| Seni öpmek kutsal bir kültablasını öpmek gibi ama aklımdaki bu değildi. | Open Subtitles | برغم أن تقبيلك مثل تقبيل منفضّة سغائر مقدّسة، ولكن لم أقصد هذا. |
| Ağzı metal dolu bir adamı öpmek nasıl bir duygu? | Open Subtitles | ما هو شعورك عند تقبيل رجل و فمه مليء بالمعدن؟ |
| Burada yapamam daha temiz bir yer ve daha az öpüşme olmalı. | Open Subtitles | لا يمكنني الإهتمام بهذه هنا, أحتاج الى بيئة أنظف و تقبيل اقل |
| Dil piercingi takarken öpüşmek nasıldır bilirsiniz. | Open Subtitles | وتعرفون كيف يكون الأمر عند تقبيل رجل فحل اللسان |
| Bu tabi ki araba sürmek kadar, kız kardeşini öpmeye benziyor. Çocuklar biraz direksiyon kullanmak istediklerinde, direksiyon çiziyorlar | TED | ولكن طبعاً ذلك يشبه تقبيل أختك قليلاً فيما يخص قيادة السيارة. إذا يريد الأطفال مقود للسيارة. فيرسمون مقوداً للسيارة. |
| Yüzüğü öpmeyi bırakınca, jüri üyeleri Nazi gibi davranmaya başladı. | Open Subtitles | عندما توقفت عن تقبيل الخاتم، القضاة يصبحون ألمان شرقيون عليك. |
| Tebrikler, artık evlisiniz, gelini öpebilirsin. | Open Subtitles | تهانيّ، أنتمتزوجالآن. يمكنك تقبيل العروس |
| Pekâlâ, madem birini öpmek bu kadar fenaysa sana ne demeli? | Open Subtitles | حسنٌ، إن كان تقبيل شخصٍ ما شيء شنيع، فماذا عنكِ إذن؟ |
| Pekala, madem birini öpmek bu kadar fenaysa sana ne demeli? | Open Subtitles | حسنٌ، إن كان تقبيل شخصٍ ما شيء شنيع، فماذا عنكِ إذن؟ |
| Pekâlâ, madem birini öpmek bu kadar fenaysa sana ne demeli? | Open Subtitles | حسنٌ، إن كان تقبيل شخصٍ ما شيء شنيع، فماذا عنكِ إذن؟ |
| Üzgünüm, haklısın. Erkekleri öpmek sana düşer tabii. Sen yapmalısın. | Open Subtitles | أنا آسفة,أنت محق تقبيل الرجال من تخصصك,الأحرى انت تفعلها أنت |
| Eğer birini öpmek istiyorsan, Beni öp! | Open Subtitles | دعني اساعدك إذا كنت ترغب في تقبيل شخص ما ، فقبلني أنا |
| Hoover tekniğinin kızı cezp edeceğini düşünen birini öpmek çok daha kötüdür. | Open Subtitles | مثل الذي يقارن تقبيل رجل الذي يفكر تقنية علي إنها مثيرة جنسياً أكثر |
| öpüşme deniyor. Hem siz burada ne arıyorsunuz ki? | Open Subtitles | يدعي هذا تقبيل و ماذا تفعلن هنا على أية حال ؟ |
| İkiniz öpüşmek isterseniz, bunun aldatmaktan sayılmadığını belirtmek isterim. | Open Subtitles | إذا أردتما تقبيل بعضيكما فلن أعتبرها خداعا |
| Sadece bacak arasını öpmeye devam edebilirim. Bütün gün öpebilirim. | Open Subtitles | استطيع العوده لتقبيل الفخذ الأيمن استطيع تقبيل فخذيك طوال اليوم |
| Bu metinlere göre cadılar, şeytanın anüsünü öpmeyi ve şeytanın zarar vermek için belirlediği hedefleri zehirlemeyi ve büyülemeyi içeren ritüeller gerçekleştiriyordu. | TED | ووفقًا لهذه الكتب، قامت الساحرات بتطبيق طقوس مثل تقبيل مؤخرات الشياطين وتسميم وسحر الأشخاص الذين خصّهم الشيطان بالأذى. |
| Hoşuna gitmiyorsa, kıllı kıçımı öpebilirsin. | Open Subtitles | لا يعجبك ذلك, يمكنك تقبيل مؤخرتي الغاضبة. |
| Ve kim bundan hoşlanmıyorsa benim parlak beyaz tarlatanımı öpebilir. | Open Subtitles | أي شخص لا يعجبه ذالك يمكنه تقبيل مؤخرتي اللامعة للعروسة البيضاء |
| Çünkü dalgaların kumsalı öpmekten vazgeçmeyi reddetmesinden daha güzel birşey yoktur, kaç defa yıkıp geçtiği mühim değil. | TED | لأنه لا يوجد شيء أكثر جمالا من المحيط الذي لاينكف عن تقبيل الشاطئ ، مهما كانت المرات التي رُفض فيها |
| Karnaval için, bize patentli olan ZBZ öpücük çadırını yapacağız. | Open Subtitles | أذاً للكرنفالِ، نحن سَنقوم بوضع كشكِ تقبيل زي بي زي |
| Sen annesine fransız-kanada öpücüğü verdin, ki bu benim herkesi şoka sokan fransız öpücüğüne verdiğim ad. | Open Subtitles | أوه يا إلهي, من أنت حتى تتكلم؟ لقد قبلت أمها تقبيل فرنسي كندي |
| Sizi karı koca ilân ediyorum. Birbirinizi... öpebilirsiniz. | Open Subtitles | ،الآن أعلنكما زوج وزوجة يمكنكم الآن تقبيل بعضكما |
| Çünkü anlaşılan beni sadece eşcinsel erkekler öpüyor. | Open Subtitles | لأن ما يبدو سوف فقط الرجال مثلي الجنس تقبيل لي. |
| Gözlerini kapatmış olsan hala o kızı öptüğünü hatılayabilir misin? | Open Subtitles | ..إذا أغلقت عيناك هل يمكنك تذكر تقبيل تلك الفتاة ؟ |
| Onlar öğretmen için. Çocuk matematikten "D" alıyor, yalakalık yapma zamanı geldi. | Open Subtitles | الأطفال يحصلون على ادنى الدرجات فى مادة الرياضيات ، لذا علينا تقبيل كفوف المعلمين |