ويكيبيديا

    "تظن أنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sence
        
    • sanıyorsun
        
    • düşünüyorsun
        
    • Sizce
        
    • sanıyorsunuz
        
    • düşünüyorsunuz
        
    • olduğunu düşünüyor
        
    • sanıyor
        
    • düşünmüyor
        
    • sanıyordun
        
    • sandın
        
    • zannediyorsun
        
    • düşündüğünü
        
    • düşünüyorsan
        
    Sence kendimizi dansa kaptırmak, doğru bir hareket mi ? Open Subtitles اتعجب اذا ما كنت تظن أنه بالامكان أن ترقص قليلا
    Leo, Sence de gerçekte kim olduğunu söyleme zamanı gelmedi mi? Open Subtitles اذا ليو الا تظن أنه حان الوقت لتقول لى من أنت؟
    Tamam ama Sence de isteği biraz abartı değil mi? Open Subtitles نعم , حسناً لكن ألا تظن أنه يبالغ في طلبه؟
    Yani, kendini yine evli ve aşık ve hayatı hala güzel sanıyorsun. Open Subtitles تظن أنه إن كنت لازلت تحبها و متزوج منها تصبح الحياة جميلة
    Ben de hiç iş kalmadığını düşünüyorsun, öyle değil mi? Open Subtitles أنت حقاً لا تظن أنه لم أعد بقوتى أليس كذلك؟
    Şimdi, gerçekten garip olan şey şu, birkaç yıl çalıştıktan sonra, Sizce bu ülkelerde neler oldu? TED الآن، هذا هو الشئ المثير، بعد أن عملوا لسنوات عديدة، ماذا تظن أنه حدث لتلك الدول؟
    Biz iki yaşlı savaş atının ateşkes ilan etme zamanı geldi mi Sence? Open Subtitles ألا تظن أنه حان الوقت لنا نحن خيول الحرب العجزة أن نعقد هدنة؟
    Sence de garip değil mi, seninle ilişkili olan iki kadın öldürüldü bugünlerde? Open Subtitles ألا تظن أنه من غير العادي أن إمرأتان قتلتا في أقل من يومان
    15 yıl Cinayet Masasında çalıştı. Sence böyle bir şey yapar mı? Open Subtitles كان محققاً جنائياً طوال 15 سنة هل تظن أنه قام بتغطية الأمر؟
    Ona işe başladıktan birkaç saat sonra hedefi hallettiğimizi söyleseydik ne derdi Sence? Open Subtitles حسنًا, كيف تظن أنه سيتصرف إن علم أننا انكشفنا بعد سويعات من انطلاقنا؟
    Sence de bana nerede olduğunu söylemek sorumluluğun değil mi? Open Subtitles ألا تظن أنه واجب عليك حتى إخباري لأين أنت ذاهب
    O kâğıt parçasını elinde tutuyorsa da Sence bu kâğıdı nerede saklar? Open Subtitles ‏ولو كانت تلك الورقة بحوزته،‏ ‏أين تظن أنه قد يحتفظ بها؟ ‏
    Aklından geçenleri tahmin ediyorum, ...ama Sence de artık unutma vakti gelmedi mi? Open Subtitles أنا أعرف ما يدور في ذهنك ، ولكن لا تظن أنه حان الوقت ل ننسى ذلك ؟
    Sence cinayeti ve yer değişimini biliyor mudur? Open Subtitles هل تظن أنه يعرف شيء عن الجريمة أو الإستبدال؟
    Bildiğin tren istasyonuymuşum gibi canın istediğin zaman hayatıma girip çıkabileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles تظن أنه بإمكانك الدخول و الخروج من حياتي و كأنني محطة قطار لعينة؟
    Yani, sen ne olacağını sanıyorsun çıkartsan şu ağzındaki baklayı? Open Subtitles أعني، ماذا تظن أنه سيحدث إن إنفتحتَ على نفسكَ قليلاً؟
    Her toplantının veya tuvalette geçirdiğin her anın derin ve bilgelik dolu olduğunu sanıyorsun ama beni kovman hataydı. Open Subtitles تظن أنه كل مرة تقوم فيها باجتماع أو تتبرز يكون الأمر عميقاً ومليئاً بالحكمة لكنك ارتكبت خطأ بتركي أذهب
    Onu okulundan bir anda çekip hiç tanımadığı insanların olduğu bir yere zorla götürmenin daha iyi mi olduğunu düşünüyorsun? Open Subtitles ماذا إذاً، تظن أنه من الأحسن أن نخلعه من مدرسته ونجبره على الانتقال إلى مكان لا يعرف فيه أي أحد؟
    Sizce farklı olmak, başkaldırmak yanlış mı? Open Subtitles هل تظن أنه من الخطأ أن تقوم بالتغيير ، أن تتمرد ؟
    Şantaj nedenini size söylememin önemli olduğunu sanıyorsunuz. Open Subtitles تظن أنه من الضرورى أن أخبرك لماذا كان يتم أبتزازى ؟
    Burada kalmamın neden akılsızca olacağını düşünüyorsunuz? Open Subtitles لماذا تظن أنه ليس من الحكمة أن أبيت في هذا المكان؟
    Aslında hastanın istekte bulunmadığı bir muayene, ama yan evdeki dost komşusu denemeye değer olduğunu düşünüyor. Open Subtitles استشارة لم تطلبها المريضة لكن طبيبة التقويم تظن أنه من الأفضل للمريضة سماع الاستشارة
    Bir ajan, imha edici. Charlene onun John adında bir hademe olduğunu sanıyor. Open Subtitles هو وكيل, وهو مبيد تشارلي تظن أنه الفراش المسمى بجون
    Onu sıkı bir gözetim altında tutmalı olduğunu düşünmüyor musun? Open Subtitles لا تظن أنه يجب أن نبقي عينًا قريبة عليه ؟
    Yoksa hayatına giren bütün kadınların ölmesinin tamamen bir tesadüf olduğunu mu sanıyordun? Open Subtitles أو هل تظن أنه كان مصادفة أن جميع النساء في حياتك انتهين موتى؟
    Ailemin sorunlarından yararlanabileceğini mi sandın? Open Subtitles إذاً أنت تظن أنه يمكنك الإستفادة من مشكلة عائلتي
    Hatasız davrandığını zannediyorsun. Senin kafa yapın bu! Open Subtitles تظن أنه لا يمكنك ارتكاب الأخطاء ما خطبك ؟
    - "Onun iyi biri olduğunu düşündüğünü biliyorum." - "İyi olduğunu biliyorum." Open Subtitles كنت أعرف أنك تظن . أنه رجل جيد . كنت أعلم أنه رجل جيد
    Değişmeyeceğim ya da dönüşmeyeceğim ya da her olacağını düşünüyorsan artık. Open Subtitles لن أتحول أو أتغير أو مهما كان الذي تظن أنه سيحدث.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد