ويكيبيديا

    "تسبب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sebep
        
    • neden
        
    • yol
        
    • yüzünden
        
    • sebebi
        
    • yüzden
        
    • onu
        
    • yaptı
        
    • yapıyor
        
    • zarar
        
    • nedeni
        
    • yarattı
        
    Bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. TED و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت.
    Bunun yarısının, 600.000 kişide, kalbinde kalıcı hasar meydana gelir ki bu durum sonradan çok kötü problemler yaşamalarına sebep olur. TED نصفهم تقريبا ،أي ٦٠٠ ألف لديهم ضرر دائم بالقلب التي من شأنها أن تسبب لهم مشاكل سيئة للغاية في وقت لاحق
    Bana açıklamam için izin verin. Aşılar otizme neden olmaz. TED لكن دعوني أكون واضحةً للغاية: إن اللقاحات لا تسبب التوحد.
    2015 yılında, güneydoğu Brezilya'da bir demir cevheri madeninde iki baraj çökmüş, ülke tarihindeki en kötü çevre felaketlerinden birine neden olmuştu. TED في عام 2015، سقط سدّان في منجم للحديد الخام في جنوب البرازيل، مما تسبب في إحداث أسوء كارثة بيئية في تاريخ الدولة.
    Muhtemelen üzerinde deney yapmanın çok fazla soruna yol açtığını anladılar. Open Subtitles من المحتمل أنهم أدركوا أن تجرتهم عليها تسبب الكثير من المشاكل
    Onlara katman karabulut denir ve kuzeydoğudan esen rüzgâr yüzünden hava basıncı düşer... Open Subtitles و مع هذا الرياح الشمالية التي تهب و تسبب إنخفاض في الضغط الجوي
    Rüyalar yorgunluğa sebep olmaz veya tekrar bayılmazsan, dönmemen için bir sebep göremiyorum. Open Subtitles طالما أن أحلامه لن تنهكه أو تسبب له إغماءً فلا أرى أي مانع
    Sendrom X inmeye sebep olabilir ama kalp krizini bilemem. Open Subtitles تلك المتلازمة قد تسبب سكتة لا أعلم بشأن الأزمة القلبية
    Tamam, oğlunuzun bu tür semptomları göstermesi için yüzlerce sebep olabilir. Open Subtitles حسناً , هناك العديد من الأسباب تسبب تلك الأعراض على ابنكِ
    Kirsan ateşi yetişkinleri etkilemez, yada hafıza kaybına sebep olmaz. Open Subtitles ولا تسبب فقدان ذاكرة حسنا, ذلك يمكن إن يكون حقيقي
    Ama isyanda ölmedi. Görünüşe göre onun ölümü isyana sebep oldu. Open Subtitles لكنه لم يُقتل أثناء الشغب، يبدو أنّ موته من تسبب به.
    Doral kendini patlatıp, küçük bir koridorda küçük bir hasara sebep oldu. Open Subtitles دورال فجر نفسه ، مما تسبب في اضرار طفيفة في مدخل القصر.
    Ve dokunma algılayıcılarına vurduğumda, aşağıya doğru gövdenin dibine kadar bir voltaj gönderdi ve bu da harekete neden oldu. TED أليس كذلك؟ ولذلك عندما أضرب مستقلات اللمس، أرسلت جهداً كهربائياً على طول الطريق حتى نهاية الجذع، والذي تسبب في حركتها.
    Çiçek hastalığı, geçen yüzyılda yarım milyardan fazla insanın ölümüne neden oldu ve artık aramızda yok, bu konuda en son ne zaman endişelendiniz? TED و لكن متى كانت آخر مرة أقلقك مرض الجدري, المرض الذي تسبب في وفاة نصف بليون فرد في القرن الماضي و قد إختفى الآن؟
    Ok beşinci ve altıncı kaburgalar arasından girmiş, büyük olasılıkla sol karıncığı delmiş, bu da iç kanamaya neden olmuş. Open Subtitles دخل السهم في الفضاء وربي بين الأضلاع الخامسة والسادسة، على الأرجح ثقب البطين الأيسر، مما تسبب في نزيف داخلي شديد.
    Aynı semptomlara neden olan bildiğiniz biyolojik silahlar var mı? Open Subtitles هل تعرفين اي مواد كيميائية أخرى قد تسبب أعراضا مشابهة:
    Son 30 yıldır, bu çocuk bana baş ağrısına neden oluyor. Open Subtitles طوال الثلاثين سنه الماضيه هذا الفتى قد تسبب لى فى المشاكل
    Babam, romantik öykülerin annemi öldüren ateşli hummaya yol açtığını sanıyor. Open Subtitles أبى يؤمن بالحكايات الرومانسية وهى تسبب حمى الدماغ التى قتلت أمى
    Kitap yüzünden karını kimin öldürdüğünü sormuştun ama cevabı biliyordun. Open Subtitles سألتنا لماذا تسبب الكتاب بقتل زوجتك، و لكنك علمت مسبقا.
    Benim deneyimlerime göre din, pek çok yıkımın ve ölümün sebebi olmuştur. Open Subtitles بخبرتي أقول لكِ,إن الأديان دائماً ما تسبب الموت والهلاك.
    onu ele geçiren şey, onu öldüren şey neydi, hiç bilemedim. Open Subtitles لم أكن أعرف ما الذي أصابه أو ما الذي تسبب بالقتل
    Otübüsü sürerken ortaya çıktı ve onu miyoklonik bir salak yaptı. Open Subtitles و الذي أزيح اثناء قيادته الحافلة مما تسبب له بنفضة عضلية
    O maymunların arasına geri dönme fikri bile migren yapıyor bende. Open Subtitles فكرة العودة إلى هناك مع اولئك القردة تسبب لي صداعاً نصفياً
    Güneşin dünyanıza kalıcı zarar vermesini önlemek için hala vaktimiz var. Open Subtitles مازال الوقت فى صالحنا قبل أن تسبب الشمس ضرراً دائم لعالمك
    Bu depremlerin nedeni o zaman kabarcığı olabilir. Open Subtitles ربما الفقاعة الزمنية هذة تسبب هزات الأرض
    Bu olay dizisi, bende oldukça endişe yarattı, iki sebepten ötürü. TED تسبب لي نمط الحياة هذا في الكثير من القلق، لسببين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد