ويكيبيديا

    "ترعرعت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • büyüdüm
        
    • büyüdüğüm
        
    • büyüdün
        
    • büyümüş
        
    • Büyüdüğün
        
    • büyüdü
        
    • büyüdüğünü
        
    • büyürken
        
    • yetiştirildim
        
    • büyüdüğü
        
    • büyüdünüz
        
    • büyümüştüm
        
    • büyüme
        
    • yetiştim
        
    • büyüdük
        
    Ve bu sebeple her yerinde kitaplar olan bir evde büyüdüm. TED ونتيجة لذلك لقد ترعرعت مع كتب في كل مكان حول المنزل
    Ben Londra'da büyüdüm. Bir Amerikalı kızla, bir protestanla evleniyorum. Open Subtitles ترعرعت في لندن ، واتزوج من فتاة امريكية ، مسيحية
    Aynı senin gibi ağır kapılara inanan insanların arasında büyüdüm ben. Open Subtitles لقد ترعرعت مع أناس يؤمنون بالأبواب الكبيرة و الثقيلة مثلك تماماً
    Ve New York şehrinde büyüdüğüm için, anlatabildiğim kadarıyla, koşuşturma oldukça normaldi. TED وحيث أنني ترعرعت في نيويورك، فعلي حد علمي، التعجّل شيء طبيعي جدًا.
    - Altoona'da büyüdün. Lise aşkınla evlendin. Open Subtitles أنت ترعرعت في ألتونا وتزوّجت حبيبتك من الجامعة
    Onu çocuk psikiyatrisine götürmüşler ve iyileşip normal biri gibi büyümüş. Open Subtitles , ذهبت لطبيب نفسي للأطفال , تحسنت حالتها و ترعرعت طبيعية
    Ben yoksulluk içinde büyüdüm, ama artık başkalarına yardım edebilecek hale geldim diyebilirim. Open Subtitles لقد ترعرعت فقيرا و الآن وصلت للنقطة التي أرغب فيها أن أعمل للآخرين
    New York'ta büyüdüm, ki burası ABD'deki her yerden daha büyük oranda göçmene ev sahipliği yapıyor. TED لقد ترعرعت في مدينة نيويورك وهي موطن لأضخم عدد من المهاجرين في أي مكان من الولايات المتحدة.
    Biliyorsunuz, ben şehirde büyüdüm. 56 yıl önce ben okula ilk başladığımda, orada başarısız öğrenciler vardı. Ve o okullar bugün, hâlen berbat durumda. 56 yıl sonrasında.. TED لقد ترعرعت وسط المدينة، و كان هناك أطفال يفشلون في المدارس 56 سنة مضت عندما كنت أذهب إلى المدرسة، و لازالت هذه المدارس رديئة، بعد 56 عاما.
    Güney Afrika'nın vahşi doğu kısmı olan Londolozi Safari Parkı denilen bir yerde büyüdüm. TED ترعرعت في براري الجانب الشرقي لجنوب إفريقيا في مكان يدعى محمية لوندولوزي جايم.
    Farklı türde hırdavat dükkânlarının arasında büyüdüm ve gece pazarlarına gitmeyi severim. TED ترعرعت محاطاً بأنواع مختلف من متاجر الخردوات، و أحب الذهاب إلى الأسواق الليلية.
    Değerimin ve saygınlığımın bütün hayatım boyunca bildiğim bu kurallara göre belirlendiğine inanarak büyüdüm. TED وقد ترعرعت في عالم يؤمن بأن قيمتي ومكانتي تكمن في الالتزام بهذه القواعد التي تربيت عليها طيلة حياتي.
    Rus bale dansçısı." Ben de herkesin kendine has gizli, harika şeylere sahip olduğu düşüncesi ile büyüdüm. TED لذلك ترعرعت على هذا الافتراض بأن كل شخص لديه شيء مميز مخفي عنهم.
    Doğru, çok karmaşık bir ortamda büyüdüm. Fakat suç işlemeyi ben seçmiştim. Bunu üstlenmem gerekiyordu. TED صحيح، أنا ترعرعت في بيئة معقدة جدًا، ولكنني اخترت أن أرتكب الجرائم، كان علي أن أعترف بذلك.
    Benim büyüdüğüm ve büyük bir probleme sahip bir muhit. TED انه الحي الذي ترعرعت فيه، وهو حي لديه مشكلة كبيرة.
    Ayrıca Boston'a yeniden yerleşmekten de gurur duyuyorum aslında büyüdüğüm yere. TED و فخور أيضاً بإنتقالي هنا إلى بوسطن حيث ترعرعت في الواقع
    büyüdüğüm yerde bu adamlardan çok var. Ne isterlerse yapabileceklerini sanan tipler. Open Subtitles اعرف اشخاص مثل هؤلاء، حيث ترعرعت يعتقدون ان بإمكانهم فعل ما يريدون
    Zengin bir ailenin yanına sinerek büyüdün. Open Subtitles لقد ترعرعت متسللاً بجانب عائلة غنيّة.
    Burada doğmuş, orada büyümüş, bu yüzden çifte vatandaşlığı var. Open Subtitles لقد ولدت هناو ترعرعت هناك و لديها جنسيتان
    Ben gerçekten, gerçekten, bana Büyüdüğün yeri göstermek istemene mutlu oldum. Open Subtitles إني سعيدة للغاية أنك تودّ أن أرى موطنك الذي ترعرعت فيه
    Avusturya'da bir çiftlikte, sefalet içerisinde ve iyi bir eğitim alamayarak büyüdü. TED لقد ترعرعت في مزرعة في النمسا، فقيرة جداً، لم تحصل على الكثير من التعليم.
    Dr. Bodnar törene geldi ve Ukrayna'da büyüdüğünü anlattı. TED الدكتورة بودنار أتت إلى المراسم وشرحت لنا أنها ترعرعت في أوكرانيا.
    büyürken Whoopi Goldberg, Roseanne Barr, Ellen gibileri izlerdim ve bunların bir ortak noktası vardı, komedyenlerdi. TED ترعرعت و أنا أشاهد ووبي غولدبرغ، وروزان بار وإلين، وكانت هذه النساء تتقاسم شيئا مشتركا واحدا: كنّ ممثلات كوميديات.
    Muhteşem, güzel ve başarılı siyahi kadınlar tarafından yetiştirildim. TED لقد ترعرعت على يد نسوة سوداوات نابغات، جميلات، وبارعات.
    Annemin büyüdüğü kilisede evlenmek. Open Subtitles أن أتزوج في الكنيسة التي ترعرعت فيها أمي
    Politik bir ailenin içinde büyüdünüz. -Evet,efendim. Open Subtitles ـ إنّك ترعرعت في عائلة سياسية ـ أجل، سيّدي
    Oradaydım çünkü Avrupa'da büyümüştüm ve sonra Afrika'da çalışmak istiyordum. TED كنت هناك لأنني ترعرعت في أوروبا وأردت أن أعمل لاحقا في إفريقيا.
    büyüme çağındayken futbol benim her şeyimdi. Open Subtitles كانت كرة القدم كل شئ بالنسبة لي حينما ترعرعت
    Küçük bir kasabada yetiştim. Sana şehirli olduğumu düşündüren nedir? Open Subtitles لقد ترعرعت في بلدة صغيرة كيف أبدو لك متمدن ؟
    Bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. Mevlanakapı'da. Open Subtitles ترعرعت في نفس البلدة مع هذه العاهرة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد