- Sanırım yarışmaları özlüyor. | Open Subtitles | أعتقد أنها تفتقد المنافسة. انظر كيف انها الرياء؟ |
Babanın zeytin ağaçlarını gerçekten özlüyor musun? | Open Subtitles | هل تفتقد ابيك بالفعل من وقت القنبلة العنقودية؟ |
Sanki dolu dolu yaşamış gibi gençliğini özlüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفتقد شبابك كما لو كنت تعيشه على أكمل وجه. |
Ormanda onca zaman insanlarla olmayı hiç özledin mi? | Open Subtitles | طوال هذا الوقت في الغابة. ألم تفتقد الإتصال بأي إنسان؟ |
Belki de seni ne kadar çok özlediğini hatırlaması gerekiyordur. | Open Subtitles | ربما أنها تحتاج فقط لتكون ذكر كم انها تفتقد لك. |
Mutlu küçük ailemizin başka bir üyesini özlemiyor musun? | Open Subtitles | ألا تفتقد لعضوٍ آخر ضمن عائلتنا السعيدة؟ |
Yakın zamanda ona, hayatında çok önemli bir şeyin eksik olduğunu söyledim. | Open Subtitles | كنتُ أخبرهـا مؤخراً بأنّهـا تفتقد شيء حيوي في حياتهـا |
Bir aile olduğumuz zamanları özlüyor ve tekrar öyle olmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تفتقد هذه اللحظات العائلية ولهذا أرادت العودة |
Michael Stonebridge sahayı özlüyor olmalısın. | Open Subtitles | مايكل ستون بريدج، لابُد وانك تفتقد الميدان |
Mesela dışarı çıkmayı falan özlüyor musun? | Open Subtitles | أعني ، ألا تفتقد الخروج والتسكّع وهذه الأمور ؟ |
Kardeşlerini özlüyor, hâlâ onlardan bahsediyor. | Open Subtitles | هي تفتقد إخوانها و أخواتها، هي لا زالت تتحدث عنهم |
Biliyorum, babanı çok özlüyorsun. Şimdi her neredeyse, seninle gurur duyuyordur. | Open Subtitles | أنا أقدر أنك تفتقد أباك منذ سنين لكني أعتقد أنه فخور بك الآن |
Ah Brian biliyorum Jillian'ı özlüyorsun, ama sana tekrar kavuşmak güzel. | Open Subtitles | براين , أعلم أنك تفتقد جيليان لكن من الجيد عودتك |
İnsanların sana iltifat edişini özlüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت فعلاً تفتقد لكل هذا الانتباه، أليس كذلك؟ |
Belki sadece anneni özledin. | Open Subtitles | لكن ألا يمكن أن يكون أبسط من ذلك؟ ربما فقط أنت تفتقد أمك |
Demek istediğim en çok bu zamanlarda onu özlediğini anlıyorum. | Open Subtitles | كل ما أقوله أنه في أوقات كهذه، تفتقد أحبائك بشدة |
Yani, o siyasetçi kadını hiç özlemiyor musunuz? | Open Subtitles | إذًا أنت لا تفتقد تلك السياسية على الإطلاق؟ |
Hayatında bir şeylerin eksik olduğunu bildiğin sürece burada benimle birlikte olamazsın. | Open Subtitles | إنك لن تكون معي الآن هنا مالم تكن تفتقد شيء ما في حياتك |
Yapma, Peter. Televizyonu azıcık da mı özlemedin? | Open Subtitles | هيا يا بيتر ألا تفتقد التلفاز ولو قليلا ؟ |
Bu dünyanın özüyle ilgili en iyi kısmı kaçırıyorsun. | Open Subtitles | إنّك تفتقد إلى أفضل جزء من .إقامتنا القصيرة في هذا العالم |
bir ya da iki piksel kayıp bile olabilir, çok parlak olmak zorunda değil dedik. | TED | يمكن أن تفتقد إلى بيكسل أو اثنين، لا يجب أن تكون زاهية. |
Yaban arını kaybettin, değil mi? | Open Subtitles | أدفع. إنّك تفتقد "بامبل بي"، أليس كذلك؟ |
Anne o arkadaşını özledi, ve eğer yakın zamanda ortaya çıkmazsa, anne bu duruma çok üzülecek. | Open Subtitles | والدتكِ تفتقد صديقتها جداً، وسأستاء كثيراً إن لم تأتي صديقتي قريباً |
Makinenin neden İnternet öncesi beynini özlemiş hissettiğini bilmiyorum ve burada etiketlenmiş durumda, ama çok ilginç bir düşünce. | TED | لا أعلم لماذا تفتقد الآلة دماغها ما قبل الانترنت ووضعته في هذا التصنيف هنا، ولكنه تفكير مثير للاهتمام. |
Bazı uzmanlara göre bu gizemi, gereken kavrayış ve zekâdan yoksun olduğumuz için çözemeyiz. | TED | بعض الخبراء يرون عدم إمكاننا حل المشكلة لأننا تفتقد المفاهيم والذكاء، فنحن |
Ne kadar çok eğlenirsen eğlen, kendini yabancı hissedeceksin, bu dili özleyeceksin, bu sokakları, bu kokuları, bütün bu çarşıyı özleyeceksin. | Open Subtitles | و حتى لو كنت تستمتع بذلك سوف تشعر بالغربة، سوف تفتقد هذه اللغة هذه الشوارع، هذه الروائح ، هذه الفوضى كلها |
Çünkü bu bir birleşmiş milletler operasyonu, tabiki, fon eksikliği yaşıyorlar. | TED | لأنها عملية تابعة للأمم المتحدة، فهي بالطبع تفتقد التمويل. |