ويكيبيديا

    "تدفق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • akışını
        
    • akışı
        
    • akışının
        
    • akış
        
    • akımı
        
    • akışından
        
    • akan
        
    • akışına
        
    • Akıntı
        
    • akımını
        
    • akım
        
    • akı
        
    • akıntısı
        
    • akın
        
    • aktı
        
    Kalp cerrahları, vücudun başka bir yerinden bir damar ya da arter alarak, tıkanıklık etrafındaki kan akışını yeniden dengeleyebilir. TED باستخدام قطعة من وريد أو شريان من جزء آخر من الجسم، يمكن للجرّاحين أن يعيدوا توصيل تدفق الدم حول الانسداد.
    Beni düşündüren herhangi birşey. Anlamadığım herhangi birşey, kendimin kafamda bir adım atmamı gerekterecek ve sunumun akışını durdurucak herhangi birşey. TED أي شيئ يجعلني أفكر. أي شيئ لا افهمه, بحيث يتوجب علي إيجاد التفسير بواسطة عقلي سيؤدي إلى إيقاف تدفق العرض الترويجي
    Şükürler olsun ki, mevcut akış, başka bir deyişle, emisyonların atmosferden okyanusa ve aynı şekilde tam tersi yöne olan akışı aşağı yukarı dengelenmiş durumda. TED الحمد لله,المد ,از بعبارة اخرى, تدفق الانبعاثات من المحيط الى الغلاف الجوي وبالعكس اقل في الميزان
    Bu veri akışı tüm kirliliğin bir haritasını çıkarmamızı sağlayacak, böylece herkes bunu görebilecek. TED سوف يمكننا تدفق البيانات الخاص به من رسم خريطة لهذا التلوث، بحيث يمكن للجميع رؤيته.
    Her ne kadar bu paralar iyi şeylere sebep oluyorsa da, bu 400 milyar dolarlık işçi dövizi akışının önünde engeller var. TED معظم هذه الحوالات تسير بشكل جيد لكن ثمة صعوبات تعيق تدفق الحوالات النقدية التي تعادل 400 مليار دولار
    - Tarayıcılardan biri önemsiz bir enerji akımı tespit etti. Open Subtitles لقد إلتقتنا قراءات عن تدفق صغير للطاقة بواسطة الماسح الضوئي
    Subaraknoid aralıkta oluşan şişkinlik serebrospinal sıvı akışını tıkıyor olabilir. Open Subtitles تمنع تدفق السائل النخاعي الشوكي ذلك يعني ان الضرر دائم
    Otobanların akışını sis perdesi olarak kullanıp cesetleri km'lerce uzağa atarlar. Open Subtitles يستعملون تدفق الطربق السريع ،كشاشة دخان يلقون الجثث متباعدة مئات الأميال.
    Erkek cinsel organına kan akışını hızlandırarak cinsel uyarım sağlıyor. Open Subtitles إنّهُ يعزز التحفيز الجنسي بزيادة تدفق الدم .للأعضاء التناسلية الرجالية
    Siyaset bu veri akışını kontrol mücadelesine dönüşüyor. TED وأصبحت السياسة هي الصراع للتحكم في تدفق البيانات.
    Bunun yerine, kimyasallar beyindeki bilgi akışını değiştirmek için oldukça karmaşık bölgelerde salınırlar ve karmaşık sinapsları etkilerler. TED بل هي تنطلق في مواقع محددة جداً وتعمل على نقاط عصبية دقيقة لتغير تدفق المعلومات في الدماغ
    2008'de yüzleştiğimiz problemlerden biri bilgi akışı eksiğiydi. TED في عام 2008، كانت إحدى المشاكل التي واجهتنا هي قلة تدفق المعلومات.
    Bu su akışı, hayatımızdaki kan akışını taklit eder. TED يحاكي تدفق الماء هذا تدفق الدم في الحياة.
    Saatin yuvarlak yüzü zamanın doğrusal akışını takip edebildiği gibi ritmin akışı da bir dairede takip edilebilir. TED فكما وجهها المدور يمكنه تتبع مسار الزمن الخطي، فإنه يمكن تتبع تدفق الإيقاع في دائرة.
    Sonra da görüntü işleme teknolojimizi kullanarak yüzdeki kan akışının deri geçişli görüntüsünü alabiliyoruz. TED وبعد ذلك، نستخدمُ تقنيتنا في معالجة الصورة يمكننا إستخراج صور ضوئية عبر الجلد لتغييرات تدفق دم الوجه.
    Çözüm: özellikle mantık, strateji ve liderlik üzerine yoğunlaşan, idari eğitime kitlesel bir akış. TED الحل: تدفق كبير للتثقيف الإداري الذي يركز بشكل خاص على المنطق والاستراتيجية والقيادة.
    Şu anda olan ise, elimizde, karışmış hava akımı modeli var. TED ماذا يحدث الأن، لدينا الأن خلط في تدفق الهواء.
    Ben ayrı bir varlık olurum. Tek, ayrı bir cismani birey olurum; çevremdeki enerji akışından ayrı TED أصبح منفصلاً أصبح فرد وحيد، منفصل عن تدفق الطاقة
    Sağlıklı bir ev kedisinin beyninde akan kanı gösteriyor. Open Subtitles إنها تُظهر تدفق الدماء إلى دماغ قط منزلي معافى.
    Ama emin olun botunuz sızdırmaz, sakin olup akışına bırakın. Open Subtitles تأكد من القارب الخاص بك لا تسرب والذهاب مع تدفق.
    Akıntı, kaynaktan doğuya doğru, deniz kabardığında ise batıya doğru olur. Open Subtitles تدفق لجهة الشرق من المصدر و لجهة الغرب مع إرتفاع البحر
    Hepatik damarında tıkanma tespit ettik karaciğere giden kan akımını kısıtlıyordu. Open Subtitles وجدنا إنسداد في وريدها الكبدي يقيد تدفق الدم إلى وريدها الكبدي
    Bobinden akım geçtiğinde elektromıknatıs haline geliyor. TED كلما تدفق التيار خلال الملف، يصبح هذا مغناطيسيا كهربائيا.
    Uzaylı taş kaplaması, elektromanyetik akı alanı oluşturmak için kullanılmış. Open Subtitles حجر المدينة الغريبة اصطف ليشكل مجال تدفق كهرومغناطيسي..
    O kelkit oluşumunun arkasında bir nitrojen-oksijen akıntısı kaydediyorum. Open Subtitles أرصد قراءة تدفق أكسيد النيتروجين وراء تلك البنية الكَلْسية، أيها القائد.
    Gomulka'nın Polonya'daki başarısından etkilenen binlercesi Budapeşte sokaklarına akın etti. Open Subtitles مُلهمون بنجاح جومولكا في بولندا تدفق الآلاف إلى شوارع بودابست
    İkhor, Talos'un güç kaynağından erimiş kurşun gibi aktı. TED تدفق الإيكور خارجًا مثل الرصاص المنصهر، مستنزفًا مصدر طاقة تالوس كله.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد