"تفعلها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yapma
• yapıyorsun
• yapmak
• bunu
• yapıyor
• yaptığını
• yaptığın
• yapmanı
• yaptın
• yapmana
• yapman
• yapabilirsin
• yap
• yapmalısın
• sen

Pekala. bunu sonra konuşuruz. bunu bir daha yapma tamam mı?
حسناً أنت متحمس لقريتك فقط لا تفعلها مرة أخرى

Kendini baskı altında hissetme. Demek istediğim, bunu bir emsal olsun diye veya halkı ya da bizi ya da derneği hayal kırıklığına uğratmayayım diye yapma.
لا تشعر بالضغط, اي لا تفعلها لكي تكون مثالاً أو لكي لا تخيب الرأي العام أو نحن

Yanlış yapıyorsun! Sertçe seveceksin ki o da haz alabilsin.
أنت تفعلها بشكل خاطئ عليك أن تربت عليه بقوة لكيّ يحس به

Bu da sinyal aralıklarında yapmak kaydıyla sisteme müdahale etmenizi sağlar.
مما يعني أنه يمكنك إختراق النظام طالما كنت تفعلها بين النبضات

Son olarak, yeteneklerinize ve yaratıcılığınıza inanın, çünkü bunu kendiniz yapabilirsiniz.
وأخيراً . ثق في قدراتك وإبداعك. لأنك تستطيع أن تفعلها بنفسك.

Öyleyse yapma bunu adamım. Davet etme. İstediğin son şey işleri aceleye getirmek.
اذاً لا تفعلها يارجل, لاتدعوها الشيئ الاخير الممكن فعله هو استعجال الامور

yapma yapma, lütfen, bana bunu yaptırma.
لا تفعلها لا تفعلها رجاء لا تتركني انا افعلها

Sana bir tavsiye. O işi henüz yapmadıysanız, yapma.
دعني أسدي لك نصيحة، إن لم تكن فعلتها بالفعل، فلا تفعلها.

yapma. Gözetleme işini, çatışmaya dönüştüreceksin.
لا تفعلها ستحول مهمة المراقبة إلى معركة نارية

yapma bunu. Basit bir gözetleme görevini çatışmaya çevireceksin.
لا تفعلها ستحول مهمة المراقبة إلى معركة نارية

Ne yapıyorsun sen?
ما هذه الحماقه التي تفعلها أنه يريدُ قميصَه , و ملعقتَه

Yine aynı şeyi yapıyorsun, seni küçük azgın p.ç.
ماذا؟ انت تفعلها ثانية,أيها الوغد الصغير

bunu yapıyorsun çünkü araba sürerken hissettiğin gibi hissetmek istiyorsun.
أنت تفعلها لأنك تحب ذلك الشعور لدى قيادتها.

Fakat onun gibilerin yapmak istemeyeceği işleri yapacak birine ihtiyacın var.
ولكنك بحاجة إلى شخص مستعد لفعل الأشياء أناس مثلها لا تفعلها

- Bu Abbott ve Costello arasında. bunu yaptığında komik olmuyorsun.
إنه مشهد بين آبوت وكستيلو حينما تفعلها أنت لا تكون مضحكاً

Yani bu akranlar var ve onlar servisi ve ürünü getiriyorlar ve şirket de şirketin iyi yaptığı şeyleri yapıyor.
اذاً لدينا الأقران الذين يقدمون الخدمات والمنتج, والشركة التي تفعل الأشياء التي تفعلها الشركات.

Olayın görüntüleri yayılmaya başladı ve Meksika hükûmeti her zaman yaptığını yapıp
صور الأحداث وإطلاق النار بدأت بالتداول والحكومة المكسيكية فعلت كما تفعلها دائمًا

Ve sen de bu kibarlığın yarısını, dışarıda yaptığın işle ödedin.
وعليك أن تدفع ثمن هذا الكرم بنصف الأعمال التي تفعلها بالخارج

yapmanı istediğim birkaç şey daha var, sonra ne zaman gideceğini konuşuruz.
عندي بعض الأشياء لك كي تفعلها, و عندها سوف نتكلم عن رحيلك.

- Rolünü çok iyi yaptın.
لعبتها بشكل رائع إنني علمتَ بإنك تفعلها أأنت ثمل؟

yapmak istediğin küçük düşürücü şeyleri yapmana izin verecek birilerini bulursun.
سوف تجد شخص، شخص يتقبل كل الأشياء المهينة التي تفعلها له

Bir aydır senin yapman gereken işleri yapmaktan yorgun düştüm!
كنت اطلب منك بشدة فعل الاشياء التى يجب ان تفعلها

yapabilirsin Stevie. yapabilirsin.
يمكنك أن تفعلها يا ستيفي يمكنك أن تفعلها

Arkadaşı da ona: "Çinlilerin yaptığı gibi yap" demiş.
صديقه يقول له لم لا تفعلها كما يفعلها الصينيون؟

- Bence yapmalısın Joel, harika olacak. - Ben de yapacağım.
عن الامور المخالفة للقانون اظن انه من الجيد ان تفعلها ياجول

Ama sen yapmadıysan sana karşı geçerli bir kanıt nasıl var olabilir?
ولكن إذا لم تفعلها كيف سيكون هناك أي دليل قوي ضدك ؟