Ne kadar zamandır bu şeyle birlikte yaşayıp büyümesini izliyor? | Open Subtitles | كانت تعيش حاملة هذا , تراقب يكبر لكن إلى متى؟ |
Önlüklerini çıkartıyorlar, Üç veya dört metre ilerideki konsollara yöneliyorlar ve Kristen sadece izliyor. | TED | كلاهما يمزق من ردائهما الطبي، يتوجهان للتحكم بلوحات المفاتيح على بعد 10 أو 15 قدمًا، وكريستين تراقب فقط. |
Yeğeninize dikkat edin. Ona hız cezası kesmem gerekecek. | Open Subtitles | من الافضل أن تراقب أبنة أختك سأعطيها ملاحظة بسبب السرعة |
Benim bu biletlerimi bırakmam gerekiyor. Sen işlere göz kulak olur musun? | Open Subtitles | يجب أن ننال تخفيض على التذكرة هل تستطيع أن تراقب هذه الأشياء؟ |
Sen her hareketimi takip ederken, bunu rahatlatıcı bulmam gerek. | Open Subtitles | أفترض أنه يجب أكون مرتاحا لكونك لازلت تراقب كل تحركاتي |
Polisleri izliyorsun. | Open Subtitles | كل يوم من خلال هذه النوافذ أنت أيضاً تراقب الشرطة |
"Uluslararası ticaret ve kaçakçılık faaliyetlerini izleyen Hayvan koruma dernekleri..." | Open Subtitles | أخبرتنا جماعات حماية الحيوانات... التي تراقب عمليات التهريب الدولية للحيوانات |
Bahçeden geçerken dikkatli ol. Hanımefendi izliyor olabilir. | Open Subtitles | عليك أن تكون حذرا عندما تعبر الباحة قد تكون سيدتي تراقب. |
Acele etmeliyiz, lafı uzatmayayım. CIA Hensel'i yıllardır izliyor. | Open Subtitles | يجب علينا التحرك بسرعة المخابرات المركزيه الامريكيه تراقب مجموعة هنسيل لسنوات |
Çocukların hepsi eve gönderildi ve ekiplerimiz hepsini izliyor. | Open Subtitles | الأطفال عندهم كلّ البيت المعاد ونحن عندنا فرق المراقبة التي تراقب كلّ منهم. |
Aslında yerinde olsam... adımlarıma dikkat ederdim. | Open Subtitles | في الواقع انصحك بأن تراقب خطواتك من الآن فصاعداً |
Hâlâ aynı insanlar iş başında. Adımlarına dikkat etmelisin. | Open Subtitles | . بعض الناس مازالو يديرون الأمـور عليكِ أن تراقب خطواتك |
Ben alışverişe çıkacaktım. Jake'e biraz göz kulak olursun, değil mi? | Open Subtitles | سأذهب أتسوق قليلاً وكنت اتمنى أن تراقب جايك. |
Bu sıvı dengem, sıvı dengesi eğer kalp yetmezliği olan birini takip ediyorsanız çok önemli bir veri. | TED | هذا يمثل حالة السائل، حالة السائل، انها جدا مهمة اذا كنت تراقب أحدا مصابا بنوبة قلبية. |
Sürekli etrafı izliyorsun, sürekli her şeye bakıyorsun. | Open Subtitles | تراقب الحجرة والمكان دائماً وأيضاً كل شيء. |
Ayrıca soygun sırasında müşteri bölgesinde olayı izleyen ve sonrasında zorla olaya karışan genç bir kadın da aranıyor. | Open Subtitles | وهناك أيضًا امرأة مطلوبة... والتي يبدو أنها كانت تراقب الوضع بمنطقة العملاء... ثم لاحقًا ذهبت إلى مكان عملية السطو |
- Ve ben servisini arayabilirsin gibi değil ve üzerinde benim küçük Charmed Bir izlemek için bir dadı isteyin | Open Subtitles | إنه مثل أنني لا أستطيع أن أتصل للخدمة وأسأل على مربية تستطيع أن تراقب صغيري المسحور |
Artık NCIS'in o mahalleyi neden izlediğini anlatabilirsiniz. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه يمكنك أن تخبرني لماذا كانت شعبة التحقيقات البحرية تراقب ذلك الحي. |
Çünkü polis 72 saat boyunca tüm Havaalanlarını kontrol edecektir. | Open Subtitles | لان الشرطه سوف تراقب جميع المطارات لمده 72 ساعه اعرف |
Karımı izlemeni istiyorum. Hayır, öyle değil. | Open Subtitles | أريدك أن تراقب زوجتى كلا , ليس الأمر كذلك |
Val Waxman'ı işbaşında izlerken insan onun ne yaptığını bilmediği izlenimine kapılıyor | Open Subtitles | عندما تراقب أخراج فال واكسمان ستعتقد بأنه لايعرف مالذي يفعله |
Özgürlük Kuruluşu, Uydu Beş'in iletilerini izliyordu. | Open Subtitles | كانت منظمة الحرية تراقب كل اتصالاتالقمر5. |
Nasıl bulacağız? S.H.I.E.L.D. bir süredir Hydra banka hesaplarını gözetliyor. | Open Subtitles | شيلد كانت تراقب عدة حسابات بنكية تابعة لهايدرا منذ فترة |
Bunlar dünya blog'una ve dünyanın web günlüğüne bakıyor. | TED | وهي تراقب عالم المدونات وعالم المدونين. |
Çocuklar ölürken de nöbet mi tutuyordunuz? | Open Subtitles | وهل كانت تراقب حينما الاطفال كانوا يموتون؟ |