yeniden hayatıma girmesine izin vereceğimi sanmam. Open Subtitles أنا لا أشعر أنك نادم يا صديقي أري ألا تدعيه يعود لحياتك
    Seni öpmesine izin verme. Öptüğü zaman başın belaya giriyor. Open Subtitles نعم, لا تدعيه يقبلك, يبدو ان هذا هو ما يجعلك تقعين بالمشاكل
    Onu seni görmesine izin vermen bir aptallık eseri miydi yoksa umarsızlık mıydı? Open Subtitles هل كان هذا بإرادتك أم غباء منك أن تدعيه يراك؟
    Bu rüya adam sizi karşılamak için oluşturduğunuz, belki onu izin vermelisiniz. Open Subtitles لقد خلقت رجل الأحلام هذا ليرضيكِ لذا ربما يجب عليك أن تدعيه يفعل هذا
    Onu eve davet etmeden önce sadece beş dakika kadar gördün. Open Subtitles لقد رأيته لخمس دقائق قبل أن تدعيه في حينها إلى البقاء
    Fakat gitmeden önce bana şunu dedi, "Eğer bu iş için harika birini bulursan mükemmel demek istiyorum gitmesine izin verme." Open Subtitles لكن قبل أن تغادر قالت لي إذا وجدت شخص رائع لهذه الوظيفة أقصد مثالي لا تدعيه يذهب
    Onlar, sana güvendim ve ona yakın izin izliyor olmalı. Open Subtitles لابد أنهم كانوا يراقبوك من تثقين به و من تدعيه يقترب
    Hazır olduğu zaman gitmesine izin vereceksin. Open Subtitles عندما يكون مستعداً يجب عليك أن تدعيه يذهب
    Diyor ne olursa olsun hayır, onu size izin vermeyin! Open Subtitles كوني قوية فقط ، لا تدعيه يؤثر عليك ، سواء ما يقول
    Yanmak istemiyorum. Lütfen beni yakmasına izin verme. Open Subtitles لا أريد أن أٌحرق أرجوكِ لا تدعيه أن يحرقني
    Yanmak istemiyorum. Lütfen yakmasına izin verme. Open Subtitles أرجوكِ لا أريد أن أٌحرق أرجوكِ لا تدعيه يحرقني
    İster tutuklarsın, ister hayatını kurtarmasına izin verirsin. Open Subtitles ، يمكنكِ القبض عليه ، إن أردتِ أو يمكنكِ أن تدعيه ينقذكِ
    Henüz dokuz yaşındayken sokakta yapayalnız gezmesine, izin veriyorsun öyle mi? Open Subtitles هل تدعيه يمشي على الرصي بوحده و بعمر التاسعة؟
    Ayrıca yetiştirme gübrelerinin kaplarını etrafta veya çöp kutusunda bırakmasına izin verme. Open Subtitles لا تدعيه يترك مستوعبات المغذّيات الفارغة بأرجاء المكان وبسلة المهملات
    Araştırmasına izin verme. Durdur onu. Ne yapman gerekiyorsa yap. Open Subtitles لا تدعيه يكمل التحقيق أوقفيه وإفعلي ما بإستطاعتك
    Ayrıca yedikten sonra Uzay Dağı'na çıkmasına izin verme. Open Subtitles لا تدعيه يركب السفينة الدوارة بعد تناول الطعام
    Bak, Naomi onun bundan böyle kurtulmasına izin veremezsin. Open Subtitles اسمعي نايومي, لايمكنك أن تدعيه يفلت بفعلته
    Hemen hızlanmak isteyecektir, izin verme. Open Subtitles فسوف يريدون التحرّك بسرعة ولكن لا تدعيه يفعل ذلك
    Söylemeye çalıştığım şey, sen harika birini hakediyorsun ve eğer bu adamın o kişi olduğunu hissediyorsan uzaklaşmasına izin verme. Open Subtitles كل ما أقوله هو أنك تستحقين شخصاً عظيماً و إن كنت تحسين حقاً أن هذا الشخص هو المختار إذن لا تدعيه يفلت من بين يديك
    Bu, Jeremy'e yolladığın mailin kopyası cuma gecesi, onu evine davet ediyorsun. Open Subtitles و تدعيه إلى منزلك ليلة الجمعة لم اكتب هذا
    John; ona, kırkından önce olmaz dediğin ama bu yaşa gelmesine rağmen hala daha yapmasına müsaade etmediğin şeyin akıbetini soruyor. Open Subtitles أن تدعيه يفعل هذا الشيء الذي أخبرتيه ذات مرة أنك ستدعينه يفعله في عيد ميلاده الأربعين، ولكنه لم يفعله حتى الآن.
    O dedektif gelirse içeri alma. Open Subtitles لو ظهر هذا المحقق لا تدعيه يأتي يدخل هناك.
    Onu gerçekten seviyorsan sevmeye devam etmelisin. Open Subtitles حقا تحبيه كنت اذا له حبك فى استمرى فقط ابدا يعرف تدعيه ولا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد