Bıçak kafatasına girip hiçbir önemli sinire veya damara zarar vermemiş, yani iyileşecek. | Open Subtitles | إخترقت الشفرة جمجمته ولم تصب أي أعصاب أو شرايين رئيسية, لذا سيكون بخير |
Kalkanlar dayanıyor. Gemi zarar görmedi. | Open Subtitles | لقد صمدت دروعنا الواقية السفينة لم تصب بأى ضرر |
İki yıl önce, iddia üzerine, tam 2 kilometre gözü bağlı sürdü, tek bir çizik bile yoktu otobüste! | Open Subtitles | قبل عامين في رهان قاد مسافة كيلوين معصوب العينين ولم تصب الحافلة بخدش |
Bırak öykümüz yağmur gibi dökülsün. | Open Subtitles | "دعى قصتنا تصب مثل الحب " |
Şelaleden dakikada 150 milyon litre su dökülüyor. | Open Subtitles | إنها تصب حوالي 150 مليون لتر من الماء في الدقيقة |
Kafandan aşağı bir şişe şampanya döküyorsun. | Open Subtitles | حيث تصب زجاجة شامبانيا على رأسك |
Ölümcül bir yara değil. Mermi arterleri ıskaladı. | Open Subtitles | هذا ليس بجرح مميت فالرصاصة لم تصب أي شريان |
Kurşun sıyırıp geçmiş. Kemiğe veya büyük bir damara gelmemiş. | Open Subtitles | لقد عبرت الرصاصه من ذراعك و لكنها لم تصب العظام او اى شريان رئيسى |
Iskaladın! Hepsi boşa gitti, Knuckles! | Open Subtitles | لم تصب, سنخطط من جديد يا ناكلز |
Ateş ederseniz, köstebeği yaralamayın. | Open Subtitles | إن اضطررت إلى إطلاق النار فلا تصب الغرير. |
Kapı açıktı ve ben sadece zarar görmediğinizden emin olmak istedim. - zarar görmek mi? | Open Subtitles | كان مفتوحا، وأردت أن أتأكد من أنك لم تصب بأذى. |
Rehine olanlardan sonra şok geçirdi. Polis rehinenin zarar görmediğini söyledi fakat psikolojik olarak sarsıldığı açıkça görülüyor. | Open Subtitles | في حادثة الرهينة التي هزت المدينة الشرطة أكدت أن الرهينة لم تصب |
Ya da bıçak önemli atardamar veya toplardamarlardan birine zarar vermediği için kontrollü bir çıkarmanın, kafatasını açmaya kıyasla hem daha güvenli hem de daha az girişimsel olduğunu bildiği içindir. | Open Subtitles | أو بما أنه يبدو أن الشفرة لم تصب أي شرايين أو أوردة رئيسية فقد علم بأن إستخراجها بشكل مضبوط سيكون أكثر أماناً |
Geldiğin sabah streptokok ya da mide ağrın yoktu. | Open Subtitles | لم تصب بالتهاب في المعدة أو مغص يوم مجيئك |
Genetik olamaz. Annelerinde aynı semptomlar yoktu. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون وراثياً لم تصب الأم بنفس الأعراض |
Bırak öykümüz yağmur gibi dökülsün. | Open Subtitles | "دعى قصتنا تصب مثل الحب " |
Bırak öykümüz yağmur gibi dökülsün. | Open Subtitles | "دعى قصتنا تصب مثل الحب " |
Tonlarca su, buz içinde dikey konumda bir kilometreden fazla derine inen bu borudan aşağı dökülüyor. | Open Subtitles | أطنانٌ من الماء تصب في هذا الأنبوب، ولا يخفى أنها تهبط رأسياً إلى أعماق صفيحة الجليد |
Birçok nehir denize dökülüyor kayalıklar ve çamur tabakaları çok tehlikeli. | Open Subtitles | عدة أنهار تصب بالبحر والشعاب والسهول الطينية خطيرة |
Evet de, neden onu döküyorsun? | Open Subtitles | أجل. لكن لماذا تصب الكحول؟ |
Afedersin, ama her tarafa döküyorsun. | Open Subtitles | عفوا,ولكنك تصب في كل مكان. |
- Sadece sıyrık. Kemiği ıskaladı. | Open Subtitles | -لا ، انه جرح بسيط ، لم تصب العظم |
Mermi hiçbir hayati organa ya da damara gelmemiş. Bir yerinden vurulacaksan illa oradan olmasını istersin. | Open Subtitles | الرصاصة لم تصب أياً من أعضائه أو شريينه إنه أأمن مكانٍ قد يصاب فيه المرء |
- Iskaladın. | Open Subtitles | لم تصب |
Ateş ederseniz, köstebeği yaralamayın. | Open Subtitles | إن اضطررت إلى إطلاق النار فلا تصب الغرير. |